Jump to content

CenGo

Üye
  • İçerik sayısı

    474
  • Katılım

CenGo kullanıcısının paylaşımları

  1. Yağlamanın amacı nedir? Yağlamanın amacı iki yüzeyi birbirinden ayırarak sürtünmeyi azaltmak, yüzeyleri kayganlaştırarak hareketi kolaylaştırmak, yüzeylerde film oluşturarak korozyon ve oksidasyonu önlemek ve motorda yağ – yakıt karışımını önlemektir. Yağların araçlar için önemi nedir? Düşük sıcaklıklarda hızlı akış ilk çalışma kolaylığı sağlar. Yüksek sıcaklıklarda az yağ kaybı sağlar. Modern katık düzenlemesiyle motoru temizler. Oksidasyonu ve korozyonu engeller. Düşük kül oranları sayesinde motorda daha az tortu ve depozit bırakır. Yakıt tasarrufu sağlar. Emisyonları düşürerek, katalitik konvertörün ömrünü uzatır. Motorun ömrünü uzatır. Subap sistemlerinin sorunsuz çalışmalarını sağlar. Yağ filtresinin görevi ve değişme periyodu Yağ filtreleri, motor üreticisi firmaların, motor dizaynlarını yaparken çeşitli hesaplamalar sonucunda, yağın temizlenip kendi bünyesinde tuttuğu depozit ve kurumları bıraktığı önemli bir elemandır. Araç üreticisinin tavsiye ettiği filtreleri kullanmak ve her yağ değişiminde filtreyi de değiştirmek gerekir. Yağ seçimi neye göre yapılmalıdır? Yağ seçimi belli kriterlere göre yapılır. Bu kriterler şöyle sıralanır: Araç kullanma kılavuzu yağ tavsiyesi bölümünde yer alan viskozite ve performans sınıflandırma değerleri göz önüne alınır. Araç üretici ve ithalatçısı firmaların ( OEM ) istediği özellikleri karşılayan veya onayı alınmış yağlar seçilir. Motor tipi ve teknolojisine göre seçilir İklim koşullarına göre ( çok soğuk iklimlerde, sentetik yağların seçilmesi gibi ) seçilir. Yakıt cinsi ve kalitesine göre seçilir. Performans veya yakıt tasarrufu ihtiyacına göre belirlenir ( sentetik yağlar, mineral yağlara göre daha fazla performans veya yakıt tasarrufu sağlar ). Araçtaki yağ değişimi kaç km ’de bir yapılmalıdır? Yağ değişim ve servis süreleri, aracın kullanıldığı ülke ve koşulları göz önüne alınarak, üretici tarafından belirlenir. Kullanılıcılar araçlarında yine üreticilerin mineral veya sentetik oluşuna göre, yağ kullanımından bağımsız olarak belirlenmiş oldukları yağ değişim ve servis sürelerine uymak zorundadırlar. Yağ değişimi geciken araçlarda yaşanabilecek sorunlar... Değişimi geciken bir motor yağının, kendi iç özelliklerinde de bozulma meydana gelebilir. Bunun sonucunda aşağıdaki sorunlar ortaya çıkabilir; Daha fazla aşınma. Yakıt tüketiminde artış Yağ tüketiminde artış. Motorun performansında düşüş. Motorda hararet. Motor parçalarının kuru kuru çalışması. Aracın servis/bakım maliyetinin artması. Mevcut ise turbo yataklarının aşınması. Katalitik konvertörün daha çabuk ömrünü tüketmesi. Viskozite denilince ne akla gelir? Viskozite; akışkanın akmaya karşı gösterdiği direnç olup akışkanların en belirgin ve en önemli özelliklerinden biridir. Yağlamanın her safhasında viskozite, tüketici için ilk olarak dikkate alınması gereken çok önemli bir faktördür. Motor yağı değiştirilirken nelere dikkat edilmelidir? Motor yağının sıcak olup olmadığına, aracın stop konumunda ve düz bir zeminde olmasına, motor karterindeki eski yağın tam boşalıp boşalmadığına ve karter tapasının tekrar yerine takılıp takılmadığına dikkat edilmelidir. Motorda yağ eksilmesinin sebebi nedir? Ana neden motorda kullanılan teknolojidir. Yeni teknoloji motorlarda, yüksek performans sağlamak için metaller birbirine daha yakın tasarlanmıştır. Bu da yağın eksilmesine yol açar. Ayrıca araç karterinde uygun viskozitede yağ kullanılmaması, araçta uygun performansta yağ kullanılmaması ve aracın sürekli yüksek devirde çalıştırılması da motorda yağ eksilmesinin nedenleri olarak sayılabilir. Motorda kullanılan yağın renginin kararması ne anlama gelmektedir? Motor yağının görevlerinden birisi de temizliktir. Kaliteli bir motor yağı, içeriğindeki katıklar sayesinde, motorda oluşan kurum parçalarını dağıtarak bünyesine alır, metal yüzeylere yapışmalarını engeller. Metal yüzeylere yapışanları da deterjanla temizler. Bu nedenle motor yağı kirlenerek rengi kararır. Dolayısıyla kirli görünen motor yağı görevini iyi yerine getiriyor demektir. Motor yağının bozulduğunu nasıl anlarız? Motor yağının bozuk olup olmadığını kesin olarak anlamak için yağın laboratuvar koşullarında fiziksel ve kimyasal olarak analiz edilmesi gerekmektedir. Yağ eksilmesi durumunda, değişik markalı yağ eklenebilir mi? Öncelikle ilave edilecek yağın, normal yağ seviyesini geçmemesi gerekir. Geçmesi halinde köpürme ve sistemde ısınma meydana gelebilir. Eklenen yağın; aynı viskozite derecesinde ve aynı API sınıfında olmasına dikkat edilmeli, mineral yağ ile sentetik yağ birbirine karıştırılmamalıdır. Sentetik yağ ile mineral yağ arasında ne fark vardır? Sentetik esaslı yağlar kimyasal yolla elde edilen yağlardır. Doğal yapıya sahip diğer yağların görev yapamayacakları hallerde yağlamayı yapabilmek amacıyla üretilirler. Sentetik esaslı yağlar minerallere oranla daha yüksek veya daha düşük sıcaklıklara ve yüksek basınca dayanıklıdır. Sentetik yağlar neden daha pahalıdır? Sentetik yağın hammaddesi ileri teknoloji ile ve çok karmaşık işlemlerden geçerek üretildiği için maliyeti mineral yağlara göre daha yüksektir. Bu da ürünün fiyatını etkiler. Yağ performansı nedir ve nasıl anlarız? Bir yağın performansı ambalajındaki API ve ACEA değerlerinden anlaşılabilir. Bugüne kadar geliştirilmiş yağlarda; benzinli sınıfta SL (Temmuz 2001), dizel sınıfta ise CI – 4 (2002) en üst API performans düzeyini gösterir. A3 binek, B3 dizel hafif ticari ve E4 ağır ticari araçlar için ACEA performans sınıflarını belirtir. API SJ / CF ne demektir? API (Amerikan Petrol Enstitüsü) yağın performansını ifade eder. ‘ S ‘ harfi bujiyle ateşlemeli araçlarda, ‘ C ‘ harfi basınçla ateşlemeli araçlarda kullanılacağını gösterir. API SJ / CF örneğinde, ‘ S ‘ önde olduğu için bu yağın öncelikli benzinli araçlarda kullanılması öneriliyor demektir. ‘ S ‘nin yanındaki ‘ J ‘ harfi yağın benzinli araç sınıfı bir yağ olduğunu gösterir.Bu yağ, dizel araçta ise CF sınıfı bir yağ olarak rahatlıkla kullanılabilir. 0W ne demektir? W’ İngilizce ‘winter’dan gelmektedir. 0W kış şartlarında ‘sıfır’ numara yağ özelliği gösteren çok ince yağ anlamına gelir. Dişli yağı ambalajları üzerinde görülen GL - 5 ne anlama gelir? Dişli yağları için kullanılan API sınıflandırmasıdır. GL-5’te aşırı basınç katığı daha fazladır ve genellikle ağır çalışma koşullarında kullanılır.Aksi belirtilmediği sürece, GL-4 tavsiye edilen yerlerde GL-5 kullanılmamalıdır. Çünkü GL-5’te fazladan bulunan aşırı basınç katığındaki kükürt, sarı metalleri aşındırır. Motor yağlarının cinsi ile yağ değişim kilometresi değişir mi? Araçların yağ değişim kilometrelerini sadece araç üreticileri belirler. Sentetik yağların minerallere oranla çok daha dayanıklı olduğu söylenebilir. Dolayısıyla kullanılan yağın sentetik veya mineral olması, motor performansını ve korumasını doğrudan etkiler. Ancak yağ değişim kilometresi araç üreticilerinin onayı olmadan uzatıldığı takdirde, beklenen performans ve koruma sağlanamayabilir. Köpürme neden olur, motora zararı nedir? Aracın devamlı hareketiyle karterde oluşan çalkalanma ve yağın motor içinde yüzeylere çarpması sonucu, köpürme meydana gelir. Eğer motor yağında bu köpürmeyi engelleyecek köpük giderici katık yoksa veya yetersiz ise, oluşan köpükteki baloncuklar herhangi bir temasta patlar. Böylece, metal sürtünmesi başlar ve aşınma başlar. Halk arasında bilinen köpürme ise yağ dökme haznesi kapağında oluşan, kaymak veya mayoneze benzer görüntüdür. Bu köpürme değildir. Yağa doğrudan su karışıyorsa veya eski teknoloji araçlarda olduğu gibi yağ buharı dışarı çıkamıyor ve gece – gündüz sıcaklık farkında kondense olup, yağa karışıyorsa, bu olay meydana gelir. Motora doğrudan zararı olmayan kaymaklaşma, köpürmeden ayırmak gerekir
  2. DÜZ ŞANZIMANLI ARAÇLARDA İLK ÖNCE İTEREK ÇALIŞTIRMAYI DENEYİN Kontağı açın ve debriyaj pedalına basın. Birkaç arkadaşınızdan aracı itmelerini ve olabildiğince hız kazandırmalarını rica edin. İkinci vitese geçin, hızlıca debriyajı bırakın ve motor ateşlendiğinde gaz pedalına basın. İterek çalıştırma işe yaramazsa aracınızı başka bir akü kullanarak çalıştırmayı deneyebilirsiniz. ADIM 1 – ARABANIZ İÇİN DOĞRU EKİPMANLARI ALIN Akü kabloları, birçok araç tipi ile kolay kullanılabilmesi için en az 3 metre uzunluğunda olmalıdır. Sadece bu iş için tasarlanmış kabloları kullanın; iki kablo mevcuttur – biri kırmızı diğeri de siyah. Bu işlemle bazı araçların elektronik ateşleme sistemleri zarar görebileceğinden, aracınızın kullanım kılavuzunda bu nedenle başka bir akü ile çalıştırmamanız gerektiğini yazan bir madde olmadığını kontrol edin. ADIM 2 – KABLOLARI BAĞLAMADAN ÖNCE Akü, aracın bir süre kullanılmaması sonucu boşalabilir. Bunu fark ettiğinizde evde veya iş yerinde olma olasılığınız yüksektir. Böyle bir durumda hemen aracının aküsünden yararlanacağınız bir arkadaşınızı arayın. Genelde yoldayken akü bitmez ancak biterse bir çekici çağırın. ADIM 3 – KABLOLARI BAĞLAYIN İki aracın da kontağı kapalı olmalı ve araçlar kesinlikle birbirine temas etmemelidir. Her bir aküde metal kutupları bulun. Birisi pozitif (+) diğeri negatiftir (-). Bazı araçlarda kutuplara ulaşmak için plastik ya da lastik akü kapaklarını kaldırmak zorunda kalabilirsiniz. Kırmızı kablonun bir ucunu aracınızın aküsünün pozitif kutbuna bağlayın. İlk bağlantı yapıldıktan sonra kabloların her bir ucundaki iki klipsin birbirine değmemesine özen gösterin, aksi takdirde kısa devre oluşur. Aynı kırmızı kablonun diğer ucunu diğer aracın aküsünün pozitif kutbuna bağlayın. Siyah kablonun bir ucunu diğer aracın aküsünün negatif terminaline bağlayın. Siyah kablonun diğer ucunu da aracınızın motor bloğuna ya da kaportaya bağlayın. Negatif kabloyu aracınızın bitmiş aküsüne ya da akünün yakınına BAĞLAMAYIN. Not: Bazı araçlarda akü bagaj kısmındadır. Bu araçlarda motor kapağı ya da bagajın halısı altında yerleştirilmiş özel kutuplar vardır – şüpheniz varsa kullanım kılavuzuna bakınız. ADIM 4 – ÇALIŞTIRIN! Diğer aküden faydalanarak aracınızı çalıştırın ve motoru bir süre yüksek rölantide bırakın. Bu sürede akü, alternatör sayesinde bir miktar şarj olacaktır ama bu şarj, aracınızı kapatıp tekrar çalıştırmaya yetmeyeceğinden, motorunuzu kapatmayın. ADIM 5 – BAĞLANTILARI AYIRIN VE YOLUNUZA DEVAM EDİN! Aracınız diğer araç arasındaki kabloları, bağlantıları yaparken kullandığınız sıranın tersini kullanarak çıkarın. Siyah kabloyu önce yeni çalıştırılmış aracın karoserinden sonra da diğer aracın aküsünden çıkarın. Sonra kırmızı kabloyu önce diğer araçtan sonra da yeni çalışmış olan araçtan çıkarın.
  3. Lastik değişimi sırasında gereğinden fazla bir güçle sıkarsanız, bijonları kırmanız işten bile değildir. Böyle bir şey başınıza geldiğinde, sonrası pahalıya mal olabilir. Bu yüzden hangi nedenle olursa olsun (eskime veya yaz-kış değişimi) lastik değiştirirken, alttaki 10 öneriye uymanızı tavsiye ederiz. 1. LASTİK PROFİLİ Yasal sınır 1.6 mm olmasına rağmen, özellikle kış lastiklerinde tavsiye derinliği 4 mm' dir. Bunun nedeni, azalan diş derinliğinin lastiğin karlı zemine tutunma kabiliyetini azaltması ve fren mesafesinin tehlikeli derecede artmasıdır. Islak zeminde ise aquaplaning riski artar. 2. LASTİK YAŞI En geç 10 yılda kış lastikleri değiştirilmeli. Ancak burada da değişim için 6 yıl tavsiye ediliyor. Hem de profil derinliği doğru sınırlar içinde olsa bile. Artan yaş, fren mesafesi ve yanal tutunma kabiliyetini olumsuz etkiler, lastiğin hasar görme riski artar. Lastiğin yaşını, yan kısmındaki DOT numarasından görebilirsiniz. DOT numarası 5004 ise bu lastik, 2004 yılının 50. haftasında üretilmiş demektir. 3. LASTİK SEÇİMİ Mümkün olduğunca aynı profile sahip lastikleri tercih edin. Yaz ve kış lastiklerini asla aynı anda kullanmayın. Lastikleri her zaman akslara dikkat ederek değiştirin, profili daha iyi olan lastikleri arka aksa monte edin. Bunun nedeni, aracın iz takip yeteneğini arka tekerleklerin belirtiyor olması. 4. BİJONLAR Uygun boyutlarda bijon kullanın. Gerekenden kısa bijonlar, en kötü senaryoda lastiğin akstan fırlamasına neden olabilir. Gerekenden uzun bijonlar ise aracın süspansiyonuna zarar verir. 5. TORK Bijonları önce hafifçe sıkın, ardından tork anahtarı kullanarak sabitleyin. Doğru tork anahtarının, çeyrek turdan sonra tıklaması gerekir. Aşırı güç kullanmak bir süre sonra bijonun gevşemesine neden olabilir. Doğru tork değerlerini aracın kullanım kitapçığında bulabilirsiniz. 50 km yol aldıktan sonra bijonları yeniden sıkın. 6. KRİKO Ayarlı kriko kullanın: Hem kullanımı fazla güç gerektirmez, hem de yerlerinde sabit kalırlar. Avadanlıktaki basit krikoları sadece mecbur olduğunuz zamanlarda kullanın. Krikoyu bağlarken zeminin sağlam ve düz olması gerekir. Aracın krikodan kayması, sadece araca değil, size de zarar verebilir. 7. LASTİK BASINCI Fazla basınç azdan iyidir. Olması gerekenden daha az hava basıncı, aşınmaların ve yakıt tüketiminin artmasına (100 km'de 0.3 lt.ye kadar) neden olur. Tavsiye edilen değerin 0.3 bara kadar üzerinde basınç kullanmak zararlı olmaz. 8. SATIN ALIMI Aracınızda kullanılmasına izin verilen lastik türlerini tercih edin. Kar lastiklerinin yan kısımlarında kar tanesi sembolü ve profillerinde de çok sayıda çentik bulunur. 9. HIZ LİMİTİ Maksimum hız verilerine dikkat edin. Yeni taktığınız kış lastiğinin maksimum hız limitini, kokpitte görünen bir noktaya not edin. 10. SAKLAMA Lastiklerin takılı oldukları pozisyonları işaretleyin ve temizleyin. Kurutun ve nemsiz bir yerde saklayın. Lastiklerin bulunduğu mekanda benzen, yağ ve kimyasallar olmamalı. Saklama işlemini, jantlar varsa yatay, jantlar yoksa dikey konumda yapın.
  4. Otomobillerde basit yöntemlerle yakıt tasarrufu yapmak mümkün. Bazı küçük ayrıntılara dikkat ederek daha az benzin tüketip daha çok yol gitmek mümkün. İşte otomobillerde daha az yakıt tüketmek için dikkat etmemiz gereken bazı unsurlar: Rölantide Isıtmayın İlk defa çalıştırdığınız arabanızı ısıtmak için rölantide bekletmek yakıt sarfiyatını arttırır. Sürücüler motorun daha verimli çalışması için genellikle araçlarını ısıtırlar fakat her 3 dakikalık ısıtma süresinde 1Km yol gidecek benzin harcanıyor. Bu durumda araç çalışır çalışmaz düşük viteste de olsa harekete başlamak gerekiyor. Soğuk Havalarda Sürmemeye Çalışın Motor en fazla yakıtı ısıtma süresinde harcar. Soğuk havalarda motoru ısıtma süresi uzadığı için bu süre boyunca yakıt tüketimi fazla olur. Yapılan araştırmada soğuk havada çalıştırılan 1.6 motor bir araba ilk 4 km boyunca 40Lt/100Km gibi aşırı bir yakıt tüketim seviyesinde çalışmaktadır. Düşük vites kullanmayın Aracınızı çalıştırdıktan sonra birinci viteste uzun süre kalmayın. Birinci vitesi sadece aracı harekete geçirmek için kullanın. Aracı hızıyla uygun viteste kullanmak da yakıt tüketimini azaltır. Trafiğin Sakin Olduğu anlarda Yola Çıkın Yakıt tüketiminin azaltılması için yapılabileceklerden biri de trafiğin sıkışık oldu saatlerde yola çıkmamak veya sıkışık trafiğe sahip olan yolları tercih etmemektir. Sıkışık trafikte araçlar sık sık durmak zorunda kalır ve gerekli motor devrinde harek etmek çoğunlukla zordur. Pencereleri Kapatın Hareket halindeki bir araç aerodinamik yasalarına bağlı olarak hareket eder. Eğer aracın hava sürtünmesini arttıracak herhangi bir unsur varsa aracımız normalde olması gerekenden fazla yakıt tüketir. Arabamızın camlarını açmak hava sürtünmesini ciddi şekilde arttırdığı için yakıt tüketiminde artışa neden olur. Bu nedenle otomobiller mümkünse camları kapalı şekilde kullanılması gerektiği gibi araca sonradan ilave edilen dış aksesuarların hava sürtünmesini arttırmadığından emin olmak gerekir. Klimayı Az Kullanın Sıcak havalarda otomobilimizin içini soğutmak için kullandığımız klimalar aslında ilave bir yakıt tüketmek anlamına gelmektedir. Klima hava sıkıştıran bir piston yardımıyla çalışmaktadır ve bu pistonun sıkıştırılması için gereken enerji motordan sağlanır. Bu nedenle yakıt tüketimini azaltmak için gerekmedikçe klimaları açmamak gerekmektedir. Lastiklere Dikkat Edin Havası düşük olan lastikler yere temas alanını arttırır bu da daha çok sürtünme anlamına gelir. Sürtünme aracın benzin tüketimini arttırır. Lastik havası fabrika değerlerine ayarlanmalı ve sık sık kontrol edilmelidir. Bunun yanında lastiklerin profil derinliği 3mm'nin altına inmemesi gerekmektedir Greksiz Fren Yapmayın Çoğu kullanıcı farkında olmadan gereksiz frenlemeler yapmaktadır. Özellikle daha çabuk gitme isteği içinde olan sürücüler ilerde duracaklarını bildikleri halde hala gaza basabilmektedirler. Bu durum eğer dikkat edilmezse ciddi bir gereksiz tüketim oluşturabilir. Yakıt Sistemini Bakıma Alın Otomobillerdeki yakıt sistemi unsurları; Enjektörler, enjektör pompası, yakıt pompası, hava filtresi, benzin filtresi gibi elemanların bakımı düzenli olarak yapılmalıdır. Aracınızı servis kartlarında yazan periyodik bakım sürelerinde servise sokmak bu nedenle ortaya çıkan kayıpları giderecektir.
  5. Ana yatak sesi: Ana yatakta fazla boşluk olduğu, motor yük altinda iken duyulan boğuk kuvvetli yatak vuruntularindan anlaşilir. Eğer bütün ana yataklar fazla boşlukluysa hemen dikkati çekecek şekilde motordan anormal sesler gelecektir. Yatak sesleri motor çalişirken muntazam olarak duyulur. Sesin geldiği yer bujilere giden buji kablolarini kisa devre yapmak suretiyle tespit edilebilir. Böyle bir araştirmada buji kisa devre yapildiğinda yataktan gelen ses kayip oluyor, yahut azaliyorsa, kisa devre yapilan bujinin silindirine ait yataklarin boşluğu fazladir. Bu muayene otomobilin büyük viteste 25 km lik hizina tekabül eden yüksek rölanti devrinde veya yolda yapilabilir. Bu durumda araç yüklenirse ana yatak sesi çoğalir. Bazi hallerde yatakta vuruntu yapacak boşluk olmadiği halde, kullanilan yağin çok ince oluşu yatak yağ filmini incelteceği için de yatak vuruntulari duyulabilir. Böyle hallerde yağin, kalitesini ve yağlama donanimini kontrol ettikten sonra, yatak boşluklari hakkinda karar vermek gerekir. Volan sesi: Eğer volan bağlantilarinda boşluk varsa muntazam olarak motordan vuruntu sesi yahut şikirti gelir. Bu sesin volan gevşekliğinden ileri geldiğini anlamak için vites boşta, motor yüksek rölantide çalişirken kontak anahtari kapatilir. Bu anda motordan bir vuruntu sesi gelirse muhtemelen volan bağlantilarinda boşluk vardir. Piston kolu yatak sesi: Piston kollarinda yatak boşluğunun fazla olmasi madeni bir vuruntu sesi çikarir. Bu ses araç 45 km civarinda bir hizla, düz yolda giderken gaz kelebeği kapandiği zaman duyulur. Bu muayene araç dururken yapiliyorsa motor devrini yeteri kadar yükseltecek şekilde gaz kelebeği açilir ve hemen kapanirsa boşluğu fazla olan biyel yataklarinin sesi duyulacaktir. Bujileri kisa devre yapmak suretiyle sesin azalmasindan yahut kayip olmasindan hangi silindire ait kol yatağinin arizali olduğu anlaşilabilir. Bazi hallerde piston kol yatak boşluklari ses yapacak kadar boşluklu olmadiği halde, kullanilan yağin çok ince oluşu ve yataklarin yağlanmasi ayni sesi yapabilir. Motorda yağlama donanimi normal olduğu halde, gerek ana, gerek piston kolu yataklarindan ses geliyorsa ilk firsatta yataklar yenileştirilmeli, yahut boşluğu azaltacak tedbirlere başvurmalidir. Aksi halde motorda pahaliya mal olacak hasarlar meydana gelebilir. Piston pimi sesi: Piston piminden, pistondan ve piston kolundan gelen sesleri birbirinden ayirmak güçtür. Piston pimi sesi, keskin çift vuruntu sesidir. Motor rölantide çalişirken daima duyulur. Vuruntu yapan pimin ait olduğu silindirdeki buji kisa devre yapildiği zaman (plastik sapli bir tornavidayla) pim vuruntuyu artacaktir. Bununla beraber bazi motorlarda pim sesi aracin en büyük viteste 10-50 km hizina tekabül eden motor hizinda daha iyi belli olmaktadir. Tereddüde düşüldüğü zaman yukaridaki muayene yolda da yapilabilir. Ayrica piston pimleri; emniyet pimlerinin, yaylarinin bozulmasi yahut kirilmasiyla silindir yüzüne de sürtebilir. Piston ve segman sesleri : Piston sesi (piston çarpmasi): Piston silindir içinde aşaği yukari hareket ederken silindir duvarlarina çarpmak suretiyle ses çikarabilir. Bu ses kapali bir yerde sert cisme vuran ağaç tokmak sesine benzeyen boğuk, uğultulu bir sestir. Pistonla silindir arasindaki normal boşluğun büyümesi bu sesin meydana gelmesine esas sebebi teşkil eder. Çarpma sesi motor soğukken duyuluyor, fakat motor isindiktan sonra kayboluyorsa, ortada ciddi bir durumun olmadiği söylenebilir. Ancak, piston sesinin duyulduğu hallerde kesin karar verebilmek için motorun ilgili parçalarini muayene etmek faydali olur. Çünkü silindir duvarlarinin veya pistonun fazla aşinmiş olmasi, piston eteğinin bozulmasi (kapanmasi), piston boşluğunun fazla verilmiş olmasi veya piston kolunun eksenden kaçik bağlanmiş olmayi piston çarpmasina ayri ayri sebep teşkil edebilir. Bu hatalarin önüne geçilmezse boşluk kisa zamanda artacak ve motorun gücünü azaltacaktir. Segman sesi: Piston segmanlarinin sesi şikirti şeklinde olur ve supap sesine çok benzer. Ancak, gaza basildiği zaman segman sesleri çoğalir, oysa gaza basilinca supap sesleri azalmaktadir. Piston ve segman sesleri aşağidaki sebeplerden ileri gelebilirler: 1- Pistonla silindir arasindaki boşluk fazladir. 2- Silindir ovalleşmiş ve konikleşmiştir. 3- Segmanlar, silindirin üst tarafinda meydana gelen aşinti kenarlarina çarpmaktadir. 4- Piston üstünde yiğilmiş olan kurum, silindir kapağina değmektedir. 5- Piston, kapak contasina sürtmektedir. 6- Piston segmani kirilmiştir. 7- Segmanlarin yuvalari içindeki yan boşluğu fazladir. 8- Piston segmani yuvalari kiriktir. 9- Piston kiriktir. Supap sesleri ve sebepleri: Supap sesleri; supaplar civarindan gelen şikirti sesleridir. Ses daha tiz ve nettir supap yakinindan rahatlikla duyulabilir. Sebepleri şunlardir: 1- Supap boşluğu fazla olduğu için “şik şik” sesi vermektedir. Supaplar ayarsizdir. Hidrolik iticili supaplarda iticiler arizalidir. Supap itme çubuklari yahut supap manivelalari (külbütör) eğilmiştir. 2- Bilhassa üstten supapli motorlarda supap tertibatinin yağlanmasi yetersizdir. 3- Supap tertibatinin herhangi bir yerinde aşinma vardir. Özellikle külbütör uçlari oyulmuştur. (Uçlar taşlanir). 4- Supap yayi kiriktir. 5- Supap yaylari zayiftir. 6- Supap yaylari sikişmiştir. 7- Supap sapiyla kayit arasindaki boşluk fazladir. Supap kayiti yenisiyle değiştirilir. 8- Eksantrik milde kam yüzleri bozulmuştur. 9- Supap kayitlari içinde supap saplari incelmiştir. Supaplar değiştirilmelidir. 10- Supap yüzü ekseni sap ekseniyle ayni değildir. Supap taşlanir. 11- Supap yuvasi ekseni supap sapi ekseniyle ayni değildir. Supap yuvasi freze edilir. 12- Üstten supapli motorlarda supap kapağini fazla sikmak normal supap sesini çoğaltir. Hidrolik supap iticilerinde ses: Hidrolik supap iticilerinden supap sesine benzeyen şikirtilarin gelmesi iticilerin vazifesini iyi yapmadiğina işarettir. Az çok hidrolik iticiler motor soğukken çaliştirildiğinda ses yaparsa da motor normal sicakliğini bulduktan sonra sesin kaybolmasi lazimdir. Hidrolik iticiler ses yapiyorsa, yağ basinci yetersizdir. Basinç yetersizliğine sebep, yağin köpüklenmesi olabilir. Bu durumda yağ kontrol çubuğu seviye işareti civarinda kabarciklar görülür. Yağin köpüklenmesine, yağin içine su karişmasi, motorda yağin fazla oluşu yahut az oluşu sebep olabilir. Hidrolik iticiler ayar edilebilir şekilde yapilmişsa, bu ayarin bozulmasiyla da ses yaparlar. Sesi yok etmek için katalog değerlerine göre ayar yapilir. iticilerin birinden ses geliyorsa sebebi şunlardir: 1- iticinin içindeki plancir, yuvasinda çok sikidir. 2- itici yayi zayif yahut kiriktir. 3- Bilya supap kaçiriyor. 4- Plancir (küçük piston) aşinmiştir. 5- Emniyet segmanlari (eğer varsa) yanliş takilmiş yahut takilmamiştir. 6- iticiye basinçli yağ gelmiyor. 7- Plancir yuvasinda normal aşinti vardir. Eğer bilya supap kaçiriyorsa, itici aseton nevinden bir temizleyici içinde temizlenmelidir. Zaten hidrolik iticiler sik sik temizlemeyi gerektirecek bir düzen içindedir. Aksi halde ariza yaparlar. Mumlaşma ve kirli yağ, hidrolik iticinin başlica ariza sebepleridir. Bu sebeple motor yağinin temizliğine dikkat etmeli ve motor yağini seçerken en uygun yaği seçtikten sonra başka cins yağ kullanmamalidir. Yanmiş yağin diğer bir yağla kariştirilip kullanilmasi mumlaşmaya sebep olacağindan, iticilerde tutukluk yapar. Yaği değiştirmeden uzun süre kullanmak, yağ filtresini zamaninda değiştirmemek, iticilerin sik sik ariza yapmasina sebep olur. Eksantrik mil dişlilerinde ses: 1- Dişlilerin dişleri veya milleri arasinda fazla boşluk vardir. 2- Dişliler ayni düzlem içinde değildir. (Birbirine karşi eğiktir). 3- Dişliler çok sikidir (Diş boşluklari azdir). 4- Eksantrik mil dişlisi kamasinin kalin olmasi sebebiyle dişli merkezden kaçmiştir. 5- Eksantrik milde veyahut anamilde boyuna boşluk fazladir. 6- Dişlerde eğilme veya kirik vardir. Eksantrik milinin zincirinde ses: 1- Aşinti sebebiyle zincir gevşemiştir. 2- Zincir lokmalari aşinmiştir. 3- Zincir lokmalarinin pimleri aşinmiştir. 4- Zincir lokmalari eksenden kaçiktir. 5- Anamil ön ana yatak boşluğu fazladir. 6- Eksantrik mil ön yatak boşluğu fazladir. 7- Damper yahut kasnak gevşektir. Motor bağlantilari gevşek olduğu zaman ses: Motor bağlantilari gevşek olduğu zaman daha ziyade araç hareket halinde iken gaza basilip birakildiği zaman ses gelir. Bu halde duyulan ses boğuk bir vuruntu sesidir. Anamil boyuna boşluğu fazla olduğu zaman ses: Anamil boyuna gezinti boşluğu fazla olduğu zaman, umumiyetle motor rölantide çalişirken, zaman zaman da yüksek devirde keskin bir çarpma sesi duyulur. Ancak, debriyaja basildiği zaman bu ses kaybolacaktir. Su pompasinda ses: 1- Su pompasi hareket kasnaği gevşektir. 2- Pompanin elemani (rotoru) milinde gevşemiştir. 3- Pompa milinin boyuna gezinti boşluğu fazladir. 4- Pompa milinin burç (yatak) boşluklari fazladir. 5- Pompa elemaninin kanatlari muhafazasina sürtmektedir.
  6. Araca bakım uygulanması; güvenirliği ve ekonomik olmasının yanı sıra motorun güç çıkışını, dönme momentini ve tepkisini artıma amaçlı ayar yapılmasıdır. Ayarın uygulanması için; motor, ekstra güce dayanabilecek kadar güçlü olmalıdır ve bunun yanı sıra bazen de standart bir motordan çok daha güçlü olmalıdır. Aynı zamanda araca bakım uygularken, şanzımanı, süspansiyonu ve vitesleri de göz önüne almalısınız. Bunu; şanzımanın, süspansiyonun ve viteslerin motorun dönme momentiyle ve güç çıkışıyla eşleştiğinden emin olmak için yapmalısınız çünkü bu araca kapsamlı bir bakım uygulanmasını etkileyerek bakımı daha güvenilir ve rekabetçi bir hale getirecektir. Pek çok insan motorun çıkış gücünü artırma niyetindedir. Bunun gerçekleştirilmesi için uygulanan temel yöntem içten yanmalı motorun verimliliğini ve hızını artırmaktadır. Bu da motora daha fazla yakıt ve hava karışımı koyarak gerçekleştirilmektedir. Bu işlemde daha yüksek enerjili yakıt kullanılarak, hızlı bir şekilde yakılır ve aynı şekilde atık maddeler uzaklaştırılır. Bu hacimsel verimliliği artırmaktadır. Bu işlemin gerçekleştirilmesinde kullanılan spesifik yöntemler aşağıdaki gibidir: -Motor boşluğunu artırmak: Bu, silindirlerin ve pistonların çaplarını artırarak ‘’sondaj yöntemiyle’’ yapılabileceği gibi uzun bir vuruş ile krank mili kullanarak ‘’ darbe’’ yöntemiyle de yapılabilmektedir.(orijinal sıkıştırma oranını koruyarak daha kısa yükseklik sıkıştırması olan pistonlarla bir kombinasyon içinde)Bu yöntemin her ikisi de kullanılabilmektedir. -Daha büyük ya da çoklu karbüratör kullanmak:Yanması için daha fazla yakıt ve hava karışımı oluşturmak ve bunu motora çabuk bir şekilde iletmek.Modern motorlarda,yakıt enjeksiyonu daha sık kullanılmaktadır ve benzer bir şekilde değiştirilebilmektedir. -Motorda bulunan supapların boyutunu artırmak:Böylece yakıt ve karışımının giriş yolundaki ve silindirden çıkan egzoz gazlarındaki sınırlamayı azaltmak.Silindir başına çoklu supap kullanmak aynı şeyle sonuçlanmaktadır.Büyük ve tek supaptan ziyade birkaç küçük supap kullanmak daha pratiktir. -Daha büyük sondajlı,düzgün ve daha az çarpık giriş ve egzoz boruları kullanmak.Bu, gazların hızlı akışının korunmasına yardımcı olmaktadır.Bunun gibi,silindirdeki girişler birleştirilme amacıyla genişletilip düz bir hale getirilebilmektedir.Bu ‘’Silindir giriş kapağı’’(Cylinder head porting) terimiyle adlandırılmaktadır ve genellikle modifikasyonların verimliliğini doğrulamak ve test etmek için hava akış masasının yardımıyla gerçekleştirilmektedir. - Giriş ağzı sistemi aracılığıyla,daha büyük çaplı hava delikleri ve yüksek akışlı,aynı zamanda verimli hava filtreleriyle daha büyük bir sondaj düşük arka basınçlı egzoz susturucularını ve borularla iletilen büyükçe bir çap kullanarak egzoz borusu sisteminde genişleyebilmektedir.Egzoz susturucusu modifikasyonları arabanın motorundan gelen sesleri değiştirecektir ve onu genelde daha gürültü bir hale getirecektir.Bazı ayar işlemlerinde,bu istenen bir özelliktir. - Eksantrik ya da yukarı(kaldıraç),supap kollarının esneklik oranını(OHV motorları) ya da supap iticileri(OHC motorları) değiştirerek supap giriş yüksekliğini artırmak(yukarı doğru) -Yanma verimliliğimi artırmak için supap ayarlanma işlemini etkin hale getirmek:Genellikle bu RPM'in(Dakikadaki Devir Sayısı,DVS) çalışma gücünü diğerlerinde azaltma pahasına artırmaktadır.Pek çok uygulama için,bu uzlaşı kabul edilmektedir.Genelde tekrar farklı bir profilli eksantrik mili tarafından gerçekleştirilmektedir.Aynı zamanda 4 vuruşlu supap döngüsü ayarlama işlemine de bakınız.Bu da farklı bir supap ayarlama işlemidir. -Sıkıştırma oranını artırmak:Bu da silindir kapağını keserek ''kazıyarak''ya da daha ince bir kapak contasıyla veya sıkıştırılmış daha büyük yükseklikteki pistonlar kullanarak yakıtın daha hızlı yanmasına yol açan ve geliştirilen silindir basıncının kullanımını daha verimli hale getirmektedir. -Zorunlu Emme:Turbo kompresör ve kompresör ilave edilmesidir.Silindirlere giren yakıt ve hava kitleleri ilk önce sıkışan hava tarafından arttırılmaktadır ve genelde bu mekanik bir şekilde olmaktadır. -Daha yüksek enerji içerikli akıt ya da azotlu oksit gibi oksitlendirici kullanmak - Motor yönetim sisteminin(MYS) aygıt yazılımını değiştirerek,bakım özelliklerini elektronik olarak değiştirmek.Bu çip ayarı sık sık işe yaramaktadır çünkü modern motorlar büyük miktarda ham güç üretmek için oluşturulmaktadır.Daha sonra bu güç geniş bir RMP üzerinde düşük emisyonlarla motoru rahatça çalıştırmak için motor yönetim sistemi tarafından azaltılmaktadır.İşlemsel bir amplifikatör analojisiyle,Motor yönetimi sistemi büyük miktardaki açık bir döngüyle motor etrafında geribildirim döngüsü olarak hareket etmektedir.Pek çok modern motor şu anda bu şekildedir ve araba ayarının bu şekliyle uyumludur.Doğal olarak diğer pek çok dizayn parametresi güç takibinde feda edilmektedir.Modifikasyon seçimi istenen performansın genişletilmesine,bütçeye ve modifiye edilecek olan motorun özelliklerine büyük ölçüde bağlıdır.Giriş ağzı,egzoz ve çip yenilemeleri genellikle yapılacak ilk modifikasyonlardır çünkü en ucuz olanlar bunlardır ve genel olarak makul gelişmeler sunmaktadırlar.(halbuki değişik bir eksantrik mili,örneğin,düşük motor hızındaki performansın yüksek motor hızındaki gelişmelerle yer değiştirmesini gerekli kılmaktadır.)Aynı zamanda yakıt ekonomisini sık sık geliştirebilmektedirler ve genellikle motor güvenirliğini çok fazla etkilememektedirler.(çünkü hareketli parçalar modifiye edilemez.) ve her durumda daha sonraki yenilemelerden tam olarak faydalanmak için gereklidirler. -Üretici firmanın ayarı bozulmuş motorları-Motor yönetim sisteminin(MYS) aygıt yazılımını değiştirerek ayar özelliklerini elektronik olarak değiştirmek.Bu çip ayarı çalışmaktadır çünkü pek çok üretici firmanın model serilerinde kullanılan tek bir motor üretmektedir.Güç ve dönme momenti özellikleri sadece motor yönetim sistemi yazılımı tarafından belirlenmektedir.Bu da üretici firmaların değişik vergilerin uygulandığı ve farklı tarz motor oluştururken yüksek gelişim maliyeti olmadan çeşitli marketlerde araba satmasına izin vermektedir.Çoklu platform özelliğine sahip olan bir motor tek bir motorun değişik markalar tarafından kullanılmasına izin vermektedir.Bu markalar kendi özel piyasalarıyla uyum içinde olmaya çalışmaktadır.
  7. TRAFİKTE HAYAT KURTARAN TEKNİKLER Otomobil kullanırken meydana gelebilecek ciddi olaylara karşı uyulması gereken basit teknikler hayat kurtarıyor. Otomobil kullanmanın inceliklerini anlatan uzmanlar, yüksek hızla seyreden araçlarda ön camın kırılması, lastiğin patlaması ve araçta yangın çıkması gibi ciddi tehlike yaratan durumlarda sürücünün soğukkanlı davranmasını öneriyor. CAM KIRILMASI Uzmanlar, özellikle süratli hareket eden araçlarda ön camın kırılması halinde, sürücülerin nasıl hareket etmesi gerektiğiyle ilgili olarak şunları öneriyor: "Aynalardan yararlanarak aracınızı yolun sağ tarafına park edin. Flaşörleri açın ve dikkatlice dışarı çıkın. Aracın cama yakın olan kalorifer ve havalandırma deliklerine gazete kağıdı veya bez parçası koyarak, cam parçacıklarının bu kısımlara düşmelerini önleyin. Sonra krikonun arka kısmı ile camı içeriden dışarı doğru kırın. Cam lastiğini dikkatlice çıkarıp temizledikten sonra, yeniden kullanılabileceği için bagaja koyun. Gazete kağıdına birikmiş cam parçalarını bir naylon torba içine koyun ve en yakın çöp bidonuna atın. Öylece en yakın cam tamircisine kadar gidin." LASTİK PATLADIĞINDA Patlayan, arka lastiklerden biriyse, arabanın arkasının sağa veya sola doğru kaymaya başlayacağını belirten uzmanlar, ön lastiklerden biri patlamışsa, mümkün olduğu kadar fren yapmamaya çalışılması gerektiğini bildiriyor. Ön lastiklerden biri patladığı zaman, aracın, lastiğin patladığı yöne doğru kuvvetlice çekildiğini vurgulayan uzmanlar, bu durumda direksiyonla, aracın düz bir doğrultuda tutulmaya çalışılması ve yavaş frenleme ile durmasının sağlanması gerektiğini kaydediyor. Uzmanlar ayrıca, taşmış dereler, nehirler veya büyük su birikintilerinin içinden geçerken, aracın hızının kesilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Mütevazı bir aile otomobilinin, 25-30 santimlik su birikintisinden geçebilecek yetenekte olduğunu söyleyen uzmanlar, bu noktanın üstüne su geldiği takdirde, su damlacıklarını kuvvetli bir sprey gibi motorun üstüne püskürdüğünü, bu su bombardımanının da, bujilerin ve distribütörün ıslanmasına sebep olarak aracın stop etmesine yol açtığını belirtiyor ARAÇLARDA YANGIN Araçlardaki yangının önüne geçilmezse, büyük bir facianın meydana gelebileceği uyarısında bulunan uzmanlar, buharlaşmış benzinin tutuşarak deponun alev almasına sebep olduğunu bildiriyor. Bir süre sonra da aracın infilak edebileceğini kaydeden uzmanlar, "Araçta duman tespit edildiği an araç durdurulmalı. Sonra anahtar üzerinde kontak kapatılmalı. Direksiyonun kilitlenmemesine dikkat edilmeli. Aksi halde, gerektiği takdirde aracın itilmesi mümkün olmaz. Bütün yolcular dikkatlice dışarı alınmalı. Motor kaputu kısmi olarak açılmalı. Böylece alevlerin büyümesi önlenmiş olur. İmkan varsa akü kutup başı sökülmeli. Yangın söndürücü varsa kullanılmalı, yoksa, battaniye veya oto kılıfından yararlanılmalı. Bu örtüler, alevlerin oksijen alıp büyümesini önleyecektir" tavsiyesinde bulunuyor. KAYMA ESNASINDA Uzmanlar, aracıyla yokuş çıkarken geriye doğru kaymaya başlayan sürücülere de şu önerilerde bulunuyor: "Ayağınızı yavaş yavaş gaz pedalından çekin ve zemine tutunma sağlanınca yavaş yavaş tekrar basın. Kayarken savrulmayı engellemek için direksiyonunuzu kayma yönüne doğru çevirin, kesinlikle tekerleklerin kızaklamasına sebep olacak şekilde frene basmayın. Unutmayın, dönmeyen ön tekerleklere yön verilemez. Eğer kızakladıysanız, hemen fren basıncını azaltın ve tekerleklerin dönmesini sağlayın ama, sakın ayağınızı frenden tam olarak çekmeyin (ABS varsa sonuna kadar basmak gereklidir). Gaza gereğinden fazla basmışsanız ayağınızı gazdan çekin, frene çok bastıysanız frendeki basıncı azaltın, direksiyonu sert şekilde çevirmişseniz direksiyonu yumuşatın, ayağınızı debriyajdan sert çekmişseniz tekrar debriyaja basın." TRAFİKTE HAYATTA KALMAK İÇİN Otonuzu kullanırken yaptığınız iş, hayatınızın en önemli işidir. Otonuzun mekanik viteslerini kullanmadan önce beyninizi vitese takın. Bir probleme girmemek, problemi çözmeye çalışmaktan çok daha kolaydır. Trafik canavarlarla dolu bir arena değil, yaşamın büyük bir bölümünün zorunlu olarak geçirildiği çok riskli bir ortaklıktır. Trafiği paylaşan ortakların risklerini, ülke gerçeklerini en iyi değerlendiren sürücünün yaşam şansı çok daha yüksektir. Bir motorlu araçta en önemli faktör sürücüdür; otolar kendi kendilerine hiç bir şey yapmazlar, onlara yanlışı ve doğruyu yaptıran sürücülerdir. Bir otoda sürücüden sonra en önemli faktör lastiklerdir. Lastikler yol ile olan yaşam bağınızdır. En güçlü motor ve en iyi fren sistemi ile donatılmış yüksek teknoloji ürünü bir otoda bile ancak iyi lastikler ile güvenli sürüş yapılabilir. Orta büyüklükte bir otonun bir lastiğinin yere bastığı alan, bir avuç içi büyüklüğündedir. Lastiklerle ilgili yapılan yanlışlar yaşamlarla ödenir. Yere sağlam ve doğru basın. Otolar lastiklerin üzerinde değil, lastiğin içindeki havanın üzerinde gider. İnik lastik, ayağa bol gelen ayakkabıya benzer, değil koşmak yürümek bile olanaksızdır. Sıcak havada, yağmurda ve karda lastik havaları indirilmez. Karlı yol yüzeylerinde geniş lastik değil, dar lastik daha iyi tutunma sağlar. Görün ve görülün. Camlar, aynalar ve ışık donanımını temiz tutun. Kısa farlarınızı gündüzleri de yakın. Unutmayın en ölümcül kazalar gündüzleri güneşli günlerde ve düz yol kesimlerinde oluşur. Trafik 360 derecedir. Her görmediğiniz santimetre karenin arkasında bir tehlike gizlenir. Onun için aynalarınızı her 10 saniyede bir kontrol edin. Şerit değiştirirken başınızı sağ veya sol arkaya çevirip ölü noktayı kontrol edin. Direksiyon tek elle kullanılmaz.Tek elle ayakkabınızın bağcığını bağlayamayacağınız gibi. Direksiyonu her zaman iki elle ve saatin 09 -15 pozisyonunda tutun. Yalnızca etkin fren hayat kurtarır. En iyi fren dönerek yavaşlayan tekerleklerle yapılır. Dönmeyen, kızaklayan ön tekerleklere yön verilemez, dönen ön tekerleklere yön verilir. Otolar kendi kendilerine kaymazlar. Onları kaydıran sürücülerdir. Gidilen yol kesimine göre yapılan aşırı hız, amaca uygun olmayan eski veya inik havalı lastikler, gereğinden fazla gaz, gereğinden fazla fren, gereğinden fazla direksiyon hareketi ve ani kompresyon (vites küçültmelerde debriyaj pedalını ani bırakma) sürücü kaynaklı kayma hareketini başlatan faktörlerdir. Emniyet kemerini her zaman, her yerde ve tüm yolcularınıza taktırın. Sarı ışıkta hareket etmeyin, kırmızı ışıkta geçen kamyon ilk olarak size çarpar. Hoşgörü ve akılcılığı siz başlatın. Her isteyene yol verin. Birisine yol vermek en çok 5 saniyenizi alır. Bir günde 50 kez yol verseniz 250 saniye eder. Bu da 5 dakikanın altında bir zamandır. Hem trafiğe saygı ve hoşgörü katmış, hem de sinirlenmeden, gülümseyerek araç kullanmış olursunuz Doğru bilgi, tehlikeleri tanımak ve motorlu taşıtı daha iyi kullanmayı öğrenerek, beceriyi sağduyu ve saygı ile uygulamak, sürücülerin trafikteki tek yaşam şansıdır.
  8. Xenon farlı araçlarda bu tür işlemlerin deneyimli bir oto elektrikçisi tarafından yapılması gereklidir ! 1. Gündüz saatlerini tercih etmeniz değiştirme işlemini kolaylaştıracaktır, farda ampulu tutan klips ve diğer ayrıntıları görmeniz için aydınlık bir ortamı tercih ediniz. 2. En az yarım saat öncesine kadar farlarınızı kullanmamış olmanız değiştirme işlemini kolaylaştıracaktır, aksi taktirde farın içindeki ampul çok sıcak olacağından ellerinize zarar verebilir. 3. Değiştirme işlemine başlamadan önce motoru durdurup, farlarınızı kapatınız. 4. Motor kapağını açarak farın arkasında bulunan plastik kapakları çıkarınız. 5. Ampulun metal ayaklarına takılı olan elektrik soketini çıkarınız. 6. Ampulu tutan metal klipsi açarak eski ampulu metal ayaklarından tutarak yuvasından çıkarınız. Ampullerin cam kısmına dokunmamalısınız. 7. Yeni ampulu gövde çıkıntıları doğru oturacak şekilde takınız, elektrik soketini ve metal klipsi aynı şekilde tutturarak ampulu sabitleyiniz. 8. Farlarınızı açarak çalıştığını kontrol ediniz. 9. Plastik kapakları takınız.
  9. Antifriz 0 derece ve altında radyatör suyuna katılarak suyun donmasını önleyen kimyasal madde.(Sadece araçlarda kullanılır.) Bir alkol türevi olan etilen glikol (etandiol) iyi bir antifrizdir. Antifriz radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da kullanılmaktadır. Donma noktası -12 derece olan saf antifriz, su ile karıştırıldığında donma noktası -37 dereceye kadar düşürmektedir. Ancak su oranı veya antifriz oranı arttıkça donma noktası düşmektedir. Bu nedenle doğru miktarda su ile karıştırılması önemlidir. Su oranı %70'i aşarsa donma %30'un altına düşmekte ve hararet tehlikesi baş göstermektedir. Antifirizin ısıyı taşıma özelliği suya izafi olarak daha az olduğundan düşük ağırlığın önem arz ettiği uygulamalarda daha da az kullanılır. Türkiye iklim koşullarında maksimum koruma için % 33 ila % 50 arasında antifriz kullanımı tavsiye edilmektedir. Karışım yaparken sert sulardan kaçınılması gerekmektedir. Çünkü sert sular antifrizin içindeki koruyucu katıkların etkisini azaltmaktadır. Bu nedenle musluk suyu yerine yumuşatılmış ve distile edilmiş su kullanılmalıdır. "Antifriz eklenmesi veya değiştirilmesine bomometre ile ölçüm yapıldıktan sonra karar verilmelidir. Bomometre cihazı, sadece karışımdaki etilen glikol miktarını ölçmektedir ve formülündeki koruyucuların durumu hakkında bilgi vermemektedir. Dolayısıyla bomometre, antifrizin soğutma sistemini koruma gücünü ölçememektedir. Bütün antifrizler birbirlerinin aynısı değildir çünkü, piyasadaki antifriz ürünleri arasında büyük oranda kalite farkı vardır. İyi bir antifriz hem suyun donma derecesini düşürmeli hem de kaynama derecesini yükseltmelidir.OAT (organik asit teknolojisi) ile üretilen antifrizler içeriğindeki katıkların kimyasal özellikleri sayesinde hem daha uzun ömürlüdürler hem de aşınmaya karşı daha iyi koruma sağlarlar. Genel maksatlı antifrizler normalde yılda bir defa, ekleme yapılmadan değiştirilir. Gelişmiş antifrizler ise daha uzun ömürlü olduklarından 3 yıla kadar kullanılabilmektedir.
  10. Birleştirme parçalarının sivri uçlarının mümkün mertebe lastiğinizin yanağına temas etmemesine özen göstermeliyiz. Aksi takdirde lastiğimiz çok ciddi hasar görecektir. Zincirinizi takmaya hazır hale getirdikten sonra, zinciri kastiğinizin arkasından iki ucu çıkacak şekilde geçirin. Zincirin ana halkasını oluşturan genelliklede renkli olan kısmı lastiğimizin arkasına geçirdikten sonra yuvasına yerleştirip kilitleyiniz. Bu kilitleme işleminden sonra ana parçayı lastiğin üstünde bırakarak diğer lastiğin altında kalmış olan bölümleri yavaş yavaş kendimize doğru çekmeye başlıyoruz. Çemberimizi lastiğin arkasına doğru yavaş yavaş iterken zincirde bulunan birinci kilitleme parçasını zincirdeki herhangi bir parçaya kilitleyiniz. Daha sonra, diğer kilitleme parçasını elinize alarak içinden geçirin ve gerdirebildiğiniz kadar gerdirin. Gerdirdikten sonra arka halkanın kendi yerine geçtiğine dikkat edin. Tekrar bir miktar ileri iterek bollaştığını görün. Daha sonraki işlem, kutu içerisinden çıkacak olan kırmızı halkayı iç yüzeyi lastiğe bakacak şekilde uygun bir yere yerleştirmek. Halkalardan bir tanesinden geçirdikten sonra zincirin son ayar kısmını yerleştirin. Zinciriniz artık lastiğinize takılı ve arabanız kaymaya karşı güvenli.
  11. Kullandığınız aracın tipi ne olursa olsun, doğabilecek tehlike ve zararlardan uzak kalmak istiyoranız aşağıda sıralanan temel güvenlik stratejilerini dikkate almalısınız. · İyi bir sürüş pozisyonu elde edin. Koltuğu, elinizi uzattığınızda bileğiniz direksiyonun en üst kısmına uzanacak konuma ayarlayın. · Kafa koruyucuyu kafanızın tam arka kısmına gelecek fakat kafanıza değmeyecek biçimde ayarlayın. ·Direksiyonu simetrik olarak, saat 9 ve 3 konumlarında tutun. Böylelikle onu sağa ve sola daha çabuk ve tam istediğiniz kadar döndürebilirsiniz. Elinizi direksiyon simidinin tam üstünde tutarsanız, bir tehlike anında hava yastığı şişerse kolunuzu kırabilir ya da yüzünüze çarpabilir. · Kontrol edin. Aracı hareket ettirmeden ve durdurmadan önce her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol edin. · İniş sırasında dikkat! Özellikle taşıtın sol tarafındaki kapılar, olmak üzere taşıtın kapıları yoldan başka taşıt, bisikletli veya yaya gelmediğinden emin olunmadan açılmamalıdır. · Pür dikkat! Araç kullanırken sürekli dikkatli olun ve genellikle sağ tarafa dikilmiş olan trafik işaretlerini asla gözden kaçırmayın! Ters yöndeki işaretleri arka tarafından yorumlamaya çalışmayın. ·Sürüş halinde iken araçtakilerle konuşmak durumunda olduğunuzda, gözünüzü yoldan ayırmayın. Kazaların çok görüldüğü bilinen yol ve kavşaklarda daha da dikkatli olun. Bu durumda alkolle ilgili yasak ve sınırlamaları tartışmak yararsızdır. Almanya'da alkol sınırı % 0.05'e indirilmiştir. · Akışa uyun. Koşullar elverdiğince trafik akışına uyun. Aşırı hız farklılıkları tehlikeli olabilir. · Hız limitlerine uyun. Kazaların çoğunun nedeni aşırı hız ve dikkatsizce yapılan hareketlerdir. Trafik işaret levhalarındaki hız sınırlarının, müsaade edilen maksimum hızlar olduğu ve ancak trafik, hava ve yol koşulları uygunsa uygulanabileceği unutulmamalıdır. Yol boş ve polis kontrolü yoksa bile hız sınırlarını aşmamaya özen gösterin. Seyahat ettiğiniz yolların hız limitlerini samimi olarak bilin. Bunlar; şehir içi, şehir dışı ve otoyol hız limitleri olmak üzere, sadece üç tanedir. Aksi bir işaret bulunmadıkça bunlar geçerlidir. · 6. vitesi kullanmayın. Yokuşları çıkabileceğinizi tahmin ettiğiniz vitesle inin. Yokuş aşağı inişlerde asla vitesi boşa almayın ve hızınızı artırmamaya özen gösterin. Aksi halde sürüş kontrolünü kaybedebilirsiniz. · Çok yaklaşmayın. Şehirlerarası yollarda başka araçlara çok yaklaşmazsanız, onların yapacağı kazalara karışmamış olursunuz. · Trafiği izleyin. Yolun ilerisine bakarak, herhangi bir probleme yaklaşmadan önce onu anlayın. Aynalarınıza da sık sık göz atın. · Geçebilecek misiniz? Geçmek istediğiniz aracın hızından yeterince yüksek hızda iseniz geçiş yapabilirsiniz. · Daha sonrasını düşünün. Muhtemel acil trafik durumlarını sürekli olarak düşünerek, kurtulma planları yapın. · Sol şeritkolik olmayın. Sol şerit, hızlı sürüş şeridi değil geçiş şerididir. Geçişler dışında sol şeridi boşaltın. Hız yapanları yavaşlatmaya da çalışmayın. Bırakın polisliği polisler yapsın. · Far yakın. Gece sürüşleri dışında, şehirler arası yollarda, yağmurlu ve sisli havalarda gündüzleri de farlarınızı açık tutun. Bu daha iyi görülmenizi sağlayarak karşıdaki sürücülerin daha dikkatli olmalarını sağlayacaktır. Gece sürüşlerinde farlarınızın karşıdan gelen taşıtın sürücüsünün gözünü almaması için, geçiş süresince kısa far durumuna getirmeyi de unutmayın. · Sinyal verin. Şerit değişimleri ve dönüşleriniz öncesinde sinyal vererek diğer sürücülere niyetinizi bildirin. · Sola dönmek için bekleyin. Trafikte durup sola dönmek için beklerken, yol serbest hale gelinceye kadar tekerleklerinizi ileriye doğru düz tutun. Eğer tekerleklerinizi sola doğru kırarak beklerseniz, birisi size arkadan çarptığında sizi karşıdan gelen trafiğin önüne iter. Ayrıca, ilerinizde bir engel gördüğünüzde, hemen diğer şeride geçmeden önce o şeritteki trafiği kontrol edin ve onlara yol verin. · Sağa dönüş Kırmızı ışıkta sağa dönüş yapılamaz. Sadece bazı kavşaklarda, dönüş için ayrı bir ışık bulunuyor ve yeşil yanıyorsa veya özel olarak dönüş yapılabileceği belirtilmişse, diğer yoldaki trafiğe dikkat edilerek dönüş yapılabilir. · Girişlere yardımcı olun. Çok şeritli yollarda sağ şeritte ilerlerken, trafiğin elverdiği ölçüde ve geçici olarak bir iç şeride geçerek, sağdan giriş yapan araçlara güvenli ve düzgünce giriş yapabilmeleri için yardımcı olabilirsiniz. · Doğru zamanda fren yapın. Dönüşlere gelmeden önce uygun hıza yavaşlayın. Dönüşün ortasında yapacağınız sert fren aracınızın dengesini bozar. · ABS'yi deneyin. Aracınız kilitlenmeyi önleyici fren sistemiyle donatılmışsa, ilk kez karşılaştığınızda pedal titreşim ve gürültüleri sizi şaşırtabilir. Bu nedenle, ABS'nin nasıl hissedildiğini anlamak üzere, acil bir durumu beklemeden, yağmurlu bir günde kumlu, kaygan bir yol veya boş bir park alanı bularak, ABS'yi uyarmak üzere sert bir fren yapın. · Araç kullanırken telefonu kullanmayın. Araştırmalara göre, araç kullanılırken yapılan telefon konuşmaları kaza riskini dört kat kadar artırmaktadır. Risk, "hands-off" veya kulaklıklı telefon kullanımında da aynıdır. · Gece görüşünüzü koruyun. Yaklaşan farlara fazla bakmayın. Körleştiriyorsa, bakışınızı yolun sağ kenarına yoğunlaştırın. · Uykunuzu alın. Uykulu iken araç kullanmayın. Gözleriniz bir noktada sabit kalıyorsa bu tehlike işaretidir. Bulduğunuz en yakın güvenli yerde sağa çekerek birkaç dakikalık bir şekerleme yapın. · Güvenceye alın. Kısa süreli de olsa, aracınızı terk ederken güvenceye alın. Yani, düşük vitese takarak el frenini çekin, camları kapatarak kapıları kilitleyin. Eğer arabada sizden başka kimse yoksa, kredi kartıyla ödeme yapmaya giderken bile kapıları kilitleyin.
  12. Kış aylarında otomobiller için son derece önemli bir koruyucu olan antifriz, bilinenin aksine sadece kış mevsiminde değil 4 mevsim kullanılabiliyor. Ünlü bir motor yağı firmasının internet sitesinde yer alan habere göre, kış aylarında otomobiller için son derece önemli bir koruyucu olan antifriz, bilinenin aksine sadece kış mevsiminde değil, 4 mevsim kullanılabiliyor. Antifrizin 4 mevsim kullanılabilmesinin nedeni ise içeriğindeki katıklarla aynı zamanda metal ve alaşımlarını paslanma ve aşınmaya karşı koruması ve kışın donmayı önlediği gibi, yazın da harareti önlemesi. Donma noktasına dikkat "Ne kadar çok antifriz kullanırsam o kadar çok koruma sağlarım" düşüncesi de yanlış. Donma noktası -12 derece olan saf antifriz, su ile karıştırıldığında donma noktası -65 dereceye kadar düşüyor. Ancak antifriz + su karışımında antifriz oranı arttıkça donma noktası bir dereceye kadar düşüyor, daha sonra tekrar yükseliyor. Bu nedenle doğru miktarda su ile karıştırılması önemli. Su oranı yüzde 70'i aşarsa donma yüzde 30'un altına düşüyor ve hararet tehlikesi başgösterir. Türkiye iklim koşullarında maksimum koruma için yüzde 33 ila yüzde 50 arasında antifriz kullanımı tavsiye ediliyor. Karışım yaparken sert sulardan kaçınılması gerekiyor. Çünkü sert sular antifrizin içindeki koruyucu katıkların etkisini azaltıyor. Bu nedenle musluk suyu yerine yumuşatılmış ve distile edilmiş su kullanılması tavsiye ediliyor. "Antifriz eklenmesi veya değiştirilmesine bomometre ile ölçüm yapıldıktan sonra karar verilmelidir" düşüncesi de antifriz kullanımında yanlış bir bilgi. Bomometre cihazı, sadece karışımdaki etilen glikol miktarını ölçer. Formülündeki koruyucuların durumu hakkında bilgi vermez. Dolayısıyla, antifrizin soğutma sistemini koruma gücünü ölçemez. Antifirizler farklı olabilir Antifriz değişiminin yılda bir defa yapılması gerekiyor. Ancak bu konuda en doğrusu, araç üreticisinin tavsiyesini dinlemektir. "Bütün antifrizler birbirlerinin aynısı" olduğu görüşü de yanlış bilinenler arasında yer alıyor. Çünkü, piyasadaki antifriz ürünleri arasında büyük oranda kalite farkı vardır. OAT (organik asit teknolojisi) ile üretilen antifrizler içeriğindeki katıkların kimyasal özellikleri sayesinde hem daha uzun ömürlüdürler hem de aşınmaya karşı daha iyi koruma sağlarlar. Genel maksatlı antifrizler normalde yılda bir defa, ekleme yapılmadan değiştirilir. Gelişmiş antifrizler ise daha uzun ömürlü olduklarından 3 yıla kadar kullanılabilmektedir.
  13. Araç kullanmadan önce ilk kontrol edilmesi gereken lastiklerin bakımı, hayati önem taşımaktadır. Hava Basıncı Otomobil üreticisi firma tarafından belirlenen hava basıncı değerleri, lastik soğukken ölçülerek aynı oranda uygulanmalıdır, aksi halde tamir edilemeyecek aşınmalara neden olunulabilir. Uzun yolculuklar öncesi yada yükleme yapıldığında hava basıncının 2 PSI artırılmasında fayda vardır. Rot Ayarı Otomobilin hem süspansiyon hem mekanik düzeninde olabilecek bir sorun sonucu direksiyon ile otomobil yönünde farklılık yaşanabilir, bu sorun karşısında sadece lastikler zarar görmez, ileride masrafı çok daha fazla olabilecek mekanik problemler de ortaya çıkartabilir. Balans Ayarı Jant ile lastik arasındaki ayarlanmayı sağlayan Balans ayarının eşleşmemesi sonucu otomobil de sürüş esnasında yalpanmalar yaşanabilir bu da lastiğin aşınmasına ve rahatsızlığa neden olacaktır. Lastik Yerlerinin Değiştirilmesi Otomobilin her tekerlek bölgesinde farklı aşınmalar oluşur, bu yüzden belirli aralıklarla lastiklerin yerlerini değiştirmek ömürlerini uzatacaktır. Lastik Derinlikleri Lastiğin dış bölgesi aracın çekişi ve yola tutunması açısından çok önemli, lastiğin diş derinliği 1.6 mm altına inmemelidir, bu oranın altındaki lastiklerle araç kullanmak çoğu ülke de kanunen yasaklanmıştır, can ve mal güvenliği açısından lastiklerin diş derinliği ve deseni daima bilinmelidir. Hatalı Yükleme Otomobilin üretici firması tarafından belirlenen taşıma ağırlığına uyulması ve yapılan yüklemelerin dengeli olarak yanlara dağıtılması gerekmektedir, aksi halde lastiklerin orantısız ısınarak aşınmasına neden olunulacaktır. Frenler Ani yapılan frenler ve sert duruşlardan dolayı lastikler üzerinde ki kuvvet dağılımı farklı olacaktır, otomobil üreticisinin uygun bulduğu fren ayarı kontrol edilmeli ve lastiklere orantısız baskı uygulanmasının önüne geçilmelidir. Otomobile Uygun Lastik Kullanılması Otomobil üreticisinin belirlediği ebatta olan lastikler kullanılmalı ve değişiklik yapılırken dikkat edilmelidir. Hava Şartları İklim şartlarında yol yüzeyleri çok sıcak veya buzlu olabilir, önceden tedbirli kullanarak bu durumlardan lastiklerin daha az etkilenmesi sağlanmalıdır. Kışın otomobilin çekiş gücünü olumsuz etkilememesi için lastik diş derinliğ 3 mm altına inmemeli ve hava basıncı 2 PSI artırılmalıdır. Lastiklerin temizliği yapılırken kimyasal madde içermeyen sıvılar kullanılmalı, kullanılmayan lastikler havası inik bir biçimde muhafaza edilmeli, subap kapakları daima kapalı bırakılmalı, ani hızlanma ve frenden kaçınılmalı, yavaşlamak için önce vites düşürülmeli ardından fren yumuşak biçimde kullanılmalıdır.
  14. KARADUMAN : İs ve yanmamış karbon nedeniyle meydana gelen zengin karışımların sonucunda oluşur. Yakıt yanarken yeterli derecede hava bulunmayışı ve diğer nedenlerden oluşur. Bu nedenler : Motorun fazla yüklenmesine bağlı olarak fazla yakıt gelmesi. Kısıtlı hava akımı veya tıkanmış hava filtresi. Düzensiz yakıt püskürtülmesi veya patlama hücresine düzensiz yakıt girmesi. Enjeksiyonun gecikmesi,yani güç püskürtme. Enjeksiyonun başlamasıyla yakıtın ateşlemesi arasındaki sürenin kısa oluşu. Bunun neticesinde havayla yakıt iyice karışmadan ateşleme meydana gelir. Düşük kompresyon basıncı . Fazla yakıt püskürtme veya atomize olmadan damlama. MOTORUN FAZLA YÜKLENMESİ : Kara duman motorun fazla yüklenmesinin tipik bir sonucudur.Gönderilen ilave yakıt havayla karışıp yanacak vakit bulamamaktadır. Egzost sübapları açıldığı zaman fazladan gelmiş olan yakıtın yanması tamamlanmadığı için duman teşekkül eder. Bu tamamen yakıt hacmiyle ilgili olup hangi yakıt kullanılırsa kullanılsın meydana gelir. KISITLI HAVA AKIMI : Yetersiz hava, hava filtrelerinin tıkanması,iki zamanlı motorların deliklerinin tıkanması veya egzost susturucularının tıkanması sonucunda görülür. Yanma için gerekli hava az olunca daha fazla yanar ve bir motorun duman çıkarmadan taşıyabileceği yük miktarı azalır. YAKIT PÜSKÜRTÜLMESİ : Enjektör meme deliklerinin tıkanması veya bozulması yakıtın silindirde düzensiz olarak dağılmasına neden olur. Bu da duman yapan zengin karışımları meydana getirir. Çok yüksek enjektör basınçları veya çok düşük yakıt yoğunluğu o kadar ince bir sprey oluşturur ki bunun havanın içine yeterince karışması mümkün olmaz . Memeden uzakta bulunan hava yanma işlemine katılmaz, yakıt az havayla yanar ve duman ( siyah ) teşekkül eder. Kısmen tutuk bir enjektör iğnesi enjeksiyon zamanını değiştirir ve duman meydana getirerek çalışmayı bozar, buda yakıtla havanın kötü karışmasının bir sonucudur. GEÇ ENJEKSİYON : Yakıtın geç enjeksiyonu geç ateşlemeye sebep olabilir, bu durumda yakıt tam olarak yanmaz ve kara duman oluşur. Ateşleme çok geç olup eksik yanma olduğu takdirde “ beyaz duman” (Buharlaşmış yanmamış yakıt ) meydana gelir. Motor iyi durumdaysa enjeksiyon vaktini ileri almak, beyaz dumanı yok edebilir. MAVİ DUMAN : Mavi duman yakıtla ilgili değildir. Bu fazla miktarda motor yağının ateşleme hücresine gelerek yanması sonucu oluşur. Bunun sebebi de, yağ segmanlarının aşınması, supap kayıtlarının aşınması veya turboşarj şaft keçesinin eskimesidir. Yağ seviyesinin çok yükseldiği yağ banyolu hava filtreleri de motor yağ sızdırabilir. Duman oluşturan bu sebeplerin yakıt kalitesiyle ilgisi yoktur. BEYAZ DUMAN : Dumanda beyaz rengi,egzosta bulunan yakıt parçacıkları verir. Genel olarak beyaz duman soğuk çalışma sonucunda oluşur. Soğuk bir motor ısınana kadar beyaz egzost gazı; başlangıçta içindeki su buharının yoğunlaşması sonucu beyaz duman gözükür. Beyaz duman aşağıdaki durumlarda görünür ; 1. Motorun fazla ısınması. 2. Eksik yanma ( Genellikle geç enjeksiyona bağlı ). 3. Silindir duvarlarına yakıt spreyi çarpması,soğuması ve birikim yapması. 4. Düşük kompresyon . 5. Az uçucu yakıt. 6. Düşük seton numarası ( ateşlenmenin çok gecikmesi ).
  15. CenGo

    Dünya'nın en hızlı arabası hangisidir?

    Daha güzel ve samimi bir cevap düşünemiyorum 90 model golf ile o kadar zorlamasak mı acaba :))
  16. CenGo

    Gürcistan'dan otomobil almak istiyorum.

    Boş hayaller, ticaretle uğraşmadığınız sürece hiçbir şekilde kağıdına uyduramaz aksine rezil olursunuz. Bu tarz hamlelerle bu 10 sene önce rahatlıkla ticari bir gelir bile oluşturarak hayatınızı idam edebilirsiniz ancak artık bir hayal..
  17. Atmosferik motorlu bir araç, kasa ağırlığı yüksek ve lpg dezavantajı ile yola çıkacaksınız. Bakımlı ve temiz bir araç bulursanız evladiyelik bir araç; ancak standart emekli kullanımı ötesinde bir performans beklemeyin.
  18. Büyük motor çok yakar, az yakar polemiğine bir girmeyeceğim. Uzun yolda da, şehirde kullanımda da ikisi de keyifli araçlar; deneyip tecrübe ederek karar vermek gerekiyor. Kağıt üzerindeki veriler ile hareket edeceksek Mondeo denemelisiniz, ancak süreceksiniz ve kararı kendiniz vereceksiniz.
  19. Pek keyifli hissettirmiyor. Daha doğru düzgün sanayimiz çalışmıyor, parça tedariği yapamıyoruz yurtdışı olmadan yuzbinlerce araç sahibine hizmet vermiyoruz, veremiyoruz; kendi arabamızı yapsak ne olcak? Yandaşları doyurcaz 5 sene sonra yine ortalık birbirine girecek. Sadece demagoji yaparız biz bu kafayla..
  20. CenGo

    Dünya'nın en hızlı arabası hangisidir?

    Dünya'nın en hızlı arabası benim için sahip olabildiğim arabadır. 300-400 yapmış, benim klavyemi aşındırmış olması bana mantıklı gelmiyor.
  21. 1-Arabayi bilen biliyor şeklinde ilanda yer alıyor sa (Kimse Bilmiyor dur yada bilenler neden satın almiyorlar demek lazım ) 2-60000 hasar kaydi var sigortadan para almak icin yapmislar (sigorta şirketleri ve eksper ler geri zekalı y di sanki olmayan hasara para mı ödenir ) 3-gereksiz muhabbet yapmayin kalp kirarim (hangi muhabbet in gerekli yada gereksiz olduğunu belirten listeniz varmı 4-keyfi olarak komple boyattim (yerim yalanını ) 5-mal benim istedigim fiyati yazarim (mal ) 6-arac sadece uzun yolda kullanildi (ispat et ) 7-garaj arabasi (km 300.000) 8-Arabayi mahallede cizmisler yani komple boyattim (refuje surtmus) 9-tavandaki duzeltmeler dolu yagdi ondan oldu (takla atmis) 10- 20 yasinda araba sonucta degisen boya illaki olucak (% 90 4-5 parca degisen var komple boyali ) 11-15 yasindaki arabaya boyami soruyosun ? (15 yasindaki arabaya 40 bin fiyat yazmayi biliyosun serefsizin evladi) 12-Tup yuzu gormedi 13-Lpg yeni takildi (Araba sifir alindigindan beri LPG li ) 14-Sunroof , hiz sabitleme haric full paket hersey var (araba en bos paket ) 15-Bel alti temizlik boyasi var (Tavan haric komple boyali) 16-Km kesinlikle orjinal aracima kefilim (400.000 km den 90.000 e cekilmis ) 17-Taksi olarak calismadi orjinal rengi sari (ilk gunden beri taksideydi) 18-Exper exper gezdiremem arabayi ustani al gel (araba ikiye bolunmus yeniden toplamislar ) 19-Motor sorunsuz %90 (1 aya yag yakmaya baslicak) 20-Bakimlari yapildi (İc dis detayli temizletti ilana koydu) 21-Dosta gider (araba pert) 22-4000 liralik ses sistemi var isteyene boyle satarim istemeyene sokeriz (ayni set 600 lira) 23-Satisa geldik (araba 20.000 liraysa bu baslik olunca 30.000 oluyor) 24-Acil Satilik (Normalde Deger Duser Bizde ustune 5.000 koyulur) 25-Bayan öğretmenden süper (bayan öğretmen ileri sürüş teknikleri uzmanı cunki) 26-Fiyat ve Bilgiler ozelden verilecek (araç mitte calisiyor) 27-Doktordan on numara (tıp eğitimli Allah esirgesin kaza halinde acil ilkyardim uzmani)? Araç satışın da kullanılan jargon un ne anlama geldiğini vurgulamaya çalıştık.Sizde ekleyebilir siniz.syg.
  22. CenGo

    ARACIM ÇALINMIŞTIR ANKARA

    Geçmiş olsun Serkan hocam, tez elden bulunsun inşallah.
  23. Doldurulan klima gazının doğru olduğu mutlaka kontrol edilmeli, üzerindeki etiketler asla sökülmemelidir. Soğutucu akışkan metal tüpler içine depolanır; kesinlikle güneş ışınlarına maruz bırakılmamalı, ısı kaynaklarından uzak tutulmalı ve düşürülmemelidir. Tüpler; her zaman iyi havalandırılmış, kuru ve yangın riskinden uzak depolanmalı ve kullanılmalıdır. Klima gazları yanıcı olmamasına karşın yangın durumunda, aşırı basınçtan dolayı patlayabilir. Bu gibi durumlarda tüpler su ile soğutulmalıdır. Tüp vanalarının emniyetli bir şekilde takıldığı kontrol edilmelidir. Tüpler ve tüp valfleri asla tamir edilmemeli ve bozuk olanları kullanılmamalıdır. Dolum tüpleri uzun süre tamamen dolu olarak bırakılmamalı ve boşaltma esnasında tüp kesinlikle ters çevrilmemelidir. Tüp içerisine, yağ ve su gibi yabancı maddelerin girmesi önlenmelidir. Kış aylarında, tüp içindeki düşük basınç sebebi ile tüpün boşaltılması zor olabilir. Bu durumda boşaltma işleminden önce, tüpü sıcaklığı 35 °C'den yüksek olmayan bir ortamda tutulur. Tüpün ısıtılması gerekiyorsa ısıtma işlemi kesinlikle çıplak ateşle yapılmamalıdır, ısıtma 40 °C 'nin üzerinde olmayacak şekilde sıcak su veya hava kullanılarak yapılmalıdır. Tüpün basıncı; doluluk oranı için bir gösterge olarak kabul edilmemelidir, tüpün tartılması ile boş veya dolu olduğuna karar verilir.
  24. Yapılan araştırmalara göre insan organizmasını bitki ve su ortamlarını güneşten yayılan ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinden korumak ve yeryüzünün ısıl dengesine katkıda bulunmak şeklinde özetlenecek iki ana görevi olan atmosferin ozon tabakasının tahribinde otomobil klima sistemlerinde kullanılan Forane-R12’nin payının %20 dolayında olduğu görülmüştür. Bundan dolayı yukarıda açıklandığı gibi forane-R12 yerine R134a kullanılmaktadır. Kesinlikle bu ve buna benzer farklı yapıda gazlar otomobil klimalarında kullanılmamalıdır. İçerisinde karışım olan sahte gazlar ayrıca klima sistemine de çok zarar verirler. Bu konuyla ilgili Çevre ve Orman Bakanlığı soğutucu gazın alınması, satılması ve kullanılmasını yetkili ve belgeli kişilerin yapması için çalışma yapmakta ve bilinçsiz insanların bu işten uzak durmasını sağlamak için cezalar uygulamaktadır. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgiyi Çevre ve Orman Bakanlığının web sayfasından alabilirsiniz. Klima gazının deriye ve göze temasında, solunması veya içilmesi durumunda insanlar üzerinde bir takım olumsuz etkileri vardır. Bunlar: Kalıcı bir etkisi olmamasına karşın sıvı hâlindeki klima gazı deriye temas ettiğinde, soğuk yanıklar görülebilir. Genellikle deri ile temas ellerde olabileceğinden, eller özel malzemeden imal edilmiş eldiven ile korunmalıdır. Deri ile temas eden bölge; bez ile kurulanarak bol su ile yıkamalıdır. Herhangi bir etki görüldüğünde doktora başvurulmalıdır. Klima gazının sıvı veya buhar hâlinde göze temasında, göz sıvısı ve doku tabakası donabilir. Klima gazı ile temas eden göz ovalanmamalı, en az 10 dakika steril göz yıkama solüsyonu ile yıkanmalıdır ve hemen doktora başvurulmalıdır. Klima sistemindeki herhangi bir çalışma anında, koruyucu gözlük kullanılmalıdır. Uzun süre klima gazının solunmasında, yetersiz oksijen alınması nedeniyle, solunum zorluğu meydana gelir ve bu durum ani ölüme yol açabilir. Uzun süre klima gazı solumak zorunda kalan kişi, açık havaya çıkartılmalı, gerekiyorsa oksijen tüpü ile oksijen verilmelidir ve derhâl doktora başvurulmalıdır. Klima gazının açık olarak kullanıldığı yerlerin havalandırılması gerekir. Ancak tüpten klima sistemine gaz aktarma işlemleri için normal havalandırma yeterlidir. Kalıcı etkisi olmamasına karşın R134a gazının mideye gitmesi durumunda, soğuk yanıklar olabilir. Herhangi bir etki görüldüğünde doktora başvurulmalıdır.
  25. Klima soğutucu akışkanından beklenen fiziksel ve kimyasal bazı özellikler şunlardır: Buharlaşma gizli ısısı yüksek olmalıdır. Kritik sıcaklığı ve basıncı yüksek olmalıdır. Atmosfer basıncında kaynama sıcaklığı düşük olmalıdır. Doygunluk basıncı, genleşme valfi basıncının altında bulunmalıdır. Yanıcı ve patlayıcı olmamalıdır. Devre elemanlarını olumsuz yönde etkilememeli, aşındırmayan ve paslandırmayan özellikleri bulunmalıdır. Zehirleyici olmamalıdır. Ucuz ve kolay temin edilebilmelidir. Küçük kapasiteli bir kompresörün kullanımına elverişli olmalıdır. Kapalı devrelerde sistemdeki kaçaklar kolayca tespit edilebilmelidir. Araçların klimalarında kullanılan soğutma gazının görevi; atmosferik basınçta kendiliğinden buharlaşmak ve buharlaşırken içerisinde bulunduğu havanın sıcaklığını üzerine alarak havayı soğutmaktır. Yukarıdaki özelliklerin hemen hemen hepsini karşılayan gazlar; ticari adıyla Forane- R134a , teknik tanımıyla HCF- 134a hidrofluorokarbon‟ un (kısaca R134a ) ve ticari adıyla Forane R12 teknik tanımıyla CFC-12 klorofluorokarbon (kısaca R12)‟dur. Forane R-12 Gazı (CFC-12 Klorofluorokarbon) 1 atmosfer basınç altında, -29,7 °C sıcaklıkta kaynar. 5-6 atmosfer basınçta, 20 °C sıcaklıkta sıvı hâline gelir. Kilogram başına çektiği ısı miktarı 35 kilokaloridir. Büyük bir ısı taşıma kabiliyeti vardır. Patlayıcı değildir, kolaylıkla sıkıştırılabildiği gibi, basınç altında kimyasal değişikliği de olmaz. Alçak basınçta, düşük sıcaklıkta buharlaşır. Araçlarda çok yakın bir zamana kadar soğutucu gaz olarak R-12 gazı kullanılmaktaydı. Ancak forane R12gazının ozon tabakasını tahrip ettiği ve sera etkisi ile sıcaklık artışlarına neden olduğu ilk olarak 1974 yılında ortaya atılmış ve günümüzde kesinlik kazanmıştır. Bu nedenle yeni bir soğutucu madde arayışı gündeme gelmiş, dünya devletleri ve örgütleri düzeyindeki görüşmeler sonucunda , foranegazlarının (R-11, R-12, R-113, R-114, R-115) kullanılmasına belirli bir program dahilinde son verilmiş ve yerine daha zararsız soğutucu gaz olanR134a kullanılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla, R-12 klima gazının üretimi 1992 yılı ile birlikte durdurulmuştur ve R-12 gazı yerine R134a gazı kullanılmaya başlanmıştır. 1995 yılı ile birlikte tüm otomotiv imalatçıları R-134a gazına geçmek mecburiyetinde olmuşlardır. R-134a gazı; ozon tabakasına zarar vermemekte ancak " greenhouse" (sera) etkisine yol açmaktadır. Sera etkisi, " atmosferin ısı önleme özelliğini azaltma etkisi" şeklinde açıklanabilir. Bu etki sonucu, yerkürenin ısısı artmaktadır. R-134a gazı; Ekim - 1993 yılından itibaren ülkemizde üretilen araçlarda kullanılmaya başlanmıştır. Kompresörün yağlanması, özel sentetik kompresör yağları, örneğin PAG yağları (Polialkilenglikol yağları) veya ESTER yağları ile yapılır; R12 için kullanılan madeni kompresör yağları R134a içinde çözülebilir olmadığı için kullanılamaz. R134a klima gazının R12 klima gazına göre üstünlükleri şunlardır: R134a, R12’ ye göre çevreye daha uyumludur. R134a bir flor karbondur (FKW) ve bir klor flor karbon (FCKW) olan R12.nin aksine klor içermez. R134a’nın atmosferdeki ömrü daha kısadır. R134a ozon tabakasına zarar vermez. R134a’nın sera etkisi R12‟ninkine göre 10 kat daha azdır. Soğutucu maddeler birbirleriyle karıştırılamaz ve herhangi bir klima sistemi için, sadece o klima sistemi için öngörülen soğutucu madde kullanılabilir. Çünkü R134a gazının kullanılacağı klima sistemlerinde, birçok parça farklıdır. Klima sistemi servis hizmetleri sırasında R12 parçaları ile karıştırılırsa komple sistemin hasar görmesi riski vardır. Araç üzerinde klima sisteminde kullanılan gazın cinsi uygun bir yerde yazmaktadır. Klima gazı kesinlikle bir kaçak olmadığı sürece sistemden dışarıya kaçmaz ve gaz değişimine gerek kalmaz. Fakat 5 ila 8 yılı aşkın durumlarda araçların nem tutucu filtreleri tıkanmakta ve buna bağlı olarak da klima gazında çapaklar oluşmaktadır. Bu türlü durumlarda klima sistemini kontrol edilmeli ve yapılan tespite göre gazı değiştirmek gerekebilir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Bu siteyi kullanarak, Kullanım Şartlarını kabul edersiniz.