Akıllı ve Yapay Zeka barındıran araçların etki artışı
Otomotiv pazarının daha çok dijitalleşmesiyle birlikte altyapı olanaklarının ve yasal düzenlemelerin uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Mobil iletişim 5G ile
arabaların güzergah uyumlarının sağlanması adına daha düzenli ve iyi planlanmış otonom sürüşler için ayrılmış yollar önemli hale gelmektedir. Bununla birlikte otonom araçların yapacağı kazalarda arabanın sahibi ve üreticisi, dijital haritayı yapan ve güncelleyen firma, yol altyapısından sorumlu yerel yönetimler veya arabanın yazılımını gerçekleştiren firmalardan hangisinin tam olarak sorumlu tutulacağının net bir cevabı bulunmamaktadır. Ancak yazılım ve sensörlerin sürücülerden kontrolü aldığı otonom araçlarda kazalar ile ilgili sorumluluk konusunda araç üreticilerinin ve sistemi kumanda edenlerin ön plana çıkacağı düşünülmektedir.
Dünyanın en büyük üç otomotiv pazarının görüldüğü Tablo 6’da geleceğin otomobillerinin akıllı ve otonom özelliklerinin ön plana çıkacağı anlaşılmaktadır.
Öncelikle bağlanabilirlik gibi özelliklerin otomobillerde hızla yaygınlaşarak 2030’da yaklaşık 600 milyona ulaşacağı gözlenmektedir. Ayrıca 2025’te bu üç büyük piyasanın yollarında yaklaşık 7 milyon otonom otomobilin yer alacağı öngörülmektedir.
Otomobillerin farklı seviyelerde otonom özellikleri Tablo 7’de verilmektedir.
Bugün otonom araçların birinci ve ikinci seviyelerinin tamamının, üçüncü seviyenin ise kısmen bulunduğu otomotiv sektöründe yakın gelecekte dördüncü ve
beşinci seviye otonom arabaların da pazarda önemli bir konuma geleceği tahmin edilmektedir. Beşinci seviye otonom ile farklı bir boyut kazanacak olan arabalar
için sürücü ve sürücü ehliyetinin tarihe karışacağı anlaşılmaktadır. Tam otonom bir arabada direksiyonda bir şoför olmadan yola devam edilmesiyle trafik kurallarına
uyumlu ve sağlıklı bir ulaşım sistemi de modern şehirlerde yerini alacaktır.
Gereksiz zaman kayıpları ve yakıt tüketiminin önüne geçecek olan bu sistemin özellikle kalabalık şehirlerde yaşayan insanların hem trafik stresinden kurtulmalarında
hem de trafikte geçirilen zamanın azalmasıyla birlikte aynı zamanda tüketilen yakıtın düşmesinde önemli bir yeri olacağı anlaşılmaktadır.
Geleceğin otomobillerinin günümüz araçlarından sürücüsüz olmaları yönüyle ayrılacağı anlaşılan Şekil 2’de beşinci seviye otonom ile ilgili bazı değişikliklerin
pazarda uygulama zamanları verilmektedir. Toplumun bu yeni duruma geçmesinde araç ve altyapı teknolojisi ile yasalar ve mobil servis durumları gibi faktörlerin önemli etkilerinin olacağı görülmektedir.
Yapılan araştırmada uluslar arası pazarda 2025’te satılan arabaların yüzde 20’sinin, 2030’da ise 44 milyon aracın otonom özelliği olacağı anlaşılmaktadır.13 Örneğin 5G teknolojisi 2029, robot taksiler ise 2025’te toplumda kendine yer bulmaya başlayacaktır. Ayrıca bağlantılı otomobillerde kişilerin yolculuk bilgilerinin kullanılacağı ve sistemin daha uyumlu çalışması için paylaşıma açılacağı düşünüldüğünde kişisel bilgilerin paylaşımı konusunda büyük tartışmalar yaşanacağı öngörülmektedir.
PWC’nin yaptığı araştırmada otonom, paylaşımlı, bağlı ve yıllık olarak donanım ve yazılımı güncelleştirilmiş otomobillerin 2030’a kadar pazarda etkili olacağı anlaşılmaktadır. Bu araştırmaya göre 2030’da otomobillerin yüzde 55’inin elektrikli araçlardan oluşacağı tahmin edilmektedir.
Dünyada yenilikçi, dijitalleşmede ise öncü olan otomotiv endüstrisinde yaşanan yapısal değişimler bu sektörde kartların yeniden dağıtılmasına neden olmaktadır. Bu duruma adaptasyon için hükümetler, araba üreticileri, teknoloji şirketleri, altyapı operatörleri, sigorta şirketleri ve bu konu ile ilgili diğer kesimlerin birlikte çalışması gerekmektedir. Örneğin sigorta şirketlerinin otonom araçların üretim sürecini ve siber saldırılara karşı korunmasını sigorta poliçelerine adapte etmeleri beklenmektedir. Bu duruma uyum sağlanması açısından yeni araç modelleri için kapsamları farklı sigortalar oluşturulacağı öngörülmektedir.
Diğer taraftan hükümetlerin ise standartların belirlenmesi ve araçlar ile altyapı operatörleri arasındaki iletişimin güvenli olmasında önemli bir rol oynayacağı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak geleceğin otomobillerine baktığımız zaman araçtan araca ve araçtan altyapıya bağlanabilen ve otonom seviyesi zamanla yükselen otomobillerin
ön plana çıkacağı görülmektedir. Buradan otomotiv sektörünün yapısal bir değişim içine girdiği ve 2030’a kadar otonom ve bağlanabilirlik özelliklerinin otomotiv
sektöründe kendini hissettireceği sonucuna ulaşılabilir.
kaynak: küresel otomotiv sektörünün değişimi ve yerli otomobil projesinin geleceği seta | rapor
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış