Uğur DAĞ

Geri viteste sert kalklıyosa sürekli kırılmıştır. :)

Fiyat iyi. Araç içinize sindiyse kaçırmayın. Tadına doyulmaz bir araç. Ama mutlaka bir audi ustasına yağ eksiltme problemi olup olmadığını danışın almadan önce.

pasta deneyin. Geçer yüksek ihtimal çizik derin değilse. Cila değil pasta yalnız unutmayın :)

iki sorunda insignialarda kronik malesef. Flexride donanımınız varsa çözüm bu. Başkada pek yolu yok gibi. Kavrama noktanız uygunsa bu şekilde kullanmaya devam.

Anladığım kadarıyla ciddi bir sıkıntı yok. Sileceklerin somunlarını kontrol edin. Oradan değilse motorlarında arıza vardır. Ama ilk ihtimal daha olası kış aylarında. Donmuş silecekleri çalıştırmaya zorladıkça gevşetebiliyoruz somunları.

ooo fikir çok iyiiii :D yapılır. Çok güzel olur. Ama çok çok iyi bir usta kadrosu lazım mühendislik seviyesinde. Kaportacısından tutun elektrikçisine mekanikcisine kadar. O motor bu arabaya sığmaz, araba uzatılacak, aktarma sistemleri baştan yapılacak. O motor için birde şanzıman lazım. O şanzımanda bu araca sığmaz. Yeri yapılacak aktarmaları kurulacak. Motoru taşıyacak kulaklar takozlar yapılacak, kuleler güçlenecek. Aracın uzatılmasına rağmen bunlar sığmayacak arka koltuklar muhtemelen iptal olcak. Olur çok güzel olur ama çok çok iyi ve çok çok boş vakti olan ustalar lazım :) bu gerçekleşirse fotoğrafları paylaşın. Hatta Türkiyenin neresinde olursa olsun haber verin ben görmeye geleceğim zevkle :)

Bunu neden yapıyoruz? Araca sonradan takılacak bir elektrikli sistem için mi? Aracı çalıştırmak için mi? 20 amperlik akü bu aracı çalıştırmaz. En fazla bir kaç marş dayanabilir. Şarj sırasında akım fazla geleceğinden sorun çıkarabilir. Enterasan bir soru :)

Hyundai marka araçlar için @Habib uzunbacak tüm yanıtları verebilir. Detay bir soru :)

Yakıt yollarını, yakıt pompasını ve deponuzu kontrol edin. Bir ustaya gösterin aracınızı en kısa zamanda.

Lpgde mi gaz almıyor araç? Benzinde mi? Isınıp lpg'ye geçebiliyor mu? Anladığım kadarıyla lpg ile çalışırken yapıyor bunu? LPG beynini ve enjektörlerini kontrol edin. Değerleri düşük olduğundan motora yeterli yakıtı yetiştiremiyor yüksek ihtimal. LPG beyni ve enjektörlerin kontrol edilip işlem yapılırsa çözülecektir.

japon-kore araçlarda genelde karşılaşılır. Oksijen sensörünüz değiştikten bir süre sonra tekrar aynı şeyi yaşatabilir. Katalizörün iç kısmında olduğundan çabuk doluyor bu sensörler. Yazılımla sensörü iptal edebilirsiniz.

Tam hakim olmadığım bir model. Arkada kapı var mı araçta? Kapı varsa zahmetlide olsa mümkün. Yoksa en fazla kelebek cam şeklinde açılma sağlanabilir.

Debriyaj balatanızın, kavrama setinizin ömrü tükenmek üzere. Debriyajınızın kavrama noktasında değişiklik hissediyor musunuz?

Aracın yasal vasisi kimse onun üstüne noterden ruhsat çıkarılabilir. Ya da tüm vasilerin onayıyla aracın satışı yapılabilir.

Ayrı bir bluetooth kiti ile giriş yapabilirsiniz auxtan. İşe yarayacaktır.

Hiç denk gelmemiştim böyle bir soruna. Konu ile ilgili bilgisi olan arkadaşlar yazacaktır. Ama geri geri neden sert kalkıyorsunuz onu anlayamadım. Şanzımanı zorluyor olabilir misiniz?

Renault marka araçların kartında pil değişimini herhangi bir anahtarcıda yaptırabilirsiniz ancak bu uyarı bazen yazılımsal oluyor. Pil değişiminden sonrada uyarı devam ediyor. Bir elektronikçiye danışırsanız ikisini birden çözebilir.

Olur mu ya 1981 model arabanın verileri var benim gencecik (!) 1990 model arabamın verisi yok :D :D

Benim araba yok. Kırılırım :D

İyi forumlar olsun. Havalar soğuk, Ankara'da daha soğuk. Ayaz sadece beni değil arabamıda üşütüyor. Bir de benim ki 30 yaşında ki soğuk bize çok tehlikeli :) Arkadaşlar soğuk havalarda araçlara daha fazla özen gösterelim ki bizi üzmesinler. Senaryo şu; Sabahın köründe daha hava aydınlanmamışken sıcacık yatağımızdan kalkıyoruz. Yüzümüzü yıkamak bile üşütüyor. Birde o halde evden çıkıyoruz ki dışarda kesici bir soğuk. Arabaya ulaşıyoruz. Kapı kolunu tutuyoruz açmaya çalışıyoruz ama donmuş. Kapı bir şekilde açılıyor. Araca biniyoruz, marşa basıyoruz motor '' gıv gıv gıv'' ediyor. Marş yok. Çalışmıyor. Zaten üşümüştük. Bir umut bir daha basıyoruz marşa. Yok bu sefer ''gıv gıv'' da yok. Kaput mandalını çekip iniyoruz arabadan bu sefer daha soğuk geliyor hava. Kaputu kaldırıp motorla bakışıyoruz. Bir yandan gözümüz komşuların arabasında, ''acaba kimden takviye rica etsem?'' ama sabahın körü olduğundan kimsenin ziline basılmaz. En yakın arkadaşınızı arayıp eve tekrar çıkıyorsunuz, geliyor takviye yapıyorsunuz. Araç çalışıyor, yola çıkıyorsunuz. Bu sefer yollar buz. Araç kayıyor olur olmadık yerlerde. İşe zaten geç kaldınız, bir de buz yüzünden vakit kaybettiniz. Stresle başlayıp gittikçe stres seviyesi artan bir güne günaydın. Eveeet.. Bu gibi senaryolarda ne yapabiliriz? Eğer mümkün ise kapalı garaja koyun aracınızı, değilse mümkün olduğu kadar bir yerlere sıkıştırın :) sağdan soldan çok rüzgar almasın. Teyp, kalorifer, klima, tavan lambası, çakmak şarj, navigasyon cihazı ve bilimum elektrik çekecek şeyleri çıkarın, kapattığınıza emin olun, yakıtınızın seviyesini kontrol edin Yakıtınız az ise doldurup öyle park edin. Radyatörünüzde antfriz olduğundan emin olun. Direksiyonunuzu düz konumda bırakın. Sabah aracınıza bindiğinizde hemen marşa basmayın. Bir kaç kez '' yarım kontak'' yapıp akünüzü elektrik tesisatınızı uyarın, hareketlendirin. Aracınız dizel ise mutlaka bir kaç kez yapmanızda fayda var. Marşa bastıktan sonra aracınız çalışmıyorsa ''gıv gıv'' sesi geliyorsa çok zorlamayın. Biraz daha bekleyip tekrar deneyin. ÇAlışmıyorsa önce takviye imkanınızı düşünün mümkün değilse vurdurmayı düşünebilirsiniz. ''gıv gıv'' sesi akünüzün zayıfladığına işarettir. Marş motorunuz yeterli elektriği sağlayamadığından ateşleme sistemini çalıştıramıyor anlamına gelir. Soğuk havalarda akünüz zayıflar. Buna yapabilecek çok birşeyiniz yok. Kışa girmeden akü kontrolleri yaptırmak dışında. Aracınız çalıştıysa hiç yerinizden kımıldamayın. Zaten camlarınız buz tuttu önünüzü göremiyorsunuz. Aracınız rölantide bir kaç dakika çalışsın. Gaza basmayın daha çabuk ısınsın diye. Çok işe yaramaz. İhtiyar bir ustamın dediği gibi '' soğuk arabaya gaz basmak uyuyan bebeğe tokat atmak gibidir''. Soğuk araçta aşınma fazla olur, o yüzden gaza basmayın araç ısınana kadar. Isındığında camlarınız da çözülmüş olacak. Sürüşe hazırız. Yollar buzlu, cam gibi. Frene yavaş basıyoruz. Gaza yavaş basıyoruz, direksiyona narin davranıyoruz. Takip mesafesini normalin 2-3 katına çıkarıyoruz. Kış lastiklerimiz de olsa lastiğe güvenerek abartmıyoruz. Eğer ihtiyar bir araç sahibi iseniz ben gibi ve tüplüyseniz işiniz daha zor. Aracınızı geceden benzinde bırakın. LPG beyni soğuk havada donar. Eğer mecbur kaldıysanız direksiyona hiç oturmadan LPG beynine biraz sıcak su dökmeniz size yardımcı olacaktır. Eski araçlarda orijinal olmayan elektrikli donanımlardan mümkün olduğu kadar uzak durun akünün kaçak yapıp zayıflaması ihtimali delikanlı araçlara göre çok çok daha fazla. Eski araçlarda motor ve akü yeni araçlara göre baya ortalıkta her yerden soğuk gelebilir. Yeni araçlarda bu kısmen daha az. Radyatör antfrizi araçlarda hayati öneme sahip kış aylarında. Su dolu bir radyatör soğukta donar, o şekilde marşa basmak blok patlatmaya kadar gider. Ufak bir kaç basit yöntem anlattım. Bu yazıyı okuduysanız aracınız sizin için önemli. O yüzden aracınıza iyi bakın. İyi sürüşler.

Alışkanlıkları değiştirmekle alakalı maddeler hepsi ama deneyin faydasını göreceksiniz. Kırmızı yanan ışığı, sıkışan trafiği, kasisi çukuru göre göre gaza basmayın. Yavaşlayacaksınız zaten gaza basmanıza gerek yok. Şehir içi kullanımlarda rampalarda, yokuşlarda çok yüklenmeyin aracınıza, gideceğiniz hız ortalama olarak aynı ve illaki önünüze sizden daha yavaş bir araç çıkacak ve yavaşlayacaksınız. Kalkışlarda aracınıza çok yüklenmeyin. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın şehir içinde çok bir zaman kazanamazsınız. Trafikte zamanla yarışamayız, yarışmamalıyız. Gözünüzü km saati kadar devir saatine de alıştırın. Aracınızın hangi durumda neye nasıl tepki vereceğini öğrenin. En etkili tasarruf yöntemi bence bu. Kış aylarında soğuk motorla yola çıkmayın. Aracınız olduğu yerde bir kaç dakika çalışsın ısınsın. Motora giren hava-yakıt düzene girsin. Yağ araçta dolaşsın ondan sonra yola çıkın. Aracınızın hangi marka yakıtla daha iyi olduğunu çözmeye çalışın. Aracınıza alcağınız yakıtın kalitesinden emin olun. Ucuz yakıt aldığınızda tasarruf etmiş olmuyoruz. Kaliteli yakıtla daha fazla yol yaptığımızda tasarrufa başlıyoruz. Aracınızı tek marka yakıta alıştırın. Mesela benim yakıt aldığım pompa bile değişmiyor kolay kolay. Aklınıza gelen, uyguladığınız yöntemleri aşağı yazın ki hepimiz faydalanalım :) İyi sürüşler.

Eskiden turbosuz dizeller vardı. Onlar başa belaydı, hem gitmez hem bolca gürültü yapardı. Şimdi turbo desteğiyle yerlerinden kalkabiliyorlar. Ama yine de hantallar. Evet yakıt maliyetleri çok umrunuzda değilse ve az yol yapıyorsanız benzinli alın. Ama yolunuz çok yakıt maliyetleri önemliyse dizel en iyisi olur. Birde LPG tercihi var. Başka bir yazıda değiniriz umarım LPG seçeneğine. Benim kendi fikrim; dizel istemem, benzinli çok maliyetli, LPG aracın performansını biraz düşürebilir ama aracınız LPG için uygunsa, performansı çok değiştirmiyorsa düşünebilirsiniz.

Güzel cihaz güzel de iyi araştırın. Motordan ziyade şanzımanı yormasından endişeliyim özellikle otomatik şanzımanlarda.

Rica ederim. Ama sonradan takılan interkollerde illaki uyum sorunları olacaktır. Bunlara ek olarak turbo basıncını gösterir bir gösterge takıp, turboyu takip ederek, dinlendirerek kullanmanızda fayda var.

Koltuk doluluğuna göre falan lastik havası ayarlanmaz. Havası az olan lastik fazla sürtünür, fazla ısınır, kolay yıpranır. Havası fazla olan lastik yola yeteri kadar tutunamaz, içten aşınır. Aracınızın kapı içinde, bagaj içinde, şase etiketlerinde lastik hava basınçları yazar. Lastik basıncını bu ölçülerde ayarlamanız yeterli. Aracınızın lastik boyutları değiştirilmiş fabrika çıkışından farklı bir boyutta lastik kullanılıyorsa lastiğin markası ve ölçülerini internetten öğrenebilirsiniz ama üretici firmanın verilerini dikkate almanızda fayda var. Aracınız tonaj olarak binek araçlardan daha ağır, bu yüzden lastik havasının doğru değerlerde olması çok önemli.