Jump to content

CenGo

Üye
  • İçerik sayısı

    474
  • Katılım

CenGo kullanıcısının paylaşımları

  1. Araçların ön konsol kısmında, araçta herhangi bir sorun çıktığı anda kullanıcıların haberdar edilebilmesi için kullanılan göstergeler bulunmaktadır. Aracın kontağı açıldığında buradaki kontrol ışıklarının tamamı yanar ve bir süre bekledikten sonra sönerler. Bazı ışıklar araç tam olarak çalışmaya başlayana kadar yanmaya devam eder. Yağ lambası, kontak çevrildikten sonra birkaç saniye süreyle yanar ve sonra söner. Eğer bu lamba sönmüyor ve yanmaya devam ediyorsa bir sorun var demektir. Bazı durumlarda yağ lambası yanıp sönebilir. Bu durumda da aracın yağ basıncında bir problem olduğu anlaşılmaktadır. Motor basıncı çok düşük olduğunda yağ lambası, yanar ya da yanıp söner. Bu durumla araç hareket halindeyken karşılaşırsanız panik yapmanıza gerek yoktur. İlk etapta aracı 1500 devrin üzerine çok fazla çıkarmamanız ve bu halde en yakın benzinliğe ya da servise gitmeniz önerilir. Bazı araçlarda yağ lambası yanarken araç 1500 devir üzerine çıkarsa sesli uyarı sistemi bulunmaktadır. Bu ikaz sesi genellikle yeni model araçlarda kullanılır. Bu durumlarda araçların yola devam etmesi oldukça sakıncalıdır. Bu sebeple kişilerin uygun bir yerde durduktan sonra aracın yağ seviyesini kontrol etmeleri gerekir. Eğer yağ seviyesi gereken seviyenin altında ya da üstünde ise bu yağ lambasının yanmasına sebep oluyor olabilir. Ancak yağ seviyesi normal seviyedeyken lamba yanıyorsa kısa süre içerisinde servise gösterilmelidir. Motor Yağı Değişiminin Önemi Aracın periyodik olarak kontrol edilmesi gereken bölgelerinden birisi yağ filtresidir. Motorun yağ seviyesi belirli dönemlerde kontrol edilmeli ve gerektiğinde değiştirilmelidir. Geçmiş dönemlerde araçlar, 5000 km. kadar ilerledikten sonra yağ kontrollerini yaptırmak zorundaydılar. Ancak günümüzde otomotiv teknolojisinin gelişimiyle birlikte bu miktar 20000 km.’ye kadar çıktı. Artık araçlara eklenen doğru yağlar, sorunsuz bir biçimde 20000 km. kullanılabiliyor.Motor yağının ya da filtresinin zamanında değiştirilmesi araca ilk olarak performans olarak geri dönmektedir. Bu performans, hem yakıt performansı hem de motorun verimi olarak düşünülebilir. Genellikle halkımız yağ lambası yanmadan yağ kontrollerini yaptırmamaktadır. Ancak yağ kontrolü yaptırdığınız serviste sizlere verilen belgelerde, yağ kontrolünü yaptırdığınız tarih ve bir sonraki kontrolü yaptırmanız gereken tarih, tahmini olarak yer almaktadır. Bu tarihlerde kişiler yağ seviyelerini ve filtrelerini değiştirirlerse yağ lambası yanmadan ve araca zarar vermeden uzun süre devam edebilirler. Eğer aracın yağı ya da yağ filtresi gerektiği dönemde değiştirilmezse yağ lambası uyarı vermeye başlar. Bu dönemde araçta kullanılan yağ artık siyahlaşmaya başlamıştır. Yağlanma sırasında oluşan film tabakası, ömrü dolmuş yağlarda artık oluşmamaya başlayacaktır. Bu da doğrudan motorun aşınmasına sebep olan durumlardan bir tanesidir. Yağ değiştirilmediğinde motorun aşınmasıyla birlikte küçük metal parçalar, etrafa yayılmaya başlar. Yağ filtresi bu metal parçaları toplamaktadır. Ancak o da değiştirilmediğinde bir süre sonra bu görevini yerine getiremez. Aracın Yağını Kendiniz Nasıl Değiştirirsiniz? İlk olarak aracın yağ değişimine hazır hale getirilmesi gerekmektedir. Bunun için aracın motoru durdurulmuş ve araç düz bir zeminde olmalıdır. Yağ değişiminin hemen araç durdurulduktan sonra yapılması doğru değildir. İlk olarak aracın motoru durmuş halde birkaç dakika beklemesi gereklidir. Bu süre motor yağının belirli bir oranda soğuması için beklenir. Aracın yağının komple değiştirilmesi için aracın kaldırılması ve içerisindeki yağın boşaltılması gerekir. Bu sebeple araç kriko yardımıyla ilk etapta kaldırılır. Aracın yağ kapağını aracın altında tespit ettikten sonra bu kapağı açarak yağın boşalmasını sağlayabilirsiniz. Ancak bu kısımda vakum bulunduğundan yağın tamamının boşalma durumu çok fazla yaşanmaz. Aracın altında tahliye tapası bulunmaktadır. Bu tapayı açtığınızda yağ tamamen aracın altına koyduğunuz kaba düşecektir. Ancak bu esnada yağ ile kesinlikle temas kurmayın. Düşündüğünüzden çok daha sıcak olup sizlere zarar verebilir. Sonrasında bir huni yardımıyla yağın eklenmesine başlanabilir. Bu işlemlerde her iki litre yağ eklendikten sonra yağ seviyesi kontrol edilmelidir. Bu kontroller sırasında doğru seviyeye ulaştığınızda yağ kapağını kapatarak yağ ekleme işlemini durdurun. Sonrasında aracı tekrar çalıştırın. Ancak araç çalışında yağ seviyesi tekrar düşebilir. Bu sebeple araç çalıştıktan sonra tekrar kontrol edin ve gerekirse bir miktar daha yağ ekleyin. kaynak
  2. Gelişen teknolojiler, artan nüfus ile toplu taşımaların yetersiz kalması, hayat temposunun hızlanması gibi faktörler dikkate alındığında günümüzde otomobiller lüks yerine ihtiyaç haline gelmiş bulunmaktadır. 2015 TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre Türkiye’nin güncel nüfusu yaklaşık olarak 78 milyon olarak hesaplanmıştır, buna karşılık ülkede trafiğe kayıt sayısı yaklaşık olarak 18 milyondur. Bu veriler ile yapılan hesaplamalar her 100 kişiden 23 kişinin araç sahibi olduğunu göstermektedir. Ortalama bir ailenin nüfusu 4 kişi olduğundan neredeyse her ailede bir araç bulunduğu söylenebilmektedir. Otomobil piyasasında geçmişten günümüze büyük atılımlar gerçekleşmiştir ve her geçen gün gerçekleşmeye devam etmektedir. Hal böyle olunca yeni otomobil alacak kişilerin kafasında oldukça fazla soru işareti oluşmaktadır. Bu sorulardan bazıları; hangi marka otomobil daha iyi, hangi model araçlar daha uygun, otomobillerde olması gereken ideal özellikler nelerdir, en iyi fiyatla en yüksek konforu ve kaliteyi hangi otomobil sunmaktadır şeklindedir. Aracın markası, modeli, kullanılan teknolojiler, tasarım özellikleri elbette oldukça önemlidir; ancak araç satın almayı düşünen kullanıcıların asıl sorunu, bu özelliklere karar verdikten sonra yakıt tipinin belirlenmesidir. Kullanıcılar tarafından uzmanlara en sık yöneltilen soru; “sıfır otomobil alınırken dizel araçları mı yoksa benzinli araçları mı tercih etmek daha iyidir?” sorusudur ve günümüz şartları dikkate alındığında bu soru oldukça yerindedir. Çünkü bir otomobilin en büyük masrafı şüphesiz ki yakıt masrafıdır. Dizel ve benzinli araçlar arasında yakıt tüketimi (100 km’de ortalama kaç lt yakıt harcadıkları), performansları, periyodik bakım masrafları, parça değişim masrafları gibi temel farklılıklar bulunmaktadır. Bu makalede dizel ve benzinli araçların çalışma prensipleri, bazı markaların dizel ve benzinli acaç modelleri üzerinde yapılan hesaplamalar, araçların olumlu ve olumsuz yönleri ayrıntılı bir biçimde ele alınacaktır ve hangi kullanıcı grubunun hangi tip aracı tercih etmesi gerektiği anlatılacaktır. Dizel Motorun Çalışma Prensibi Nasıldır ? Rudolf Diesel tarafından bulunan, İçten yanmalı bir motor tipi olan dizel motorlar, bir gazın (oksijen içeren) sıkıştırılması ile yüksek basınca ulaşması, daha sonra yüksek basınçlı ve sıkıştırılmış olan bu gaza silindirden yakıt püskürtülmesi ile alev alması prensibiyle çalışmaktadırlar. Daha ayrıntılı bahsetmek gerekirse, dizel motorda 4 zamanlı bir çalışma prensibi vardır. Bu 4 zaman; emme zamanı, sıkıştırma zamanı, patlama zamanı ve egzoz zamanıdır. Emme zamanı: Bu evrede emme subabı açılır. Bu sayede hava ile dolan pistonun aşağıya doğru hareketi sağlanır. Sıkıştırma Zamanı: Bu evrede içi oksijen içeren bir gaz ile dolan piston yukarı doğru hareket etmektedir. İlk evrede görevini tamamlayan emme subabı kapandığı için gazın çıkış yapabileceği herhangi bir yer bulunmamaktadır. Dolayısı ile pistonun yuları çıkması ile içindeki gaz sıkışır. Sıkıştırılan bu gazın basıncı ve sıcaklığı aşırı derecede artmaktadır (500-700 santigrat derece arası). Patlama Zamanı: Bu evrede; sıkıştırma evresinin sonunda aşırı derecede ısınmış olan gazın içerisine silindir vasıtasıyla yakıt püskürtme işlemi gerçekleştirilir. Gazın sıcaklığı ve basıncı nedeniyle püskürtülen yakıt (mazot) alev alır ve bir patlama gerçekleşir. Gerçekleşen bu patlamanın ortaya çıkarmış olduğu enerji sayesinde piston aşağıya doğru itilir ve dönme hareketi meydana gelir. Egzoz Zamanı: Aşağıya inen pistonun içerisinde yanmış ve atık olan gaz meydana gelmiştir. Bu gazın dışarıya atılması işlemi; dönme hareketi yapan pistonun yeniden yukarı çıkması esnasında egzoz subabının açılması ile gerçekleşmektedir. Bu sayede yanmış gaz dışarı atılır ve 4 zaman tamamlanmış olur. Benzinli Motorun Çalışma Prensibi Nasıldır ? Nikolaus Otto tarafından bulunan ve bulunması dizel motorlardan daha önceye dayanan benzinli motorlar da 4 zamanlı motorlar arasında bulunmaktadır (Dizel motorların ortaya çıkışında benziznli motorlardan esinilmiştir). Bu evrelerde gerçekleşen işlemlerden bahsedilmek gerekirse; Emme Zamanı: Pistonun sol üst tarafında bulunan emme subabının açılması ile birlikte silindir içerisine hava + benzin karışımı girmektedir (bu hareket; subap açıldıktan sonra pistonun aşağıya doğru gitmesi ile oluşan vakum sayesinde gerçekleşmektedir). Sıkıştırma Zamanı: İki subapta kapalı olduğundan silindir bloğunun içinde sıkışmış olan hava + yakıt (benzin) karışımı, pistonun yukarıya doğru hareket etmesi ile çok daha fazla sıkıştırılmaktadır. Bu esnada karışımın hem basıncı, hem de sıcaklığı yükselmektedir. Yanma Zamanı: Sıkıştırılan bu karışım, emme ve egzoz subaplarının ortasında bulunan bujinin (dizel motordaki silindirin yerine benzinli motorda buji bulunmaktadır) ürettiği kıvılcım ile ateşlenmekte ve yanma işlemi gerçekleşmektedir. Yanma aşamasında açığa çıkan enerji ile pistonun (dolayısı ile aracın) hareketi meydana gerçekleşmektedir. Egzoz Zamanı: Yanma enerjisi ile aşağıya inen piston tekrar yukarı gelirken egzuz subabının açılması ile birlikte, yanmış gazın dışarıya atılması işlemi gerçekleştirilir ve döngü tamamlanmış olur. Dizel ve Benzinli Motorlar Arasındaki Farklılıklar Nelerdir? Çalışma prensipleri birbirine çok benzeyen bu iki motor tipindeki temel farklılıklar; Benzinli motorda yakıt ateşlenerek (buji ile) enerjiye dönüşürken, dizel motorda sıkıştırma yöntemi kullanılmaktadır. Dizel motorlarda yakıt olarak mazot, benzinli motorlarda ise benzin kullanılmaktadır. Mazotun elde edilmesinde benzin gibi uzun ve zahmetli işlemler gerekmediğinden mazot yakıtı benzine göre daha ucuzdur. Genel anlamda dizel motorlarda yakıttan elde edilen enerjinin verimi %40’ın üzerindedir; ancak benzinli motorlarda bu oran %20 seviyesindedir. Yani benzinli motorlar açığa çıkan enerjinin en fazla %20’sini, dizel motorlar ise %40’ını kullanmaktadırlar. Yakıt verimliliğinin az olmasına karşın genel anlamda benzinli motorların performansları daha yüksektir; ancak günümüzde çeşitli yenilikler sayesinde dizel motorlar performans açığını kapatmaktadırlar. Dizel motorlarda yanma işleminin gerçekleşmesi için sıcaklığın minimum 500 santigrat derece olması gerekmektedir; dolayısıyla aşırı soğuk havalarda eski teknoloji bazı dizel motorların çalışmasında problem yaşanabilmektedir (günümüzde bu tarz sorunlarla pek fazla karşılaşılmamaktadır). Benzinli motorlarda ise ateşleme için buji kullanıldığından böyle bir problem bulunmamaktadır. Yakıtının ucuz olmasına karşın, dizel motor fiyatları benzinli motorlara göre daha pahalıdır; bu sebepten dolayı dizel motorlu araçlar benzin motorlu araçlara göre daha pahalı olmaktadırlar Dizel ve Benzinli Otomobillerde Maliyet Hesabı Yeni otomobil alacak kişilerin kafalarını en çok kurcalayan konulardan birisi olan maliyet konusunda etkili olan faktörler; ortalama benzin ve mazot fiyatları, otomobilin 100 km’de kaç litre benzin / mazot harcadığı, kişilerin bir senede ortalama kaç kilometre yol yaptığı , benzinli ve dizel otomobiller arasındaki fiyat farklılıkları, benzinli ve dizel araçların bakım-onarım ücretleri şeklinde sıralanabilir (bu faktörlere yıpranma payları, tercih oranları vb. bir çok madde eklemesi yapılabilir; ancak maliyeti etkileyen ana faktörler yukarıdakilerdir). Örneğin Toyota Auris’in dizel modeli ele alındığında; Model: 1.4 D-4D 6 İleri Düz Vites (Advance) Yakıt: Dizel Araç Fiyat: 80950 TL Yakıt tüketimi: 4 lt / 100 km Mazot fiyatı: 3,91 TL Benzinli modelinde ise; Model: 1.6 Valvematic 6 İleri Düz Vites (Advance) Yakıt: Dizel Araç Fiyatı: 69150 TL Yakıt tüketimi: 6,3 lt / 100 km Benzin Fiyatı: 4,55 TL (Fiyatlar yaklaşık fiyatlar olup, değişiklik gözlenebileceğini unutmamak gerekir). Yukarıdaki veriler eşliğinde, yılda ortalama 10000 ve 20000 km yol giden bir bireyin yakıt masraflarını ve aradaki farkı hesaplayalım; Benzinli ile dizel aracın fiyat farkı: 80950 – 69150 = 11800 TL’dir (benzinli araç daha ucuzdur). Yılda ortalama 10000 km yol giden kullanıcı için yakıt masrafı; Dizel için: 10000 * (4 / 100) * (3,91) = 1564 TL Benzin için: 10000 * (6,3 / 100) * (4,55) = 2866,5 TL Aradaki fark: 2866,5 – 1564 = 1302,5 TL (Yıllık) Fiyat farkını çıkarma süresi: 11800 / 1302,5 = 9 sene (yaklaşık olarak). Yılda ortalama 20000 km yol giden kullanıcı için yakıt masrafı; Dizel için: 20000 * (4 / 100) * (3,91) = 3128 TL Benzin için: 20000 * (6,3 / 100) * (4,55) = 5733 TL Aradaki fark: 5733 – 3128 = 2605 TL (Yıllık). Fiyat farkını çıkarma süresi: 11800 / 2605 = 4,5 sene (yaklaşık olarak). Bu değerler otomobillerin marka ve modellerine göre farklılık gösterseler de birbirlerine yakın çıkacaktır. Yukarıdaki veriler yorumlandığında, 11800 TL’lik farkın 9 senede çıkması için dizel araç almak mantıksız iken, 4,5 senede dizel alarak bu farkı kapatmak mantıklı bir hareket olacaktır. Dizel ve benzinli otomobillerin periyodik bakım ücretlerinde yüksek miktarda farklılıklar bulunmamaktadır; ancak çeşitli arıza vb. durumlarında dizellerin enjektörleri ve çeşitli parçaları daha pahalı olacaktır. Bu yüzden yukarıdaki hesaplamalar bu tip arızaların olmadığı varsayımıyla gerçekleştirilmiştir. Sıfır araç alacak sürücülerin dikkat etmesi gereken bir diğer nokta ise; aracın genel anlamda şehir içinde mi, şehirler arasında mı kullanılacağı konusudur. Yukarıdaki yakıt tüketimleri şehir içi ve şehir dışı tüketimlerinin ortalamaları olarak verilmiştir; ancak örneğin şehir içi ağırlıklı kullanımlarda benzinli ve ufak araçlar hem az yakıt harcayarak, hem de yüksek performans sergileyerek tercih sebebi olmaktadır. Bunun zıttı olarak, uzun yol giden ve daha büyük çaplı araçlarda dizel tercih edilmesi maddiyat açısından sağlıklı olacaktır. kaynak
  3. Günümüzde jantların genellikle tasarım amacıyla bulunduğu algısı yayılmış durumdadır. Sürücüler, “aracı jant gösterir, ne kadar gösterişli olursa o kadar iyidir” mantığıyla hareket etmektedirler; ancak ne yazık ki bu durum doğru değildir. Jantlar, modeli, ağırlığı, çapı ve diğer özellikleri ile aracın yol tutuşunda büyük öneme sahiptirler ve seçimlerinin de bu kriterler doğrultusunda yapılması gerekmektedir.Jantlar önemli olmakla birlikte; olası eğilme, çatlama, kırılma durumlarında da biran önce yenilenmeleri veya tamir edilmeleri gereken parçaların başında gelmektedir. Yokuş aşağı giderken duramayıp kaldırıma çarpma, bazı yerlerde göremeyip lastiği çarpma vb. gibi kazalar jantlarda eğilme, yamulma gibi hasarlar oluşturabilmektedir. Bu gibi hasarların bir çoğunun sonucunda araçların denge ayarları bozulmaktadır ve hafif titremeler, sağa / sola çekmeler, süspansiyonlarda çeşitli sorunlar oluşabilmektedir ve buna bağlı olarak frenlerin performansları, aracın gücü gibi bir çok noktada performans düşüşü olabilmektedir. Bu ve bu gibi durumlarda uygulanabilecek iki çözüm bulunmaktadır. Jant Düzelttirme Yöntemleri Nelerdir? Bunlardan birincisi jantların değiştirilmesidir. Hasar görmüş jantların yenileri ile değişmesi elbette ki sorunların ortadan kalkmasını sağlayacaktır; ancak bu işlem maliyetli bir işlemdir ve her sürücünün bir anda jantlarını değiştirmeye yetecek maddi gücü olmayabilmektedir. Ayrıca bazı durumlarda değişim ihtiyacı olmasa bile (çok ufak bir müdahale ile düzelebilecek durumlarda), servis çalışanları veya diğer kişiler daha fazla para kazanabilmek için bu konuda uzman olmayan sürücüleri kandırarak jant değişiminin gerekli olduğunu ifade etmektedirler. Bu gibi durumlarda sürücülerin bu konu hakkında biraz araştırma yapmaları yeterli olacaktır. Jantın uzman ve güvenilir kişiler tarafından incelenip en doğru çözümün uygulanması hem maddi, hem de güvenlik açısından doğru bir hareket olacaktır. Jant değişiminin gerekli olmadığı durumlarda uygulanan ikinci yöntem ise, jant düzeltme olarak geçen jant onarım yöntemidir. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Her jant düzeltilmez veya her jant düzeltildiğinde iyi olmaz. Düzeltilmek yerine yenilemenin daha faydalı olduğu durumlar vardır. Bu gibi durumlarda jantı düzelttirip trafiğe çıkmaya devam ederseniz, çeşitli sorunlar ile karşılaşabilirsiniz. Jant düzeltme işlemlerini kendi içinde çekiçle / presle jant düzeltme veya ısıtma / kaynak ile jant düzeltme olarak ikiye ayırmak mümkündür. İki yöntem de farklı durumlarda kullanılabilir. Presle düzeltme için torna makinelerine benzer çeşitli makineler bulunmaktadır ve jantlar bu makinelere yerleştirilerek gerekli ölçülerde düzeltilmektedirler. Bu düzeltmeler genellikle eğilme gibi durumlarda yapılmaktadırlar ve alaşım jantların düzeltilmesinde kullanılmaktadırlar. Ancak genellikle eğilme, bükülme gibi budumların göbekten değil, kenarlardan olduğu durumlarda tavsiye edilmektedir. Isıtma / kaynak yöntemi ile düzeltmede ise adından da anlaşıldığı üzere janta kaynak yöntemi ile müdahale edilir ve çatlak, kırık gibi durumlar düzeltilebilir. Bu yöntem alaşım jantlarda tavsiye edilmemektedir, hatta sakıncalı bulunmaktadır. Çünkü ısıtma / kaynak yöntemi alaşımlı jantlardaki bağ yapısını bozarak jantın özelliğini yitirmesine neden olmaktadır. Jant düzeltme işlemi doğru kişiler tarafından doğru olarak gerçekleştirildiğinde etkili olacaktır. Ayrıca maliyet açısından da uygun olacaktır. Örneğin yeni bir jant fiyatı 100-200 TL iken (fiyatlar örnek olarak verilmektedir ve değişiklik gösterebilir), jant düzeltme işlemini 20-30 TL gibi bir fiyatla yaptırmak mümkündür. Jant düzeltme için amatör olan makineler de bulunmaktadır ve bu sayede sürücüler kendi jantlarını düzeltebilmektedirler; ancak bu işlem basit gibi görünsede dikkatlice yapılması gereken bir işlem olduğundan, bu yöntem uzmanlar tarafından tavsiye edilmemektedir. Acaç için önemli olan jantlara gerekli müdahalelerin en iyi şekilde yapılması güvenlik ve sağlık için şarttır. kaynak
  4. CenGo

    Plaka

    Standart dışı tüm plakalar ağır kusur olarak geri dönüyor maalesef. Plaka sağlam dursun diye kenarlarından vida bile atılsa sorun çıkartabilir.
  5. CenGo

    Satılık tofaş 91 model serçe

    Fiyat ne düşünüyorsunuz onur hocam
  6. Otomobiller, hayatımıza girdikleri günden beri büyük ölçüde kolaylaştırmaktadırlar. Ancak otomobiller çok gelişmiş makineler olduğundan her birimizin sorunlarını anlamaları ve onarmaları mümkün değildir. Otomobillerde zamana bağlı veya kaza gibi nedenlerden ötürü çeşitli sorunlar oluşabilmektedir. Otomobillerde su eksiltme durumu çok sık karşılaşılan bir durum değildir; ancak böyle bir durum ile karşılaşıldığında muhakkak ciddiye alınması ve gerekli işlemlerin yapılması gerekmektedir. Çünkü motor içerisinde bulunan su, normal şartlarda hiç eksilmeden varlığını korumaktadır. Su eksilmesi, herhangi bir noktada bulunan sızıntıyı ifade etmektedir ve bu sızıntı ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Su eksiltme durumlarında kişiler kaçağın hangi noktalardan olduğunu kendileri de kolayca tespit edebilirler. Bunun için gerekli yöntemlerden ve olası çözümlerinden aşağıda bahsedilecektir; ancak yine de teknik bilgi sahibi olunmayan durumlarda bir uzmana danışmak faydalı olacaktır. Su Eksiltme Nedenleri Nelerdir ve Nasıl Tespit Edilir? Yukarıda da bahsedildiği gibi, araç içindeki su harcanılan bir şey değildir ve kendiliğinden bitmez. Eğer böyle bir durum var ise, motor su eksiltiyor demektir ve müdahale edilmesi gerekmektedir. Araçların su eksiltmelerinin nedeni büyük olasılıkla çeşitli noktalarda meydana gelen kaçaklar olmaktadır. Bu kaçaklar, aşınma, yıpranma, darbe alma gibi pek çok nedenden ötürü oluşabilmektedir ve buna bağlı olarak otomobillerde su eksiltme meydana gelmektedir. Su eksiltmeyi bir uzman kolayca anlayabilir; ancak bu işlem için uzman olmaya gerek yoktur. Her sürücü bu durumu kolayca tespit edebilir ve gerekli işlemleri yapabilir. Sürücülerin su eksiltme durumlarını tespit etmek için yapmaları gereken; aracın rolantide çalıştırılıp ara ara gaz verilmesi işlemiyle gerçekleştirilir. Bu işlem sonrasında su eksiltme durumu var ise, eksilen suyun aracın içine veya dışına akması mümkündür. Örneğin eksilen su aracın içine akıyor ise sorun büyük ihtimalle peteklerden kaynaklanmaktadır; ancak bunun tersine eksilen su araç dışına akıyor ise sorunlu parça radyatör olabilir.Burada önemli nokta, tespit işleminin gerçekten kolay olduğu; ancak bazı durumlarda müdahalenin profesyonel kişilerden yapılması gerektiğidir. Konu otomobiller olunca her bireyin uzman olmaması gayet normaldir. Önemli olan, bunun bilincinde olarak “önce güvenlik” anlayışı ile hareket etmektir. Su Eksiltmesinin Doğuracağı Sonuçlar ve Onarım Şekilleri Nelerdir? Genellikle sürücüler su eksiltmesi gibi durumları fazla ciddiye almamaktadırlar. Eksilen suyu tamamladıkça sorun olmayacağını düşünmektedirler; ancak işin aslı böyle değildir. Su eksiltme sorununun biran önce çözülmediği durumlarda, önce contalar, daha sonra da motorlar dahi zarar görebilmekte, yanabilmektedirler. Araçtan eksilen suyun motor yağına karışması, sürücüler için büyük bir risk taşımaktadır. Özellikle sıcak havalarda bu risk daha da artmaktadır. Su eksiltme gibi kolayca giderilebilecek bir konunun çok daha büyük maliyetlere sebebiyet vermesi üzücü bir durumdur. Bu yüzden su eksiltmelerinin tespit edilip derhal giderilmesi gerekmektedir. Su eksiltmede kaçak nokta üst kapak contası ya da radyatör olabilir. Radyatörde olan sorunun çözümü için radyatör su kaçağı önleyicisi olarak satılan ürün kullanılabilir. Radyatör su kaçağı önleyicisinin parçaları her yerde kolaylıkla bulunabilir ve bu sayede su kaçağı problemi kolaylıkla çözülebilir. Bunun haricinde Üst kapak contası yanmış olabilir ve bu durum nispeten daha ciddi bir durumdur. Yanmış üst kapak contasının serviste değiştirilmesi gerekir ve bazen maliyetli olabilmektedir. Burada araç sahipleri için servisler maliyetli ise, aracı kullanırken hararet işareti görüldüğü anda kenara çekerek aracı dinlendirmek suretiyle en azından kısa bir süreliğine aracı kullanmak mümkündür. Bu ana nedenlerin haricinde boru bağlantılarında gevşeme yaşanmış olabilir ve gevşeyen bağlantıların yeniden sıkılaştırılması gerekmektedir. Ayrıca motor su hortumunda meydana gelen çatlak, petekte meydana gelen çatlaklar veya radyatör su hortumunda meydana gelen çatlaklar da aracın su eksiltme probleminin birer nedeni olabilmektedirler. Bir diğer neden isei çok yaşanmamakla birlikte, su depolarında meydana gelen çatlaklar olabilir; ancak bu durumu depoya su koyarken farketmek pek mümkün değildir. Çünkü motor soğukken suya basınç uygulanmamaktadır. Motor sıcak iken bu durum kolayca farkedilecektir. Bu gibi durumlarda motor egzoz aracılığı ile su buharını dışarıya atabilir. Buna işaret eden durumlar var ise, motor düzgün çalışıyor demektir, ancak yine de su eksiltme sorununun uzman kişiler tarafından tespit edilmesi ve en iyi şekilde onarılması en güvenli hareket olacaktır. kaynak
  7. Bir çok araç sahibi lastiklerini seçerken büyük bir özenle hareket etmektedirler; çünkü lastikler, yol tutuşu ve sürüş kalitesi açısından araçların önemli parçaları arasındadır. Kış için ayrı, yaz için ayrı, hız için ayrı lastikler bulunmaktadır ve bu kategoriyi genişletmek mümkündür. Sürücüler lastiklerini alırlarken genellikle belli başlı özelliklere dikkat etmektedirler. Bunlar, lastiğin markası, tipi, fiyatı ve diğer kullanıcıların yorumları şeklinde sıralanabilir; ancak bir lastiğin neredeyse bütün özelliklerini lastiğe bakarak okumak mümkündür. Sürücülerin lastikler ile ilgili sordukları soruların başında aşağıdaki sorular gelmektedir; Lastik üzerinden hız sınırı nasıl okunur? Lastiğin yük limitleri nasıl okunur? Lastik boyutları nasıl okunur? Lastiğin üretim yılını okumak mümkün müdür? Lastikte R, VR veya ZR ifadelerinin farkı nedir? Lastiğin çalışma değerleri nasıl okunur? Lastiklerinin kenarında bulunan simgelerin bir anlamı vardır. Buradaki her bir alan lastiğin farklı bir özelliğini göstermektedir ve bu alanlara bakarak lastiğin özelliklerini anlama işlemine lastik okuma işlemi denilir. Lastiğin üzerinde genellikle 195 / 50 R 15 82 T gibi kabartmalar mevcuttur. Burada yazılan değerler lastikten lastiğe farklılık gösterebilir. Bu değerlere bakarak lastiğin boyutları (iç ve dış genişliği, en / boy oranı gibi değerler), yük sınırı (taşınabilecek en yüksek yük) ve hız sınırı (maksimum kapasitede gidilebilecek en yüksek hız) gibi değerleri anlamak mümkündür. Lastiklerin Boyutlarının, Hız Sınırının ve Yük Sınırının Okunması Yukarıdaki örnekte 195 kısmı milimetre cinsinden nominal kesit genişliğini ifade etmektedir; yani şişirilmiş bir lastiğin dış kenarından diğer dış kenarına, yanakları arasında kalan mesafesinin nominal olarak değeridir. 195 ile arasında “/” işareti bulunan 50 değerinin anlamı ise; kesit yüksekliğinin kesit genişliğine olan oranıdır (yüzde olarak) Bu oran azaldıkça lastiklerdeki yanak (kesit) yüksekliği de azalmaktadır. Yukarıdaki “R” ifadesi lastiğin yapısını ifade etmektedir. Örnekteki lastik radyal lastiktir ve “R” harfi bunu anlatmaktadır. 15 değeri ise lastiğin çapını ifade etmektedir (inch). Aslında bu ifade R 15 olarak kullanılmaktadır. Radyal olan lastiğin çağı 15 inch anlamına gelmektedir. 82 değeri aracın yük endeksini ifade etmektedir. Oluşturulan tablolar sayesinde bunu okumak mümkündür. Örneğin 60 ile 115 arasında değişen bu endekslerde 60 değeri, lastik başına 250 kg maksimum yük kapasitesi olduğunu, 115 değeri, lastik başına 1215 kg yük kapasitesi olduğunu gösterir. Örnekte bulunan 82 endeksinin karşılığı ise 475 kg’dir. Yani 82 ekdeksi olan 4 kastik, 475 * 4 = 1900 kg yük taşıyabilir (en fazla) “T” ifadesi ise lastiğin hız limitini ifade etmektedir. Bu ifadelere bakarak aracın azami hız sınırını okumak mümkündür. Bu değerlerden bazıları; Q – 160 km / saat, R – 170 km / saat, S – 180 km / saat, T – 190 km / saat, H – 210 km / saat, V – 240 km / saat, W – 270 km / saat, Y – 300 km / saat. Lastiklerin Üretim Tarihinin ve Çalışma Değerlerinin Okunması Üretim tarihleri de lastiğin kenarından okunabilen değerler arasındadır. Üretim tarihi için “DOT” ile başlayan alana bakmak gerekmektedir. Burada “DOT” ifadesinden sonra 7 – 12 harften oluşan bir karakter dizisi bulunur. Onların hemen ardında ise dört haneli bir sayı bulunmaktadır. Bu sayı, lastiğin üretim tarihini ifade etmektedir. Şöyle ki; örneğin “DOT” ile başlayan alanın son 4 hanesi 3411 olsun. 3411’in ilk iki hanesi lastiğin üretildiği haftayı, 3 ve 4. haneleri ise üretim yılını vermektedir. Yani 3411 olan lastik 2011 yılının 34. haftasında üretilmiş demektir. Lastiğin çalışma değerleri ise lastiğin hangi şartlarda kullanılabileceğini ifade eden sembollerdir. Bunlardan bazıları; E ya da ECE sembolü lastiğin Avrupa Birliği sınırları içerisinde kullanılabileceğini gösteren, Avrupa destekli bir lastik olduğunu ifade eder. Zaten ECE ifadesi Avrupa Ekonomi Komisyonu’nun kısaltmasıdır. M + S sembolü çamur ve karın kısaltması olarak nitelendirilir. Yani lastiğin dört mevsim ve kış lastiği olarak nitelenmesini sağlar. TWI sembolü lastiğin sırt aşınma göstergesidir. Lastiğin birçok yerinde bulunan bu sembol, lastiğin belirli bir kalınlığa gerilediğinde değiştirilmesi gerektiğinin göstergesidir. Bütün bunlarla birlikte, desteklenmiş lastiklerde bulunan işaretler ve jant koruyucu özellikte olan lastiklerde bulunan işaretler ile de lastikler hakkında pek çok bilginin okunması mümkündür. kaynak
  8. İkinci el otomobil alınırken, öncelikle aracın özenle araştırılması ve üzerinde karar kılınması gerekmektedir. Günümüzde araba pazarlarının yanı sıra bir çok ikinci el alım – satım sitesi ve galeriler sayesinde bütün bireylerin kolaylıkla araçlarını seçme imkanı bulunmaktadır. Araç seçildikten sonra gidip yerinde görmek ve bazı testleri gerçekleştirmek, ayrıca bir uzmana da göstermek gerekmektedir. Dikkat edilmesi gereken bu noktalar: Otomobilin baştan sona detaylı olarak incelenmesi (mümkünse aracı incelerken bu sektörden birisi ile bu işlemi gerçekleştirmek daha sağlık olacaktır) Ruhsat üzerinde bulunan motor ve şase numaralarının aynı olup olmadığının kontrol edilmesi. Aracın çalıntı olması vb. durumlar var ise ödenilen ücret birçok durumda geri alınamamakla birlikte, hukuki açıdan da zorluklar yaşanabilmektedir Aracın sicilinin (geçmişi) detaylı olarak araştırılması, kayıtlarının dikkate alınması Alınacak olan aracın satın alma işlemi gerçekleştirilmeden önce denenmesi Yukarıdaki maddeler kapsamında yapılması gereken işlemler: Aracın daha rahat incelenmesi için gündüz gözüyle görmek Aracın temiz bir havada (yağmursuz) denenerek daha iyi tanınmasının sağlanması Eğer fırsat varsa otomobilin ilk bulunduğu noktaya gitmek ve ilk çalışmasına şahit olmak. Böylece bir sorun var ise direkt olarak fark edilecektir Kontrol işlemleri için ne gerekiyorsa onu yapmak ve aracın mevcut sahibine akla gelen her soruyu sormak. Aceleci olmak fayda sağlamayacaktır Aracı incelerken yardımcı olabilecek birileriyle gitmek Daha detaylı açıklamak gerekirse, araç üzerinde incelenecek noktalar (Bu kısımlar motor durgunken ve çalışıyorken olarak ikiye ayrılabilir): Motor çalışıyor iken; Genel anlamda fazlaca gürültü çıkaran motorlar, olası arızalarda tamiratın pahalı olacağının göstergesidir. Motorun rahat çalışıp çalışmadığına dikkat etmek gerekmektedir Egzoz dumanını rengi siyah veya maviyse sorun var demektir. Gri veya renksiz olmasına dikkat etmek gerekmektedir 1 dk boyunca basılan fren pedalının 4 cm’den daha fazla aşağıya inmemesi gerekmektedir Rölantideki sarsıntıların normale göre daha fazla olması, yakıt sisteminde veya ateşleme sistemindeki olası sorunların işaretidir ve dikkate alınması gerekmektedir Egzozdan çıkan olağan dışı sesler var ise dikkate almak gerekmektedir Sürüş esnasında çekiş problemi olup olmadığı büyük önem taşımaktadır El freninin çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için, aracı 1. vitesteyken hafifçe hareket ettirmeye çalışmak gerekmektedir. Eğer hareket ediyor ise, el freninde sorun var demektir Yine 1. vitesteyken frenlerin kontrol edilmesi gerekmektedir Sürüş esnasında aracın sesi, bazen sorunların göstergesi olabilmektedir. Ayrıca dönüş esnasında akslardan gelen seslere dikkat etmek gerekmektedir (tıkırtı gelmesi aks uçlarının yanmasına işaret eder) Aracın rot ayarını kontrol etmek gerekmektedir (düz bir yolda direksiyonu bırakıp sapma olup olmadığı kontrol edilir) Hızlanma esnasında direksiyon titriyor ise balans ayarını kontrol ettirmek gerekmektedir Sürüş esnasında klimayı da kontrol etmek gerekmektedir Aracın debriyajını kontrol etmek gerekmektedir Motor durgunken; Aracın dışında çizik, pas, çürük, ezik vb. var mı diye kontrol etmek gerekmektedir Onarım görmüş bir otomobilin iki tarafında bulunan hatları düzgün olmayacaktır. Bu hatlara dikkat etmek gerekmektedir Camların, kilitlerin, kapı kollarının kontrol edilmesi gerekmektedir Aracın her köşesinden sallanması (süspansiyonların sağlamlığını kontrol etmek için gerekmektedir) Uzaktan bakıldığında bir yamukluk var ise süspansiyonlardaki soruna işaret eder Lastiklerin aynı marka olması önem taşımaktadır Aracın lastiklerinin direksiyon ile eş zamanlı hareket etmesi gerekmektedir (direksiyon destek sistemi) Gaz ve fren pedallarının aşınmasından ne tip yolculuğun daha fazla yapıldığı anlaşılabilir (gaz pedalı aşınmış ise uzun yolculuk, fren pedalı aşınmış ise şehir içi yolculuğa işaret eder) Kaputu açıp içinin incelenmesi gerekmektedir Yağ seviyesinin ve motorun su seviyesinin kontrol edilmesi gerekmektedir Motor kayışlarının ve lastik basınçlarının da incelenmesi gerekmektedir Ayrıca aracın boyasının değişip değişmediği, herhangi bir parçasının değişip değişmediği, geçmişte var olan cezaları, kazaları vb. durumlar da araç alırken incelenmesi gereken noktalardandır. Yukarıda bulunan incelemelerin tecrübeli kişiler ile birlikte gerçekleştirilmesi, sizin için daha iyi sonuçlar doğuracaktır ve alacağınız aracın daha az sorun çıkarmasına neden olacaktır. kaynak
  9. Aracı çalıştırdıktan sonra, aracınızın vitese geçirilmeden beklediği dönem rolanti olarak adlandırılmaktadır. Araç, bu dönemde devrini 1000 devire seviyesinde tutarak stop etmeden çalışmaya devam eder. Birçok kişiye göre bu oldukça olağan bir durumken, araçlarda oldukça karışık bir aksam ile rolanti sağlanmaktadır. Bu sebeple belirli dönemlerde araçların rolantisinde problemler olabilir. Rolantide titreme olması, aracın en yaygın problemlerinden birisidir. Birçok araç kullanıcısı aracının rolantide titrediğini, uzun süreli titreme sonrasında stop ettiğini belirtmektedir. Bu durumlarda rolantideki arızaya sebep olabilecek çok sayıda unsur olabilir. Motorun birçok farklı kısmındaki problem aracın rolantide titremesine sebep olabilir. Araç Bakımlarının Rolanti Sorunundaki Önemi Araçların genel bakımları belirli kilometreler de aksatılmadan yaptırılmalıdır. Bu bakım işlemlerinde araçların her aksamı ayrıntılı bir şekilde kontrol edilir. Günümüzde bu işlemler tamamen bilgisayarlar ile yapılmaktadır. Bilgisayarların araçların motor kısmında yer alan parçaların, ne verimle çalıştığını ya da nasıl problemleri olduğunu yetkili kişilere anında bildirmektedir. Bu sayede aracın her kısmı kısa sürede incelenir ve sorunlu kısımlar belirlenir. Rolantide titreme sorunu, motorun birçok farklı kısmında olabilecek bir arızadan kaynaklandığı için bakımlar sırasında göze çarpan bir sorun bu titremenin sebebi de olabilir. Bakım işlemleri dışında rolantide titreme probleminin tespit edilmesi işlemi oldukça zahmetli ve zaman alan bir işlemdir. Bakımlar sırasında bujide, hava filtresinde ya da yakıt pompasında ortaya çıkan bir sorun aracın rolantide titreme problemi yaşamasına sebep olabilir. LPG’li Araçlarda Rolantide Titreme LPG taktırılmış araçlarda rolantide titreme problemi daha sık görülmektedir. Bu sebeple de genellikle LGP’li araç kullanıcıları rolantide titreme problemi ile karşılaştıklarında sorunun LPG sisteminden kaynaklandığını düşünerek önemsemezler. Ancak bu doğru bir tavır olmayacaktır. Araçlarda LPG sistemi ile uyumun sağlanamaması sebebiyle titremeler meydana gelebilir. Bu durum son dönemde sıralı otogaz sistemleri ile değişmiştir. Birçok LPG sistemi artık benzin ile çalıştırıldıktan bir süre sonra LPG kullanımına geçer. Bu sebeple de aracın rolantide titreme problemi ilk çalıştırmada LPG kaynaklı olmaz. Araç ilk çalıştırıldığı anda titreme yapmıyor ancak sonrasında belirli bir süre gidince ve ışıkta ya da farklı bir sebeple duraklama yapıldığında oluyorsa bu durum LPG’den kaynaklı olabilir. Genellikel bu durumlarda LPG’li araçların LPG’sinden kaynaklı bir sorun varsa kelebek takımının bakımının yapılması ön görülmektedir. Eğer sorun düşünüldüğü gibiyse kelebek takımının temizlenmesi sorunu düzeltebilir. Ancak kelebek takımının temizlenmesi kişilerin tek başın yapabilecekleri bir işlem değildir. Kişiler basit anlamda motorun üzerinden kelebek takımı silmek ya da farklı bir yöntemle temizleyemez. Bu işlem için kişilerin profesyonel yardım alması gerekmektedir. Kişiler bu aşamada servislere giderek kelebek takımını temizletebilirler. Bu işlemlerde uzman kişiler kelebek takımını tamamen sökerek parçaları özel cihazlar ile temizlemektedirler. Sonrasında da olması gerektiği şekilde tekrar yerine montajı yapılır. Bu sayede LPG’li araçların rolantide titreme sorunu çözülebilir. Ancak her LPG’li aracın titreme problemi bu şekilde çözülemeyebilir. Servise götürülerek tam bir bakım yapılması bu durumun sebebinin doğru öğrenilmesini sağlayacaktır. Rolantide Titremenin Diğer Sebepleri Üst kısımda sıkça bahsettiğimiz gibi titreme sorunları motorun herhangi bir kısmında olabilir. Motorda yakıtın yakılmasında bir sorun olması bunlardan ilkidir. Eğer yakıt gerektiği gibi yakılmıyorsa araç bu yakıttan istediği verimi alamaz. Bu da rolantide titreme sorununun ortaya çıkmasına sebep olur. Yakıtın rolantiye etkisi net bir şekilde bilindiğinden, aracın sıklıkla kullandığı yakıtta değişiklik de kısa süreli titremelere sebep olmaktadır. Bu sebeple uzmanlar kişilerin sürekli farklı yerlerden yakıt almasını da önermezler. Motor bağlantılarında yaşanan bir gevşeklik de titreme sorunlarının oluşmasına sebep olabilir. Bu bağlantıların sıkılaştırılması gereklidir. Ancak bağlantıların gevşekliği kolaylıkla belirlenemez. Bunun için de kapsamlı bir araştırma yapılması gereklidir. Motorun içerisinde yer alan hortumlarda yaşanan problemler rolantide titreme probleminin oluşmasına sebep olabilir. Hortumlarda sıcak sebebiyle yaşanan aşınmalar, hortumların sıkışması, katlanması ya da kopması bu sorunların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu tarz problemlerin tamamı titreme sorununun sebebi olabilir. Bu kadar çok seçenek olduğundan kişilerin titreme problemine kendilerinin çözüm getirmesi doğru değildir. Kısa sürede aracın servise gösterilmesi en doğru seçenek olacaktır. kaynak
  10. Araç sürücüleri belirli periyotlar ile arabalarının bakımlarını yaptırırlar. Ancak standart olarak yapılan bakımlardan ayrı olarak bazı özel durumlarda da araçların bakımlarının yaptırılmasında fayda vardır. Örneğin arabayla uzun yola çıkılacaksa, yola çıkmadan önce arabanın genel olarak kontrol edilmesi araç şoförlerinin, araçtaki kişilerin ve trafikteki diğer insanların hayatları için hayati önem taşıyabilir. Çünkü arabanın kontrol edilmeden uzun yola çıkması durumunda fark edilmeyen küçük bir arızadan dolayı kaza yapılmasına neden olabilir. Bu yüzden uzun yola çıkmadan önce mutlaka araçların genel bir kontrolden geçirilmeleri gerekmektedir. Araçların normal bakımlarından ayrı olarak bakımlarının yapılmasını gerektiren durumlardan bir tanesi de kış mevsimlerinden sonra yaz mevsimine geçilmeden önce yapılması gereken bakımlardır. Arabanın yazlık bakımıher araç şoförünün dikkat etmesi gereken önemli bir konudur. Birçok araç kullanıcısı bu duruma gereken önemi vermese de araçların yaz aylarında daha sağlıklı kullanılması ve insan hayatı için trafiğe çıkarak araç kullanacak her araç sürücüsünün arabanın yazlık bakımı yaptırmasında büyük fayda vardır. Araçların yaz aylarına hazırlık niteliğinde yaptırdıkları bakımlarda arabalardaki birçok parçanın kontrol edilerek elden geçirilmesi gerekir. Yapılan bu işlemler sonucu araç sahipleri araçlarını yaz aylarında sorunuz bir şekilde kullanabilirler. Yaz bakımlarında yapılması gereken işlemlerden bir tanesi klima bakımlarıdır. Kış ayları boyunca ihtiyaç olmadığı için birçok araç sürücüsü klimaları kullanmaz. Uzun süre kullanılmayan araç klimaları havalar ısındığı zaman sorun çıkartabilir. Bu yüzden arabanın yazlık bakımı konusunda ilk olarak kontrol edilen parçalar arasında klima ilk sırada yer almaktadır. Klima ile ilgili olarak yapılması gereken ilk işlem klimanın içindeki gazın kontrol edilmesidir. Klima gazında bir azalma varsa gaz ilave edilir. Ayrıca klima gazının içindeki yağ miktarı da kontrol edilmelidir. Klimanın sorunsuz bir şekilde çalışması için klima gazı ve gaz içindeki yağ oranı önemlidir. Klimaların hava veren bölümlerinin temizlenmesi de klima bakımı içinde yapılan işlemlerdendir. Arabanın yazlık bakımı işlemlerinde yapılması gereken işlemlerden bir tanesi de motor yağının kontrolüdür. Motor yağının özelliğini koruyup korumadığı kontrol edilmelidir. Motor yağının eksilmesi de sorun çıkarabileceğinden yağın miktarı da gözden geçirilmelidir. Yağ çubuğundaki seviye minimum çizgisinin altında ise mutlaka yağ ilavesi yapılmalıdır. Soğutma sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışıp çalışmadığı da yazlık bakım kapsamında elden geçirilmelidir. Araçların kışın çok ihtiyacı olmadığı için sorunsuz bir şekilde çalışan soğutma sistemi yazın farklı sorunlar çıkartabilir. Bu yüzden soğutma sisteminin kontrol edilerek sağlıklı bir şekilde çalıştığından emin olmak gerekir. Yaz mevsimlerinde araçlar kış mevsimlerine göre daha yüksek hızla ilerlerler. Bu yüzden araçların lastikleri de büyük derecede önemlidir. Aracın yakıtına etki eden bu durum yüksek hızda pek çok kazaya da sebebiyet verebilir. Bu yüzden yaz mevsimlerinden önce araçların lastiklerine de bakım yaptırılması gerekir. Lastik bakımlarında yapılan işlem lastik basınçlarının yani lastik havalarının kontrol edilmesidir. Araç tekerleklerine ne kadar basınç uygulanacağı aracın tekerlek ölçüsüne göre değişmektedir. Ancak ne kadar hava basılacağı bilinmiyor ise normal hava basıncından birkaç psi daha fazlası basılabilir. Arabanın yazlık bakımı konusunda yapılan işlemlerden bir tanesi fren sisteminin kontrol edilmesidir. İnsanlar genellikle yaz tatilleri için kendi araçlarını kullanırlar. Araçlara daha fazla yük bineceği için frenlerin yükü de artar. Fren hidroliği frenlerin işlevini yerine getirerek araçların yavaşlatılmasını ve durmasını sağlar. Fren hidroliğinin seviyesi standart olmalıdır. Fren hidroliğinin minimum düzeyde olması eksik olduğu anlamına gelir ve fren hidroliği ilavesi yapılması gerekir. Yaz aylarında yollarda daha fazla toz olduğu için araçların tozlanması da daha fazla olur. Bu yüzden hava filtreleri kış aylarına göre daha çabuk tozlanırlar. Arabanın yazlık bakımı konusunda yapılacak olan işlem kirli hava filtrelerinin temizlenmesidir. Hava filtresinin kirli olması hem aracın performansını düşürür hem de aracın yakıtını olumsuz yönde etkiler. Yazlık bakım sırasında hava filtrelerinin kontrol edilmesi ve kirliyse değiştirilmesi büyük önem arz eder. Yaz aylarından önce kontrol edilmesi gereken diğer bir parça ise V kayışıdır. V kayışı alternatörü çalıştırdığı için önemlidir. Kayışın esneme miktarına göre ne tür bir işlem yapılacağın karar verilir. Kayışın tam ortasına basıldığında 1,5 cm den fazla bir esneme söz konusu ise kayışın mutlaka değiştirilmesi gerekmektedir. Arabanın yazlık bakımı işlemlerinde rot ve balans ayarların yapılması da sürücülerin rahat bir şekilde araç kullanmaları sağlamaktadır. Rot ayarındaki bir bozukluk aracın normal seyretmesini engellediği gibi aracın mekanik sistemine zarar verebileceği için ileride daha büyük sorunlara neden olabilir. Yaz aylarında daha sık kullanılan araçların rot ayarının yapılması gerekir. Balans ayarı ise lastik ve jantların eşlenerek sorunsuz bir şekilde aracın ilerlemesini sağlar. Balans ayarı düzgün olmayan bir araçta özellikle yüksek hızda araçta titreme ve zıplama gibi konforu etkileyecek sorunlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden yaz aylarında araçların kullanılmadan önce balans ayarlarının yaptırılmasında fayda vardır. kaynak
  11. Otomobillerde karşılaştığımız sigara yanıkları oldukça can sıkıcıdır. Kimi zaman plastik aksamlarda, kimi zaman ise kumaş/deri döşemelerde karşılaştığımız sigara yanıklarının giderilmesi için yetkili servisler genellikle parça değişimi tavsiye etmektedirler. Parça değişimi problemin çözümü olabilir fakat maliyet açısından düşündüğümüzde mantıklı bir çözüm değildir. Bu yazımızda bu tarz problemlerin hem pratik hem de ekonomik olarak nasıl giderildiği konusunda sizleri bilgilendireceğiz. Kumaş ve deri döşemelerde, plastik kısımlarda sigara yanığı tamiri nasıl yapılır? Kumaş döşemelerdeki sigara yanıklarının tamiri özel formüllü dolgu macunu ve kumaş tozu yardımıyla dolgu yöntemi ile yapılmaktadır. Öncelikle yanık bölge temizlenmekte, eriyerek kömürleşen kumaş parçaları kesilerek atılmaktadır. Kumaş tozları ile döşeme renginde hazırlanan renk ile dolgu macunu hazırlanır, yanık yüzeye dolgu yapılır. Dolgu yapılan yüzey döşeme rengindeki kumaş tozu karışımı ile kaplanır. Hemen ardından tamir geçiş izlerini kaybetmek için kumaş tozu kaplaması yapılarak tamir tamamlanır. Kumaşta farklı renkte desen varsa son olarak desen verme çalışması yapılır. Bu işlem yanık başına yaklaşık 15 dakika civarı sürmektedir. Deri döşemelerde ve plastik kısımlarda tamirat yöntemi kumaşa göre farklıdır. Öncelikle malzemenin özellikleri incelenir, malzemeye göre tamirat yöntemi seçilir. Yanık temizlenir. Yanık yere deri tamir macunu ile dolgu yapılır. Dolgu üzerine desen verme çalışması yapıldıktan sonra malzeme özel olarak hazırlanan orjinal renk tonundaki deri boyası ile boyanır. Bu işlem kumaş yüzeylerde uygulanan işleme göre daha maliyetlidir ve çok daha uzun sürer. Uygulama ne kadar başarılı? Sigara yanığı tamiri uygulamasının başarı oranı uygulanan yüzeyin malzeme cinsine göre değişkenlik göstermektedir. Tüylü ve pamuklu kumaş yüzeylerde yapılan tamiratlar görüntü olarak 100%’e kadar başarılı sonuçlanabilmektedir. Bunun yanında yeni nesil otomobillerde daha çok tercih edilen naylon esaslı parlak kumaşlarda görüntü olarak 60% – 80% oranında başarılı sonuçlar alınmaktadır. Uygulamaların ömrü ise değişkendir. Örneğin az kullanılan arka koltukta bulunan yanık yüzeye yapılan tamirat yıllarca sıkıntısız şekilde durur. Bununla beraber sürücü koltuğunun ilk oturma anında sürekli temas eden destek kısımlarında tamir edilen yerler minimum 1 yıl süreyle kondüsyonunu korur. İşte bu sebeple uygulamayı yapan kişinin/kurumun minimum 1 yıl garanti vermesi önemlidir. kahttp://bit.ly/2zkmUeXynak
  12. Araç marş yapılarak çalıştırılamadığı zamanlarda; ittirerek (Vurdurma Yöntemi) veya Takviye Akü yöntemi ile çalıştırılabilir.  Vurdurma yöntemi; kontak anahtarı marş konumuna getirilir. Debriyaj pedalına sonuna kadar basılır, vites 2 ye alınır. Aracı arkadan birkaç kişi ittirerek belirli bir hıza ulaşınca debriyaj ani olarak bırakılır ve gaza basılır. Böylece motor çalışmaya başlar. Bu yöntem aracın Triger kayışının kopmasına ve araçta bir çok parçanın zarar görmesine sebep olabilir. Otomatik vitesli araçlara uygulanmaz.  Takviye akü yöntemi; başka bir aracın aküsünden kendi aracımızın aküsüne ( + ) kutup ( + ), ( - ) kutup ( - ) ‘ye olacak şekilde akü aktarma kablosu ile bağlantı yapılır ve daha sonra marş yapılır. Dijital göstergeli araçlarda akü takviyesi yapılmaz.
  13. Görevi: Motor çalıştığı sürece, araç için gerekli olan elektrik enerjisini üretir ve aküyü şarj eder. Parçaları: ◦ Alternatör (Şarj Dinamosu) ◦ Konjektör (Regülatör) ◦ Şarj Müşürü ◦ Şarj Göstergesi ◦ Sigorta Sistemin Çalışması: Motor çalıştığı andan itibaren Alternatör motordan aldığı mekanik hareketle elektrik üretmeye başlar. Üretilen elektrik akımı, Konjektör (Regülatör) aracılığı ile sabitlenir ve aracın elektrik ihtiyacı karşılanır. Ayrıca akü şarj edilir. Alternatör: Vantilatör kayışı ile motordan aldığı mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirir. Konjektör: Alternatörün ürettiği elektriği sabitler. Konjektör arızalanırsa farlar sık sık patlar. Akünün elektrolit seviyesi azalır. Gaz pedalına basıldığında farların daha canlı yanmasından Konjektörün arızalı olduğu anlaşılır. Sigorta: Elektrikli alıcıların emniyetli olarak çalışmasını sağlar. Kısa devre olunca sigorta atar. Sigorta attığında aynı amperde yeni sigorta ile değiştirilmelidir. Şarj Müşürü: Alternatörün elektrik üretip üretmediğini kontrol eder. Şarj Göstergesi: Şarj sisteminin çalışmadığını gösterir. Seyir halinde iken göstergede şarj lambası veya yağ lambası yandığı takdirde araç durdurulmalı ve motor stop edilmelidir.
  14. Görevi: Yanma ve çalışma sonucu meydana gelen ısıyı dengede tutmayı ve motoru soğutmayı sağlar. Parçaları: ◦ Radyatör ◦ Devirdaim - Su pompası ◦ Vantilatör ◦ Vantilatör Kayışı ◦ Termostat ◦ Hararet Göstergesi ve müşürü ◦ Takviye su kabı ◦ Radyatör ve kalorifer hortumları ◦ Fan (Hava Soğutmalı Motorlarda) Sistemin Çalışması: Devirdaim-su pompası, radyatördeki suyu motorun iç su kanallarına gönderir. Su, motorun iç kanallarından geçerken, motorun ısısını alarak tekrar radyatöre döner. Böylece soğutma işlemi yapılmış olur. Radyatör: Soğutma suyuna depoluk eder. Radyatör içerisindeki su seviyesi peteklerin üzerinde olmalıdır. Takviye su kabı kullanılıyorsa, su miktarı belirtilen iki çizgi arasında olmalıdır. Devir daim su Pompası: Radyatördeki suyu, motorun su kanallarına gönderir. Vantilatör: Radyatördeki suyun soğuması için hava akımı oluşturur. Vantilatör Kayışı: Motorun krank milinden hareket alarak devirdaim-su pompası, vantilatör ve alternatörün çalışmasını sağlar. Haftalık bakımlarda Vantilatör kayışının gerginlik kontrolü yapılmalıdır. Parmağımızla bastırdığımızda kayış 1- 1,5 cm esnemelidir. Kayış çok gevşek olursa motor hararet yapar. Çok sıkı olursa kayış kopabilir veya alternatörün yatakları bozulabilir. Termostat: Soğutma suyunun sıcaklığını dengede tutar. Termostat silindir kapağı çıkışında bulunur. Termostat arızalanırsa motor hararet yapar. Motordan Termostat çıkarılırsa motor sürekli soğuk çalışacağından dolayı parçaları aşınır. Hararet Müşürü: Soğutma suyunun sıcaklığını ölçerek göstergeye bildirir. Hararet Göstergesi: Soğutma suyunun sıcaklığını gösterir. Bakım ve Arızaları:  Soğutma sisteminde kullanılacak su içilebilecek nitelikte temiz, yumuşak ve kireçsiz su olmalıdır. Radyatör suyu günlük olarak kontrol edilir. Kış mevsiminde soğutma suyunun donmaması için soğutma suyuna Antifiriz ilave edilir.  Vantilatör kayışı ve radyatör suyu servis kitaplarında belirtilen sürelerde değiştirilir.
  15. Görevi: Hareketli parçalar arasındaki sürtünmeyi azaltır, aşınmayı önler, aşınmadan dolayı oluşan pislikleri temizler, parçalardaki ısıyı alarak soğutmaya yardımcı olur. Parçaları: ◦ Karter ◦ Yağ Çubuğu ◦ Yağ Filtresi ◦ Yağ Pompası ◦ Yağ Müşürü ◦ Yağ Göstergesi Sistemin Çalışması: Yağ pompası karterdeki yağı motorun hareketli parçaları üzerine pompalar. Böylece motor çalışırken bir çok hareketli parça yağlanır.
  16. Motor Yağ Seviyesinin Kontrol Edilmesi: Araç 15-20 dk çalıştırıldıktan sonra düz bir zemine park edilerek motor stop edilir. 4-5 dakika bekledikten sonra yağ çubuğunu çekip temizler ve tekrar yerine takarız sonra tekrar çekip yağ seviyesini kontrol ederiz. Yağ seviyesi, çubukta belirtilen iki çizgi arasında ise motor yağının yeterli anlaşılır. Motorun yağ seviyesi günlük bakımlarda kontrol edilmeli ve periyodik olarak aracın servis kitaplarında belirtilen sürelerde değiştirilmelidir. Motorun içerisindeki mevcut yağ karterin altındaki yağ boşaltma contasından motor sıcakken boşaltılır. Silindir kapağının üzerindeki yağ kapağından yağ eklenir. Genel olarak her yağ değişiminde yağ filtresi de değiştirilir. Yağ filtresi tıkanırsa, yağ pompası arızalanırsa, karterde yeterli miktarda yağ yoksa yağlama işlemi yapılmaz. Motor parçaları kuru sürtünme sonucu aşırı ısınır ve zarar görür.
  17. Motorun hararet yapma sebepleri: ◦ Radyatörün tıkalı, delik veya çatlak olması ◦ Su pompasının arızalanması ◦ Su kanallarının tıkalı olması ◦ Termostatın arızalanması ◦ Aracın uygun devir ve viteste kullanılmaması ◦ Vantilatör kayışının gevşek olması veya kopması ◦ Radyatör suyunun eksik olması ◦ Su hortumlarında kaçak olması ◦ Otomatik fanın arızalı olması. ◦ Fan soğutmalı araçlarda fan motorunun arızalanması, kablo bağlantılarında gevşeklik veya kopukluk olması, fan müşürünün arızalanması, fan sigortasının atması. Hararet yapmış olan araç 10-15 dk. Rolantide çalıştırıldıktan sonra radyatör kapağı soğuk ve ıslak bir bezle önce gevşetilir hava basıncı alınır, daha sonra açılarak ılık su ilave edilir. Soğuk su ilave edilirse motor bloğu ve silindir kapağı çatlayabilir.
  18. Otomobil hayvan gücü kullanılmadan, itilmeden veya çekilmeden, enerjisini fosil yakıtlardan alan içten yanmalı motorla ve tekerleklerin dönmesiyle hareket edebilen araçtır. Otomobil şasi, motor, güç aktarma organları ve karoserden oluşur. Şasi ve karoser, otomobilin gövdesini oluşturur. Şasi çerçevesi, aracın bütün parçalarını üzerinde taşıyarak motora, karosere ve güç aktarma organlarına destek olur. Karoser aracın kaporta diye bilinen ve değişik parçalardan oluşan sac aksamıdır. Dünya genelinde her yıl 58 milyon otomobil üretiliyor. ABD, Japonya, Almanya, Fransa, Çin ve Güney Kore otomobil üretiminde lider ülkeler. Günümüzde çalışır durumda 1 milyardan fazla motorlu araç (otomobil, motosiklet, otobüs, dolmuş, kamyon, kamyonet) var. Son 40 yılda araç sayısı %300 civarında artmış. Dünya genelinde 1000 kişiye düşen araç sayısı 2013 yılında 174 olarak belirlenmiş. Görsele göz atıp detayları inceleyebilirsiniz: buradan tıklayıp bakınız
  19. Kışın otomobillerimizin en önemli bileşenlerinden birisi olan kalorifer sistemi. Zaman zaman kalorifer sisteminin otomobili ısıtmaması gibi problemler ortaya çıkabiliyor. Bu yazımızda kalorifer sistemlerinin görevini yerine getirememesinin başlıca nedenlerinden bahsedeceğiz. Kalorifer Sisteminin Çalışma Prensibi Otomobillerde kalorifer sistemi motor soğutma suyu yardımıyla çalışır. Motorda yanma sonucu ortaya çıkan ısı enerjisinin bir kısmı motor bloğundaki kanallar içerisinde dolanan soğutma sıvısına aktarılır. Motor ısısını depolayan soğutma sıvısı üzerindeki ısı enerjisini otomobilin radyatör bölümlerinde dışarı atar. Su soğutmalı otomobillerde genelde 2 adet radyatör bulunur. Bunlardan ilki motor bölmesinde bulunan büyük radyatördür. Diğeri ise otomobilin sürücü kısmını ısıtmak için kullanılan ve otomobilin iç kısmında bulunan kalorifer radyatörüdür. Otomobilin kalorifer sisteminin ısıtması bu radyatör içerisinden geçen sıcak su ile sağlanır. Kalorifer ısıtmama probleminin sebepleri şu şekilde olabilir: – Kalorifer vanasının veya vana kontrol ekipmanlarının arızalı olması – Kalorifer radyatörünün veya radyatöre gelen hava kanallarının tıkalı olması – Bilinçsiz yapılan LPG montajında kalorifer borularının hatalı montajı Kalorifer ısıtmama sorununun başlıca nedeni tıkanmış kalorifer radyatörüdür. Genellikle eski otomobillerde daha çok karşımıza çıkar bu problem. Problemin başlıca nedeni soğutma sisteminde sadece su kullanılması, soğutma sisteminin içerisine geçmişte fazla radyatör delik tıkayıcı eklenmesi, pas ve çökeltiler olabilir. Bu tarz sorunlarla karşılaşmamak için otomobilin soğutma sisteminde sürekli kaliteli antifriz ve saf su kullanılması tavsiye edilir. Tıkanmış Kalorifer Radyatörü Nasıl Açılır? Tıkanmış kalorifer radyatörünü açmanın iki yolu vardır. Bunlardan ilki ve kolay olanı motor soğutma sistemi içerisine radyatör temizleyici kimyasallar ilave edip otomobili kalorifer sıcak konumda bir süre çalıştırmaktır. Soğutma sisteminde kimyasal dönüşümü bir süre sonra aşırı olmayan tıkanmaları açacaktır. Bu işlem soğutma sisteminde kaçaklar olan, daha önce hararet görmüş ve su boruları hasarlı otomobillerde uygulanmamalıdır. Tıkanıklık kimyasal ile açılmayacak durumdaysa ikinci yöntem uygulanır. Kalorifer radyatörünün su giriş ve çıkışları sökülür. Sisteme basınçlı olarak kimyasal açıcı karışımını uygulayacak radyatör açıcı cihaz bağlanır. bu cihaz yardımıyla radyatör temizlenir. Fakat burada kalorifer radyatörünün delinme ve kaçak yapması riski olduğu unutulmamalıdır. Böyle bir durumda en kötü senaryo olan kalorifer radyatörünün değişmesi gerekecektir. Bu işlem maliyetli ve bir o kadar zor bir iştir. kaynak
  20. Kışlık Bakım Nasıl Yapılır ve Neler Kontrol Edilmelidir? Havalar soğumaya başladı. Kısa süre sonra zorlu kış koşulları ile baş başa kalacağız. Kışa hazırlanmış olabilirsiniz. Peki otomobiliniz kışa hazır mı? Bu yazımızda kışa hazırlık amacıyla yapmanız gereken kontroller ve bakımlar hakkında genel bilgiler vereceğiz. Lastikler Kış koşullarında otomobiliniz üzerinde doğru lastik olduğuna emin olmanız gerekiyor. Kışın kar lastiği kullanmanızı özellikle tavsiye ediyoruz. Kar lastiği sadece karlı havalar için tasarlanmış bir lastik değil aslında. Hava sıcaklığının 7 derece altına düştüğü, yağmurlu ve kaygan zeminlerde de ihtiyaç duyacağınız aşikar. Peki otomobilinizde kar lastiği takılı olması yeterli mi? Cevabımız hayır. Lastiğinizin diş derinliğinin minimum 4 mm olması görevini sağlıklı şekilde tamamlayabilmesi için önem teşkil ediyor. Bununla beraber lastiğinizin üretim tarihi de önemli bir etken. Üreticiler lastiğin raf ömrünün 10 yıl olduğunu söyleseler de her geçen yıl lastiğin yumuşaklığını ve dolayısı ile tutunma özelliğini azar azar kaybettiği de bizzat tecrübe edindiğimiz bir gerçek. Ayrıca yaz mevsiminde de hiç değiştirilmeden kullanılan kışlık lastiklerin özelliklerini daha çabuk kaybettiklerini de söyleyebiliriz. Bu nedenlerden ötürü mümkün olduğunca taze lastik kullanmanızı tavsiye ederiz. Antifriz Otomobilin soğutma suyu içerisinde antifriz bulunması çok önemlidir. Antifriz otomobilin soğutma suyunun donmasını engeller. Bunun yanında sistem içerisinde korozyon olmasını, dolayısıyla paslanmayı engeller. Otomobilinize antifriz koymazsanız motorunuz içerisindeki su donar. Motor bloğu alüminyum ise veya emniyet tapaları yoksa donmayla beraber motor bloğu çatlar. Otomobilinde ciddi hasarlar oluşur. Bu sebeplerden ötürü otomobilinizde antifriz ölçümü yaptırmanız gerekir. Bu ölçümü benzin istasyonlarında, otomobil servislerinde veya ustanızda yaptırabilirsiniz. Antifriz alırken sahte antifrizlere dikkat edin. Genelde her kış ucuza satılan merdiven altı imalatı sahte antifrizler piyasaya düşer. Akü ve Şarj Dinamosu Zorlu kış koşullarında otomobilin elektrik aksamının neredeyse hepsi aynı anda çalışır. Cam sileceği, kalorifer motoru, cam rezistansı, marş motoru, aydınlatma ekipmanları… Tüm bu donanım aynı anda çalıştığında şarj dinamosu ve akü görevini sağlıklı şekilde yerine getirmelidir. Eskimiş bir akü bu tarz zorlu durumlarda kesiklik yapar ve sizi yarı yolda bırakabilir. Şarj dinamosu da aynı şekilde görevini yerine getirmez ise yolda kalmanıza neden olabilir. Bu nedenle bir akü satıcısında akünüzü test cihazı yardımıyla test ettirmenizi ve şarj dinamonuzun ölçümünü yaptırmanızı tavsiye ederiz. Bu kontroller sırasında şarj kayışının da kontrolünü yapmayı unutmayın. Kayış doğru gerginlikte olmalı ve kayış üzerinde kılcal çatlaklar bulunmamalıdır. Isıtma Sistemi, Cam Silecekleri ve Cam Rezistansı Soğuk havada ısınmanızı sağlayacak kalorifer sisteminin çalıştığını kontrol edin. Cam sileceği motorunun tüm kademelerde doğru çalışması rahat bir kış geçirmenize katkı sağlayacaktır. Cam sileceklerinin lastiklerinin yeni olması camları daha iyi silmesini sağlar. Bayatlamış cam sileceği lastikleri hava soğudukça sertleşir ve camınızı düzgün silemez. Cam sileceğinizi değiştirirken orjinal silecekleri tercih edin. Orjinal bulamamanız durumunda Bosch, Valeo gibi büyük markaların ürünlerini tercih edebilirsiniz. Son olarak silecek suyu deponuza mutlaka kaliteli kışlık cam suyu ekleyin. Benzin istasyonlarında satılan düşük kaliteli ve alkol oranı çok az olan bilinmeyen markalardan uzak durun. Bunların yerine Würth, Berner, Shell gibi alkol oranı yüksek olan bilinen büyük markaları tercih edin. Tüm bu kontroller ve bakımlara ek olarak bazı önlemler almak sizin elinizde. Her türlü kötü senaryoya hazırlıklı olmak bagajınızda kaliteli bir akü takviye kablosu, battaniye, yedek cam suyu katkısı, cam buz kazıyıcı bulundurabilirsiniz. Son olarak buz tutmuş cama sıcak su dökmemeniz ve cam buzlu vaziyette iken cam rezistansını çalıştırmamanız konusunda sizi uyararak yazımızı bitiriyoruz. Sorularınızı yorumlar kısmından bize ulaştırabilirsiniz. kaynak
  21. Döşemeye dökülmüş süt, kurban bayramında bagaja akmış kan, çocuk kusmuğu. Bunlar gibi durumlarla karşılaşmayı hiç birimiz istemeyiz. Peki olur da böyle bir durumla karşılaşırsak neler yapmamız ve neler yapmamamız gerekiyor? Öncelikle otomobilinizde kötü kokuya neden olabilecek faktörleri sıralayalım: – Döşemeye dökülen sıvılar, özellikle süt ve süt ürünleri, meşrubatlar, kan, sulu yiyecekler. – Polen filtresinin tıkanması, küflenmesi, pislikle dolması – Islanmış/nemli döşemeler ve paspaslar – Motor bölmesinde ölmüş hayvanlar Bu tarz kötü durumlarda hızlı hareket etmek gerekiyor. Doğru temizlik konusunda hemen müdahalede bulunulmazsa bakterilerin çoğalması ile aynı oranda kötü koku ortaya çıkmaya başlıyor. İlk müdahale ile kötü kokulara maruz kalmadan hızlı bir şekilde temizlik şansınız bulunmakta. Eğer geç kalırsanız işiniz biraz daha zor. Neler yapmamalıyız? Kulaktan kulağa yayılan bilgi kirliliğini temizleyelim. Yanlış bilgiler zamanınızı boşa harcamanıza ve durumu daha da kötü bir hale getirmenize neden olur. – İnternette özellikle forumlarda kulaktan dolma paylaşılan bilgilerden uzak durun. Bu bilgilere göre kullanacağınız kimyasallar ve temizlik ürünleri otomobil döşemeniz üzerinde kalıcı hasarlara yol açabilir ve ortaya çıkabilecek kimyasal reaksiyonlar nedeniyle zehirlenme vakalarına yol açabilirler. – Otomobilinize kokuları ortadan kaldırmak için naftalin koymayın. Bu durumu daha da kötüleştirir. Otomobiliniz hiç binilemeyecek duruma gelebilir. – Kokunun kaynağını temizlemeden koku gidericilerden ve parfümlerden uzak durun. Bunlar size problemin geçici olarak çözüldüğü izlenimini verip sizi yanıltabilir. – Kokunun kaynağındaki sıvı sızıntısı az ise sorun bir süre sonra kendiliğinden geçebilir. Bu gibi durumlarda sorunun tamamen geçtiğini düşünmeyin. Sıcak havalarda veya aynı yere su/nem geldiğinde problem büyük ihtimal tekrarlanabilir. Neler yapmalıyız? – Sıvı sızıntısı var ise derhal durdurun. Gözle görülür kirliliği en kısa sürede kendi imkanlarınızla temizleyin. – Otomobilinizi mümkün olduğunca havalandırın. Detaylı temizlik öncesi mümkün olduğunca serin muhafaza edip güneş altında bırakmamaya çalışın. – Profesyonel yardım alın. Aracınızı temizlik için detaylı iç temizlik hizmeti veren bir yere götürdüğünüzde konu ile ilgili temizlik yapacak kişiyi mutlaka bilgilendirin ve kokudan kesinlikle kurtulmak için güvence isteyin. Normal şartlar altında firmalar ortada koku yok iken döşeme altlarını ve sızıntı olan yerleri detaylı şekilde temizlemezler. Ayrıca konusunda uzman olmayan firmalar ellerinden geleni denerler ve başarılı olamazlarsa size başka yerlerde çözüm arama yolları gözükür. Bu sebeple kokudan kurtulma garantisi istemeniz büyük önem teşkil ediyor. Kokunun geçmesine garanti veremeyiz diyen yerlerden uzak durun. (Geçmişte bagajına kurban etinden kan akmış son model bir otomobilin 3 ayrı yerde temizlenip çözüm bulamayıp 4. yerde sorundan kurtulduğuna tanık olan birisi olarak söylüyorum bunu.) Unutmayın ki temizlik işini profesyonel olarak yapan yerler sizin piyasada ulaşmanız zor olan profesyonel temizlik ürünlerini kullanmaktadırlar. Bu ürünler genelde büyük hacimlerde satıldığı için sizin temin etme şansınız daha düşük ve daha maliyetli olacaktır. – Profesyonel temizlik sonrası ekstra dezenfektasyon konusunda tedbir alın. Bunun için aracınıza ekstradan Ozon temizliği yaptırabilir veya Würth, Berner gibi büyük markaların “Araç içi tazeleme spreyi” tarzındaki ürünlerini tercih edebilirsiniz. (Bu uygulamaların kokunun kaynağı temizlenmeden yapılmasının zaman ve para kaybı olduğu unutulmamalıdır.) – Klima Polen filtrenizi periyodik olarak değiştirmeyi ihmal etmeyin. Servis veren ustaların bir kısmı bu filtreyi şikayet yoksa değiştimeyebilirler. – Otomobilinizin döşemelerinin yağışlı havalarda ıslanmaması için periyodik bakımlarda kapı fitillerinizi ve taban sacını görsel olarak kontrol edin. Islanan taban halısı ve paspaslar kötü koku yapabilirler.
  22. Hepimizin korkulu rüyasıdır otomobilimizin aküsünün bitmesi. Hazırlıksız yakalandığımız bir anda çalışmayan otomobil oldukça can sıkıcıdır. Park halinde akü bitme probleminin başlıca nedenleri şunlardır: Farların – iç aydınlatmanın açık unutulması En çok yapılan hata. Yeni nesil otomobillerde sesli “far açık unutuldu” ikazı olmasına rağmen zaman zaman bu hata yapılabilmekte, açık unutulan farlar nedeniyle aracın aküsü bitmektedir. Radyo – Teyp elektrik kaçakları Otomobilinizde kullandığınız radyo – teybiniz zamanla arızalanabilir. Bu arıza neticesinde çalışmasında sorun yok gibi gözükse de kapalı konumdayken akünüzden enerji tüketmeye devam ediyor olabilir. Alarm sistemi elektrik kaçakları Otomobile sonradan takılan alarm – merkezi kilit setleri bazı durumlarda arızalanarak otomobilin aküsüne normalden fazla yük bindirirler. Bunun neticesinde akünüzü uzun bir gece sonrası tüketebilirler. Arızalı bagaj – kapı ışık otomatiği Otomobilin bagajının – kapısının açık olduğunu algılayarak aydınlatmayı sağlayan ışık otomatikleri arızalanmış olurlarsa akünüzü bitirebilirler. Şarj dinamosu arızası Otomobilinizin aküsünü dolduran şarj dinamosunun devre sisteminin arızalanması durumunda şarj dinamosu otomobil çalışmıyorken enerji tüketebilir. Bunun sonucunda ummadığınız bir anda akünüz bitebilir. Genel elektrik tesisatı arızaları Otomobilin elektrik tesisatında meydana gelen elektrik kaçakları neticesinde otomobilinizin aküsü tükenebilir. Sorunun kaynağı nasıl tespit edilir? Bu tarz bir problemle karşılaşmanız durumunda iyi bir elektrik ustası otomobilinizin elektrik tesisatını tek tek inceler, yapacağı ölçümlerle problemin kaynağını tespit eder. Konu ile ilgili sorularınızı yorumlar bölümünden bize sorabilirsiniz. kaynak
  23. Günlük kullanım için tasarlanıp üretilen otomobiller üretim maliyetleri, ağırlık dolayısıyla yakıt tüketimi gibi nedenlerle olabileceklerinden daha az sağlamlıkta üretilmektedirler. Özellikle 80’ler ve 90’larda güvenlik faktörünün günümüzde olduğu kadar ön planda olmaması nedeniyle o zamanların otomobillerinin büyük çoğunluğunun günümüz otomobillerine göre daha az sağlam olduğu bilinmektedir. Şasi güçlendirme neden gereklidir? Otomobilin şasileri esnektir. Otomobili limitlerinde kullandığınız durumlarda şasi ve kaporta aksamı gözle görünmeyecek şekilde esner. Bu da otomobilin tepkilerine etki eder. Ayrıca sürekli limitlerinde zorlanarak kullanılan bir otomobilde zamanla şasi – kaporta aksamlarında çatlamalar ve deformasyonlar meydana gelir. Bu problem özellikle 3 kapı hb, coupe ve cabrio otomobillerde gözlemlenebilir. Bu tarz otomobillerde orta direk, arka şasi bağlantı çevresi gibi değişken yüke maruz kalan kısımlarda çatlamalar görmek mümkündür. Sportif amaçla kullanılacak yarış otomobilleri hazırlanırken standart şasi üzerinde güçlendirme işlemleri yapılır. Şasinin orjinal punta kaynak yerleri gaz altı kaynak (argon kaynağı) ile komple kaynatılır. Kritik noktalara şasi sağlamlaştırma aparatları kaynatılır veya monte edilir. Şasi güçlendirme işlemi ile daha rijit bir gövde elde edilir. Özellikle modifiye edilecek otomobillerde şasi güçlendirme yapılması atlanılmaması gereken bir adımdır. Tamponun arkasında kalan ön travers ile şasi bağlantı noktaları görülen aparatlar ile sağlamlaştırılıyor. Otomobilin ön kapı direği ile ön kılıç sacları aparat yardımıyla sağlamlaştırılıyor. Ön traversin üst kısmına alt kısma yapıldığı gibi sağlamlaştırma işlemi yapılıyor. Şasi güçlendirme nasıl yapılır? Öncelikle otomobil “kuru kasa” dediğimiz tamamen sökük hale getirilir. Otomobil üzerinde varsa çürükler tamir edilir, yapısal bozukluklar ortadan kaldırılır. Sonrasında kasanın üzerinde punta kaynaklı birleşim noktaları komple gaz altı kaynak yardımıyla kaynatılır. Bu işlem sonunda otomobile özel olarak hazırlanan şasi takviye elemanları otomobilin takviye edilecek bölgelerine kaynatılır. kaynak
  24. Günümüz otomobillerinin büyük çoğunluğunda güvenlik ve ağırlık faktörü nedeniyle plastik far kullanılmaktadır. Cama göre oldukça hafif ve güvenli olan plastik farlar zamanla kullanıma bağlı olarak sararmakta, matlaşmakta, çizilmekte ve aydınlatmayı olumsuz etkileyecek duruma gelmektedirler. Far temizliği konusunda piyasada çok fazla bilgi kirliliği ile beraber bu konuda farklı şekillerde hizmet veren yüzlerce işletme var. Bu yazımızda sizlere far temizliği konusunda teknik bilgi sunarken, bu konuda hizmet alırken nelere dikkat etmeniz gerektiği hakkında ip uçları vereceğiz. Far temizliği nasıl yapılıyor? Öncelikle farlarınız incelenerek problemin dış yüzeyden kaynaklı olduğu doğrulanıyor. Far çevresi suya dayanıklı maskeleme bandı yardımıyla otomobilin boyası zarar görmesin diye maskeleniyor. Ardından hazırlanan kayganlaştırıcı solüsyon yardımıyla farın durumuna göre zımpara işlemi yapılıyor. Farın fiziksel durumuna göre bu işlem 6 ile 10 kat arasında değişebiliyor. İşin en uzun süren zımparalama kısmı tamamlandıktan sonra ıslak maskeleme bantları sökülerek yüzey kurutuluyor. Bu aşamadan sonra istenen ömre göre 2 farklı yöntem uygulanabiliyor. Bu yöntemlerden ilki ekonomik olup kısa ömürlü olanı. Far pastası ve polisaj ile zımpara işlemi yapılan yüzeyi parlatmak. Bu işlem kısa sürüyor. Farın plastik kalitesine göre 6 ay ile 1 yıl arasında garanti veriliyor farlarınıza. İkinci yöntemde Würth far yenileme kiti kullanılarak zımpara sonrası elde edilen yüzeye koruyucu kaplama yapılıyor. Bu yöntem biraz daha maliyetli. Fakat elde edilen yüzey bozulmalara karşı 3 yıl garantili. Far temizliği konusunda hizmet alırken nelere dikkat etmeliyim? – Far temizliği öncesinde otomobilinizin boyasının zarar görmemesi için far çevresinin detaylı maskelenmesi gerekmektedir. – Far yüzeyine uygulanan zımpara işlemi mutlaka kayganlaştırıcı solüsyon yardımıyla yapılmalıdır. – Temizlenecek farın öncelikle dış yüzeyi temizlenmelidir. Bazı fırsatçılar farın iç – dış temizlenmesi konusunda araç sahiplerini yanıltmaktadırlar. – Mutlaka garanti talep edilmelidir. – Ucuza yaptırılan far temizlikleri geri dönüşü olmayacak şekilde otomobilinizin farlarına zarar verebilir. Konusunda uzman olan kişileri ve işletmeleri tercih etmenizi tavsiye ederiz. – Farın iç kısmı mecbur kalınmadıkça temizlenmemelidir. Yansıtıcı yüzey kimyasalların etkisi ile dökülebilir – kararabilir. – Mecbur kalınmadıkça far gövdesi ile far camı birbirinden ayrılmamalıdır. Bu iki yapı birbirine fabrikasyon özel bir yapıştırıcı ile yapıştırılmıştır. Sonradan uygulanacak yapıştırıcılar – silikonlar bu orjinal yapıştırıcı kadar iyi performans göstermeyebilirler. Fiyatlandırma nasıl oluyor? Kaliteli ve garantili far temizliği yapan yerlerin fiyatları yapılan işleme göre 100 TL ile 300 TL arasında değişkenlik gösteriyor. Fiyatlandırma yapılırken farın durumu, büyüklüğü, malzeme cinsi, yüzey için istenen son koruma işlemi dikkate alınıyor. kaynak
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Bu siteyi kullanarak, Kullanım Şartlarını kabul edersiniz.