Jump to content

Savaş Gündoğan

Üye
  • İçerik sayısı

    79
  • Katılım

Savaş Gündoğan kullanıcısının paylaşımları

  1. TAŞIMACILIK FAALİYETLERİNDE GENEL KURAL Taşımacılık faaliyetleri; ekonomik, seri, elverişli, güvenli, çevreye kötü etkisi en aza indirilecek, fert, toplum ve çevre sağlığı ile bunların güvenliğini olumsuz yönde etkilemeyecek ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest rekabet ortamında gerçekleştirilir. YETKİ BELGESİ TÜRLERİ ( YOLCU TAŞIMACILIĞI) A türü yetki belgesi: Ticari amaçla otomobille yolcu taşımacılığı yapacak gerçek ve tüzel kişilere verilir. Taşımanın şekline göre aşağıdaki türlere ayrılır: A1 yetki belgesi: Yurtiçi yolcu taşımacılığı yapacaklara, A2 yetki belgesi: Uluslararası yolcu taşımacılığı yapacaklara verilir. B türü yetki belgesi: Otobüsle uluslararası ve yurtiçi yolcu taşımacılığı yapacak gerçek ve tüzel kişilere verilir. Taşımanın şekline göre aşağıdaki türlere ayrılır: B1 yetki belgesi: Tarifeli olarak uluslararası ve şehirlerarası ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, B2 yetki belgesi: Tarifesiz olarak uluslararası ve yurtiçi ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, B3 Yetki belgesi: Sadece kendi esas iştigal konusu ile ilgili personelini taşımak üzere uluslararası ve yurtiçi yolcu taşımacılığı yapacak ve ticari maksatla taşımacılık yapmayacaklara, verilir. D türü yetki belgesi: Otobüsle yurtiçi yolcu taşımacılığı yapacak gerçek ve tüzel kişilere verilir. Taşımanın şekline göre aşağıdaki türlere ayrılır: D1 yetki belgesi: Tarifeli olarak şehirlerarası ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, D2 yetki belgesi: Tarifesiz olarak yurtiçi ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, D3 yetki belgesi: Sadece kendi esas iştigal konusu ile ilgili personelini yurtiçinde taşımak üzere yolcu taşımacılığı yapacak ve ticari maksatla taşımacılık yapmayacaklara, D4 yetki belgesi: Tarifeli ve tarifesiz olarak 100 kilometreye kadar olan şehirlerarası ve taşıma mesafesine bakılmaksızın il içi ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, verilir. F türü yetki belgesi: Ticari amaçla yolcu taşımacılığı alanında acentelik yapacak gerçek ve tüzel kişilere verilir. Faaliyetin şekline göre aşağıdaki türlere ayrılır: a) F1 yetki belgesi: Yurtiçi yolcu taşımacılığı alanında acentelik yapacaklara, b) F2 yetki belgesi: Uluslararası ve yurtiçi yolcu taşımacılığı alanında acentelik yapacaklara, verilir. T türü yetki belgesi: Terminal işletmeciliği yapacak gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarına verilir ve aşağıdaki türlere ayrılır: T1 yetki belgesi: Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yolcu terminali işletmeciliği yapacaklara, T2 yetki belgesi: Büyükşehir Belediyesi sınırları dışında kalan yerleşim birimlerinde yolcu terminali işletmeciliği yapacaklara, T3 yetki belgesi: Eşya terminali işletmeciliği yapacaklara, verilir.
  2. Araç kullanmak işimizin bir parçasıdır. Bir fabrikada çalışmak veya araç kullanmak aynı şeydir, her ikisinde de işimizi yaparız. Yolcu taşımacılığı ise biraz daha hoşgörü, biraz daha özen ister. İyi bir psikolojiye sahip olmak, çevrenizde olan olaylara zamanında cevap verebilmek, zinde olmak, aracı iyi tanımak, insanları iyi tanımak yine işimizin bir parçasıdır. Yaptığımız işi en iyi ve en doğru şekilde yapmak, yolcularımızın haklarını bilmek, onların sağlıklı, rahat ve güvenli bir yolculuk yapmasını sağlayacak tedbirleri almak bizim görevimizdir. Bu nedenle kanunda geçen yolcu hakları nelerdir, yolcu taşımacılığındaki zaman kavramları nedir, ücretler nasıl belirlenir vb. konuları sürücüler bilmek sorundadır. Ders notunun amacı da bunları sürücülere öğretmektir. Yolcu taşımacılığının önemi Türkiye'de yolcu ve yük taşımacılığının %95,2 si karayolu ile yapılmaktadır. Bazı kentlerimizde trafiğe kayıtlı tanker, otobüs ve kamyon sayısı nüfus başına ifade edilebilecek boyutlara ulaşmıştır. Karayollarında binek otomobilleriyle kamyon, tanker, otobüs ve tır gibi ağır vasıtaların böylesine iç içe seyrettiği bir başka AB ülkesi yoktur. Trafiğe kayıtlı otobüslerin %22 si kazaya karışmıştır. Kamyonlarda da bu durum farklı değildir. Ölümlü kazaların % 64 ü şehirlerarası yollarda meydana gelmektedir. Yurdumuzda ticari amaçla yük ve yolcu taşımacılığında kamu adına hizmet ifa eden şoför esnafının hizmet özelliğine göre eğitilmesi, şoför-yolcu, yolcu-şoför ilişkilerinin geliştirilmesi ve kamuya sunulan hizmetlerin iyileştirilmesi amacıyla 4925 sayılı karayolu taşıma kanunu ve buna bağlı yönetmelik yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bu yönetmeliğin amacı 4925 sayılı karayolu taşıma kanununda yer alan karayolu taşımalarını ülke ekonomisinin gerektirdiği şekilde düzenlemek taşımada düzeni ve güvenliği sağlamak, taşıma işinde istihdam edilenlerin niteliklerini, haklarını ve sorumluluklarını belirlemek, karayolu taşımalarının diğer taşıma sistemleri ile birlikte birbirini tamamlayıcı olarak hizmet vermesini, denetimini ve mevcut imkanların daha yararlı bir şekilde kullanılmasını sağlamaktır. Şehirlerarası yollarda yük ve yolcu taşımacılığı yapan tüm araçların şoförleri için “ticari taşıt kullanma belgesi” yerine “SRC Belgesi” sahibi olmaları zorunluluğu getirilmiş, belgesiz araç kullananlara ağır cezai müeyyideler uygulanması öngörülmüştür. 4925 SAYILI KARAYOLU TAŞIMA KANUNU’NDA VE BAĞLI KARAYOLU TAŞIMA YÖNETMELİĞİNDE GEÇEN BAZI TANIMLAR: Bakanlık: Ulaştırma Bakanlığını, TaŞıma iŞleri: taşımacılık, acentelik, taşıma işleri komisyonculuğu, nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliğini, TaŞıma iŞleri iŞletmecisi: taşıma işlerinde faaliyette bulunacak taşımacı, acente, taşıma işleri komisyoncusu, nakliyat ambarı ve kargo işletmecisini, Sorumluluk sigortası: bu kanunun 18. maddesinde ihdas edilen “zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasını, TaŞıma: yolcunun taşıta bindiği veya eşyanın taşımacıya teslim edildiği yerden varış noktasına götürülmesini TaŞımacı: taşımacı yetki belgesine sahip olan ve kendi nam ve hesabına taşımayı bir ücret karşılığı üstlenen gerçek ve tüzel kişiyi, EŞya (yük): insandan başka taşınabilen canlı-cansız her türlü nesneyi, KalkıŞ noktası: yolcunun taşıta bindiği veya eşyanın taşımacıya teslim edildiği yeri, VarıŞ noktası: yolcu bileti veya taşıma senedinde gösterilen yolcu veya eşyanın götürülmek istendiği yeri, Yolcu: taşıtı kullanan sürücü ile hizmetliler dışında taşıtta bulunan kişileri, Yolcu bileti: Yetki belgesi sahibi ile yolcu arasında akdedilen, yolcunun taşınması yükümlülüğünü içeren ve bu Yönetmelikte belirtilen şekil ve şartları ihtiva eden ve yolcuya verilmesi zorunlu olan belgeyi, Uluslar arası taŞıma: Türkiye’den veya Türkiye’ye karayoluyla; Türkiye üzerinden karayoluyla transit, Türkiye’ye deniz yolu, demir yolu, hava yolu ile gelip karayolundan üçüncü ülkelere yapılan taşımaları, Düzenli sefer: belirli bir zaman ve ücret tarifesine göre tespit edilmiş bir güzergahta, önceden açıklanmış, yerleşme birimleri arasında yapılan taşımaları, Arızi sefer: aynı taşıtla bütün güzergah boyunca aynı yolcu grubunun taşınması ve kalkış noktasına geri getirilmesi şeklindeki “kapalı kapı seferleri” ile gidişi dolu, dönüşü boş veya gidişi boş, dönüşü dolu seferleri, Mekik sefer: birden fazla gidiş ve dönüş seferinde aynı kalkış yerinden aynı varış yerine önceden gruplandırılmış yolcuların taşınmasını, Motorlu taşıt: Karayolunda insan, hayvan ve yük taşımaya yarayan ve makine gücüyle yürütülen aracı veya taşıtı, Kamyon: İzin verilebilen azami yüklü ağırlığı 3,5 tondan fazla olan ve eşya veya yük taşımak için imal edilmiş motorlu taşıtı, Kamyonet: İzin verilebilen azami yüklü ağırlığı 3,5 tonu geçmeyen ve eşya veya yük taşımak için imal edilmiş motorlu taşıtı, Karayolu: Trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, yol, otoyol, köprüler ve benzeri yapı ve alanları, Otobüs: Yapısı itibariyle insan taşımak için imal edilmiş ve şoförü dahil 9 kişiden fazla yolcu taşımaya uygun olan motorlu taşıtı, 1) Küçük otobüs (minibüs): Şoförü dahil 9 ile 15 adet arasında oturma yeri olan otobüsü, 2) Büyük otobüs: Şoförü dahil 15 adetten fazla oturma yeri olan otobüsü, Otomobil: Yapısı itibariyle sürücüsü dahil en çok 8 koltuk kapasitesine sahip olan ve yolcu taşımak için imal edilmiş motorlu taşıtı, Mesleki yeterlilik belgesi: Bu Yönetmelik kapsamındaki faaliyetlerde bulunanların yine bu yönetmelikte öngörülen mesleki yeterlilik eğitimini alan ve/veya yapılacak olan sınavlarda başarılı olanlara verilecek belgeyi, Mesleki yeterlilik eğitimi : Bu Yönetmelik kapsamındaki faaliyetlerle ilgili bir mesleki yeterliliğin kazandırılması amacıyla verilecek eğitimi, Mesleki yeterlilik: Mesleğin icrası ile ilgili eğitim, bilgi, beceri ve donanıma sahip olmayı, TaŞıt belgesi: Yetki belgesi sahibinin kullanacağı taşıtların niteliğini ve sayısını liste halinde gösteren yetki belgesinden ayrı, yetki belgesinin eki olarak düzenlenen belgeyi, Gerçek ve/veya tüzel kişilerin adlarına kayıtlı taşıtlar herhangi bir yetki belgesi sahibinin taşıt belgesinde kayıtlı ise, bir başka yetki belgesi sahibinin taşıt belgesine kayıt ettirilmek için beyan edilemez. TaŞıt kartı: Bir taşıtın yalnız bir yetki belgesinin eki taşıt belgesinde kayıtlı olduğunu ve bu belge altında çalıştırılabileceğini gösteren belgeyi, Yetki belgesi sahipleri, taşıt kartlarının asıllarını taşıtlarında bulundurmak zorundadırlar. Bu hususa aykırı hareket eden yetki belgesi sahiplerine ait taşıtların terminallere, yükleme veya boşaltma noktalarına giriş, çıkışlarına, sınır kapılarından ise çıkışlarına, Yönetmeliğin 74 üncü maddesinde belirtilen yetkili görevliler tarafından izin verilmez. Yolcuların ve eşyaların uygun yerlerde indirilmesine ise izin verilir. Taşıt kartları düzenlenirken, taşıt kartına, yetki belgesi sahibinin ticari unvanı, yetki belgesinin türü ve numarası, taşıt kartının geçerlilik süresi, taşıtın markası, cinsi, modeli, plakası ve rengi yazılır. Oto kiralama iŞletmecisi: Müşterilerine ticari amaçla sürücülü veya sürücüsüz olarak 15+1 ve daha az koltuk kapasitesine sahip yolcu taşımaya mahsus taşıtları yurtiçinde ve/veya uluslararasında olmak üzere, yazılı bir sözleşmeye dayanan bir bedel karşılığı ve belli bir süre için kiraya vermek şeklinde faaliyet gösterecek gerçek ve tüzel kişileri, TaŞıma hattı: Düzenli yolcu taşımacılığında, taşımanın başladığı kalkış noktası ile bittiği varış noktasındaki yerleşim yerlerini, TaŞıma güzergahı: Taşımanın başladığı kalkış noktasından bittiği varış noktasına kadar ara duraklar da dahil takip edilen yolu, Yetki belgesi: Bu Yönetmeliğin kapsamında faaliyette bulunacak gerçek ve tüzel kişilere çalışma izni veren ve Bakanlıkça düzenlenen belgeyi, İfade eder.
  3. Otomobil kullanırken meydana gelebilecek ciddi olaylara karşı uyulması gereken basit teknikler hayat kurtarıyor. Ön camınız kırıldığında, lastiğiniz patladığında veya aracınız alev aldığında yapmanız gerekenler: Otomobil kullanmanın inceliklerini anlatan uzmanlar, yüksek hızla seyreden araçlarda ön camın kırılması, lastiğin patlaması ve araçta yangın çıkması gibi ciddi tehlike yaratan durumlarda sürücünün soğukkanlı davranmasını öneriyor. Cam kırılması sonrası yapmanız gerekenler; Uzmanlar, özellikle süratli hareket eden araçlarda ön camın kırılması halinde, sürücülerin nasıl hareket etmesi gerektiğiyle ilgili olarak şunları öneriyor: "Aynalardan yararlanarak aracınızı yolun sağ tarafına park edin. Flaşörleri açın ve dikkatlice dışarı çıkın. Aracın cama yakın olan kalorifer ve havalandırma deliklerine gazete kağıdı veya bez parçası koyarak, cam parçacıklarının bu kısımlara düşmelerini önleyin. Sonra krikonun arka kısmı ile camı içeriden dışarı doğru kırın. Cam lastiğini dikkatlice çıkarıp temizledikten sonra, yeniden kullanılabileceği için bagaja koyun. Gazete kağıdına birikmiş cam parçalarını bir naylon torba içine koyun ve en yakın çöp bidonuna atın. Öylece en yakın cam tamircisine kadar gidin." Lastik patladığında yapmanız gerekenler; Patlayan, arka lastiklerden biriyse, arabanın arkasının sağa veya sola doğru kaymaya başlayacağını belirten uzmanlar, ön lastiklerden biri patlamışsa, mümkün olduğu kadar fren yapmamaya çalışılması gerektiğini bildiriyor. Ön lastiklerden biri patladığı zaman, aracın, lastiğin patladığı yöne doğru kuvvetlice çekildiğini vurgulayan uzmanlar, bu durumda direksiyonla, aracın düz bir doğrultuda tutulmaya çalışılması ve yavaş frenleme ile durmasının sağlanması gerektiğini kaydediyor. Uzmanlar ayrıca, taşmış dereler, nehirler veya büyük su birikintilerinin içinden geçerken, aracın hızının kesilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Mütevazı bir aile otomobilinin, 25-30 santimlik su birikintisinden geçebilecek yetenekte olduğunu söyleyen uzmanlar, bu noktanın üstüne su geldiği takdirde, su damlacıklarını kuvvetli bir sprey gibi motorun üstüne püskürdüğünü, bu su bombardımanının da, bujilerin ve distribütörün ıslanmasına sebep olarak aracın stop etmesine yol açtığını belirtiyor. Araçlarda yangın çıkarsa yapmanız gerekenler; Araçlardaki yangının önüne geçilmezse, büyük bir facianın meydana gelebileceği uyarısında bulunan uzmanlar, buharlaşmış benzinin tutuşarak deponun alev almasına sebep olduğunu bildiriyor. Bir süre sonra da aracın infilak edebileceğini kaydeden uzmanlar, "Araçta duman tespit edildiği an araç durdurulmalı. Sonra anahtar üzerinde kontak kapatılmalı. Direksiyonun kilitlenmemesine dikkat edilmeli. Aksi halde, gerektiği takdirde aracın itilmesi mümkün olmaz. Bütün yolcular dikkatlice dışarı alınmalı. Motor kaputu kısmi olarak açılmalı. Böylece alevlerin büyümesi önlenmiş olur. İmkan varsa akü kutup başı sökülmeli. Yangın söndürücü varsa kullanılmalı, yoksa, battaniye veya oto kılıfından yararlanılmalı. Bu örtüler, alevlerin oksijen alıp büyümesini önleyecektir" tavsiyesinde bulunuyor. Aracınız kontrolü kaybeder ve kayma esnasında yapmanız gerekenler; Uzmanlar, aracıyla yokuş çıkarken geriye doğru kaymaya başlayan sürücülere de şu önerilerde bulunuyor: "Ayağınızı yavaş yavaş gaz pedalından çekin ve zemine tutunma sağlanınca yavaş yavaş tekrar basın. Kayarken savrulmayı engellemek için direksiyonunuzu kayma yönüne doğru çevirin, kesinlikle tekerleklerin kızaklamasına sebep olacak şekilde frene basmayın. Unutmayın, dönmeyen ön tekerleklere yön verilemez. Eğer kızakladıysanız, hemen fren basıncını azaltın ve tekerleklerin dönmesini sağlayın ama, sakın ayağınızı frenden tam olarak çekmeyin (ABS varsa sonuna kadar basmak gereklidir). Gaza gereğinden fazla basmışsanız ayağınızı gazdan çekin, frene çok bastıysanız frendeki basıncı azaltın, direksiyonu sert şekilde çevirmişseniz direksiyonu yumuşatın, ayağınızı debriyajdan sert çekmişseniz tekrar debriyaja basın."
  4. Bujilerin maksimum araçların 10 bin kilometre bakımında temizlenmesi, kullanım şartlarına göre 15 bin – 30 bin kilometre arası değiştirilmesi gerekmektedir. Ateşleme enerjisini yanma odasına taşıyarak elektrotların arasında oluşan elektrik atlaması ile sıkışmış hava yakıt karışımını ateşleyen Bujilerin maksimum araçların 10 bin kilometre bakımında temizlenmesi, kullanım şartlarına göre 15 bin – 30 bin kilometre arası değiştirilmesi gerekmektedir. Bujilerin ömrünü etkileyen unsurlar kötü yakıt ve motor sistemi ayarları olabilir. Genellikle araçların yaptığı teklemeler, artış gösteren yakıt sarfiyatı, geç hızlanma bujiden kaynaklanan sorunlar olabildiğinden bujilerin bakımı ve temizliği önemlidir. Bujinizin bakıma veya temizliğe ihtiyacı olduğunu nasıl anlarsınız; Bujilerde ki tırnak aralığı kontrol edilmeli, ayar bozuksa fabrika verilerine göre ayarlanmalıdır, Bujiler söküldüğünde yağ birikintisi varsa yanma odasına fazla yakıt giriyor demektir, Bujinin izolatör ucu, elektrotları ve gövdesinde kurum varsa karbüratör veya enjeksiyon ayarında bozukluk var demektir, Buji elektrotları kaynamışsa ve üzerinde yabancı maddeler toplanmışsa, zamansız ateşleme sonucunda aşırı yükleme olmuş demektir, Bujiler alınan darbe sonucu hasar görmüşse, Buji değişimi veya temizliği sırasında dikkat edilecek hususlar; Buji söküldüğünde silindirlere yabancı madde, toz, pislik gitesini önlemek için biraz gevetilip etrafının temizlenmesi, Buji çok sıkı takılmış ise dişlilere gelecek şekilde yağlanması ve silindir kafasına zarar vermeden bujilerin sökülmesi, Bujileri takarken bujinin ve motorun birbirine temas eden yüzeylerinin temizliği, Gevşek takılan bujiler silindir kompresyon basınçlarını düşürdüklerinden motorun çekişini düşürür ve yakıt sarfiyatını arttırır, Bujilerin önce elle sonra yeni bujiler için 90 derece eski bujiler için 30 dereceyle anahtarla sıkılması gerekmektedir. Konik yüzeyli bujilerde anahtarla sıkma derecesi 15 derecedir. Buji kablolarını temizlik esnasında kontrol ediniz, Buji kablolarında çatlak, yanma, sürtünmeden dolayı aşınma ve üzerinde yağ olmamasına özen gösteriniz, Buji kablolarınının birbirine temas etmemesine ve gereğinden uzun olmamasına dikkat ediniz, Aracınızın orjinal buji markasını kullanmaya devam etmeye özen gösteriniz.
  5. Araçlarımızı seçerken dikkate aldığımız belkide ilk özelliklerden bir tanesi aracımızın boyası ve rengidir. Araçlarımızı seçerken dikkate aldığımız belkide ilk özelliklerden bir tanesi aracımızın boyası ve rengidir. İkinci el satışlarında aracın değerini belirli bir şekilde arttıran bu özellik aynı zamanda dış etkenlerden en çok etkilenen ve korunması gereken özelliktir. Neden boya koruma? Çünkü aracınızın boyası güneş, asit yağmurları, kuş pisliği, yıkamada kullanılan kalitesiz malzeme vb. gibi etkenler nedeni ile gün geçtikçe koruma cilasını ve parlaklığını kaybeder. Bunun sonucu olarak zaman zaman rastladığımız boya solmaları ve güneş yanıkları ile karşılaşırız. Boya korumanın asıl amacı araç kaporta ve boyası üzerinde bir koruma tabakası yaratarak dış etkenlerin araç üzerindeki etkisini en aza indirmektir. Kime yaptırmalıyım? Eğer bu işin ustası değilseniz bu işi boya koruma işinde uzman kişilere bırakmanız en doğru karar olur. Boya koruma yapmak, cilayı araç üzerinde homojen olarak dağıtmak ve cilaya uygun koşulları yaratmak (ısı, toz, su vb.) her zaman mümkün olmayabilir. Yanlış uygulamalar sonucunda araç boyası uzerinde gün ışığı altında bakıldığında dalgalanmalar görünür. Yanlış bir boya koruma uygulaması uzerine, yeniden bir düzeltme için kesinlikle ikinci bir girişim yapılmamalıdır, bu işleri daha bir içinden çıkılmaz hale getirmekle kalmaz aynı zamanda araç korumanızın düzeltilme şansınıda azaltır. Bu gibi durumlarda aracınızın koruması yetkili kişilerce düzeltilebilir. * Boya koruma kesinlikle aracınızdaki çizikleri gidermek amaçlı değildir. Günümüzde yeni teknolojilerin gelişmesi ile boya koruma nano boya koruma ve boya koruma olarak iki kısıma ayrılmıştır. Boya koruma aracınıza uygulandıktan en az 5 ay, en fazla 1 yıl süre ile etkili olurken, nano boya korumaları en kötü koşullarda en az 1 yıl en iyi koşullarda ise 3 yıl boyunca geçerliliğini korur.
  6. Kara mı saplandınız, telaşlanmayın ! Tekerlekleri düz durumda tutarak aracınızın düz gitmesini sağlayın. İleriye gidemiyorsanız, önce geriye, sonra tekrar ileriye doğru gitmeye çalışın. Elle kumandalı vites kutusu kullanıyorsanız, tekerleklerin kaymasını önlemek için vitesi 2'inci vitese alın. Motoru stop ettirmeden ve çekişi sağlayıncaya kadar gaza yavaşça basınız. Aracınızın tekerleklerine yol açmak için hafif ileri geri yapın ve giderek bu mesafeyi artırın. Tekerleklerin kaymaması ve zemini oymaması için fazla güç kullanmayın. Başarılı olamazsanız, tekerleklerin önüne kum dökün veya paspas serin. Dışarıda park ettiğiniz taşıtınız kara gömülmüşse veya karda geri gitmişseniz, tekrar çalıştırmadan önce karın egzoz borusunu kapatmamış olduğundan emin olun. Karla kapanan egzoz boruları taşıtın içine egzoz gazı dolmasına, karbon monoksit zehirlenmesine yol açabilir.
  7. Birçok sürücü tarafından trafikte seyir halinde iken her derde deva bir sistem olarak bilinen ABS fren sistemi hakkında bilinenlerin bir çoğunun yanlış olduğu bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü web sitesinde sürücülere ABS fren sistemi hakkında uyarılarda bulunuluyor. ABS fren sisteminin virajlarda ıslak yüzeylerde çakıl ve benzeri malzemeli yollarda daha iyi yol tutuşu sağlamadığı belirtiliyor. Bu sistemin hızla virajlara girerken araçların yol da kalmasına yardım etmeyeceği uyarısında bulunan uzmanlar, 'ABS'nin ıslak yol yüzeyinde önünüzdeki aracı yakın takip ederken ortaya çıkan bir frenleme durumunda size bir yararı olmayacaktır.' diyor. Uzmanlar, iyi bir sürüş için araç lastikleri ile ilgili uyarılarda da bulunuyor. İyi bir sürüş ve frenleme için lastiklerin dış yüzeyini ve stepne dahil tüm lastiklerin havasını mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, 'Kötü bir lastik her zaman kaza sebebi olabilir. Ayrıca kabak lastikler, özellikle yağışlı havalarda direksiyon hâkimiyetini tamamen sürücünün elinden alabilir. Kabak lastikleri değiştirin. Lastikleri 2 ön veya 2 arka şeklinde değiştirin. Her 2 lastiğin de aynı desende olmasına dikkat edin. Unutmayın ki lastik dış derinliklerinde eşit olmayan aşınma oluşması yani, lastiklerden birisinin ötekisine nazaran daha fazla ve normal olmayan biçimde yıpranması ön düzen sisteminde bir arıza olduğunun habercisidir.' ifadesini kullanıyor. Emniyet kemerlerinin aracın orta direklerinde bulunan ayarlı tutucularından boyuna göre ayarlanması gerektiğini belirten uzmanlar, 'Emniyet kemeri kesinlikle boyun bölgenizin üzerinde olmasın. Bu tip kullanım kaza sırasında boğulmanıza sebep olabilir.'uyarısında bulunuyor.
  8. Kuru yolda 50 km hızla 8 metre olan fren mesafesi buzda 64 metreye çıkıyor. Kış lastiği karlı zeminde yaz lastiğine göre 31 metre daha erken duruyor. Tüm Türkiye'yi etkileyen kar yağışı ve buzlanmaya karşı lastik devi Michelin, karda güvenli sürüş için önemli ipuçları veriyor... Tüm yurtta etkisini son bir haftadır artıran kar yağışı ve buzlanma İstanbulluları trafikte daha çok zorluyor. Trafik kanununda zincir bulundurma zorunluluğu olsa da otomobilleri kış lastiği yolda tutuyor. Uzmanlar kışın kaza yapma riskinin hava ve yol durumuna göre yaza kıyasla sekiz kata kadar arttığını söylüyor. Bunu önlemenin en önemli yollarından birinin otomobilin yerle temas eden tek noktası olan lastikler olduğu biliniyor. 7 derecenin altı tehlike Ülkede yoğun kar yağışıyla birlikte araçların yollardaki sürüş güvenliği ve yolda kalma endişeleri de artıyor. www.yedidereceninaltinda.com isimli internet sitesiyle kışın lastik kullanımı konusunda tüketicilere bilgilendirmeye çalıyan Michelin, lastikler için kış mevsiminin 7 derecenin altında başladığını vurguluyor. Kasımdan Nisana 7 derecelik ısının altına inildiğinde yaz lastiklerinin kauçuğu sertleşip etkinliğini kaybediyor. Bunun için kasım ayından nisan ayına kadar kış lastiği kullanmak gerekiyor. Kış lastiği, 7 derecenin altında daha fazla güvenlik ve her türlü zemin üzerinde, yaz lastiğine göre daha kısa fren mesafesi sağlıyor. 50 km/s hızla karlı zemin üzerinde fren mesafesi yaz lastiğinde 63, kış lastiğinde ise 32 metre. Yani yaz lastiğiyle durmak için fazladan 31 metre gerekiyor. Bir otomobil ortalama 4.5 metre sayılırsa kış lastiği sürücüleri tam yedi otomobile çarpmaktan kurtarıyor. ‘İki lastik almayın’ Sürücüler kışın, kalkıştaki performansı artırmak için çoğunlukla sadece aracın çekiş yönüne göre aracın ön veya arka lastiklerine kış lastikleri takıyor. Ancak bu iki kış lastiği sadece çekiş sağlıyor. Aracın daha iyi kontrol altında tutmak için dört kış lastiği öneriliyor. Kış lastikleri sadece ön tarafa takılmış önden çekişli bir araçta, arkada dengesizlik oluşurken aracın savrulma riski de artıyor. Kış lastikleri sadece arka tarafa takılmışsa arkadan çekişli bir araçta, önde dengesizlik oluşuyor ve virajı alamama riski doğuyor. 1500 kanalı var Hava sıcaklığı, lastik hava basıncını doğrudan etkiliyor. Hava sıcaklığı ne kadar düşük olursa, ölçülen hava basıncı da o kadar düşük oluyor. Kış aylarında düşük hava sıcaklığını karşılamak ve doğru hava basıncıyla araç kullanmak için günlük kullanım basıncına veya diğer (yüklü) kullanım basıncına 3PSI (lastik soğukken ölçülmelidir) daha fazla hava basıncı ilave edilmesi gerekiyor. Kış lastiği yol tutuşunu üzerindeki sırt deseniyle sağlıyor. Yazlık lastikte 200 olan kılcal kanallar kış lastiğinde 1500’e çıkıyor. Zincire gerek yok ama... Kış lastiği artı 7 ile eksi 38 derece arasındaki hava sıcaklığında sertleşmiyor ve donmuyor. Yumuşaklığını koruduğu için zincir ihtiyacını da ortadan kaldırıyor. Ancak ilgili Trafik Yönetmeliği’nde hâlâ zincir takma zorunluluğu var. Kış lastiği taktığı için zincire hiçbir şekilde gereksinim duymayan sürücülerin yine de yönetmeliklik gereği araçlarında zincir bulundurmaları zorunlu... * Karda sürüş: Öndeki araç ile aradaki mesafeyi artırın. Yokuş çıkarken patinajı önlemek için, kuru havalarda kullandığınıza oranla daha yüksek vitesi tercih edin. Ani hareketlerden, ani fren darbelerinden ve çok yüksek hızdan kaçının. * Fren: Gerektiğinde alternatif olarak motor frenini ve fren pedalını kullanarak fren yapılması gerekiyor. Kademeli olarak yapılan fren, tekerleklerin kilitlenmesini engellerken aracın kayma riski ve kontrol kaybını önlüyor. * Kalkış: Karlı zeminde kalkış sırasında patinaj riskini azaltmak için, kademeli olarak hızlanılması gerekiyor. Eğer patinaj olursa, tekerleklere uygulanan kuvveti azaltın ve aracı yönlendirebilmek için üst vitese geçin. * Viraj: Viraja girmeden önce düz çizgi halinde yavaşlamaya özen göstererek hızınızı sınırlayın. Virajı alırken, lastiğin yoldan ayrılmasını ve komutlarınıza cevap vermesini sağlamak için direksiyon hareketinizi yumuşak ve sabit tutun. 50 km hızla karlı zemin üzerinde fren mesafesi: * Yaz lastiği: 63 m * Kış lastiği: 32 m * Fark: 31 m
  9. Araca akü montaj edilirken hangi kriterler göz önüne alınır? Yerleştirilen bölgede aranan özellikler nelerdir? Araçlarda akünün monte edileceği yer, üretici marka tarafından belirlenir ve sabitleme noktalarıyla sallanması önlenir. Yeni alınacak akünün cinsine göre montajı yapılmadan önce şarj edilir veya edilemez. Standart otomobil aküleri bu şekildedir. Araçtaki akünün monte edildiği yer veya bölüm, bu parçanın çalışma şartlarını etkilediği için uygun yere yerleştirilmesi için bazı kriterlerin sağlanması gerekir. Bunlar; servis ve bakım işlemleri için rahatça ulaşılabilir olmalı, seyir esnasında fazla ısınmaya ve soğumaya karşı korunmalı, nemden, yağdan, yakıttan ve mekanik herhangi bir etkiden korunmalıdır. Çarpışma esnasında araç yolcularını, aküden fışkıracak gazdan ve sızacak asitten korunabileceği bir montaj yeri seçilmeli. Konstrüksiyon açısından motora çok yakın veya güçlü ısı yayan ünitelerin yakınına yerleştirilen akülerin ömürleri, yüksek ısıdan olumsuz etkilenir. Artı plakaların korozyona uğraması, saf suyun azalmasıyla kendi kendine deşarj artar. Bu tür etkenlerden korunması için akü kasaları, çeşitli plastik maddelerden üretilir. Bunun dışında yüksek sıcaklıklara maruz kalacak aküler de, özel bir koruyucuyla korunmaktadır. Bu tür, sanıldığı gibi kışın soğuktan koruma önlemi değildir. Şayet akü araç içinde ya da bagajda uygun bir yere monte edilecekse şu konulara dikkat edilmelidir. Akü araç içinde bir yere monte edilmiş ise ıslak akülerde, yatma açısı optimize edilmiş aküler yerleştirilir veya sızdırmaz AGM tipi aküler kullanılır. Aynı şekilde araç içerisindeki akülerde de daima gaz tahliye hortumu mevcuttur. Şayet araç devrildiği an tavanı üzerine akü asidi sızabilir. Araç içindekilerin yaralanma tehlikesi söz konusu olabilir. Devrilme açısı optimize edilmiş veya sızdırmaz tip aküler sayesinde asit zararlarına karşı risk faktörü en aza indirilir. Önemli olan, değiştirme sırasında bu özelliklere dikkat edilmesidir. Bu orijinal akü parçalarında verilmiştir. Gaz tahliye borusunun tekrar aküdeki merkezi tahliye çıkışına sokulması unutulmamalıdır.
  10. Otomobillerdeki güvenlik sistemleri teknolojiyle birlikte giderek gelişiyor. Bunun son örneği ise lüks otomobiller için dizayn edilen ESP Premium. Üst seviyede konfor ve güvenlik sağlayan Bosch ESP Premium daha sessiz ve titreşimsiz olmasının yanı sıra hızlı ve doğru basınç uygulama özellikleri ile farklılık yaratıyor. Öncü otomotiv teknolojileri üreticisi Bosch, ESP ürün yelpazesini ESP Premium versiyonu ile genişletiyor. Üst seviyede güvenlik ve konfor fonksiyonlarını bulunduran lüks otomobiller için dizayn edilen ESP Premium, önümüzdeki birkaç ay içerisinde, iki otomobil üreticisi tarafından araçlara monte edilmeye başlanacak. Bosch fren kontrol sistemleri işkolu başkan yardımcısı Herbert Hemming, ''ESP Premium, bir yandan güvenlik ve çeviklik sağlarken aynı zamanda konfor düzeyini de yükseltiyor. Sistem, daha sessiz ve hemen hiç titreşimsiz çalışmasına rağmen çok daha hızlı fren basıncı oluşturuyor.'' diyor. ESP Premium, Bosch tarafından imal edilmekte olan ESP ve ESP plus versiyonlarını tamamlıyor. Bu üç sistem birlikte küçük, lüks otomobiller veya hafif ticari araçlarda fren kontrol sistemlerinin değişen taleplerini karşılıyor. Altı pistonlu pompa dizaynı ile hızlı fren kontrolü ve üstün konfor ESP Premium'un en önemli özelliği altı pistona sahip pompa dizaynı. Bu dizayn ile, fren basıncının en yüksek ve en düşük değerleri arasındaki zaman farkı, önceki değerlere göre %90 oranında azaltılıyor. Bu azalma fren kontrolünün, sürücü tarafından neredeyse hiç hissedilmemesine rağmen çok hızlı olmasını sağlıyor. Sistem sayesinde fren basıncı geniş aralıkta ayarlanabiliyor ve sürücü sürüş durumuna daha kolay uyum sağlayabiliyor. Böylece sistem araç içindeki yolcuların konforunu da eksiksiz sağlıyor. ESP Premium fren basıncını, geleneksel sistemlerden daha yüksek bir dinamik tepkiyle oluşturuyor. Bu durum otomatik acil durum freninin çok hızlı devreye sokulmasına ve fren sisteminin etkinliğinin artmasına imkan tanıyor. Diğer fonksiyonlar ise aracın çevikliğini ve kontrol tarzını etkili kılıyor. Bir tarafı buzla kaplı olan yolda yapılan testlerde ESP Premium sistemine sahip araçların, geleneksel sisteme sahip otomobillerle karşılaştırıldığında yüzde 50 daha hızlı bir oranla saatte 40 km. hıza ulaşabildikleri görülüyor.
  11. Birçok sürücü tarafından trafikte seyir halinde iken her derde deva bir sistem olarak bilinen ABS fren sistemi hakkında bilinenlerin bir çoğunun yanlış olduğu bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü web sitesinde sürücülere ABS fren sistemi hakkında uyarılarda bulunuluyor. ABS fren sisteminin virajlarda ıslak yüzeylerde çakıl ve benzeri malzemeli yollarda daha iyi yol tutuşu sağlamadığı belirtiliyor. Bu sistemin hızla virajlara girerken araçların yol da kalmasına yardım etmeyeceği uyarısında bulunan uzmanlar, 'ABS'nin ıslak yol yüzeyinde önünüzdeki aracı yakın takip ederken ortaya çıkan bir frenleme durumunda size bir yararı olmayacaktır.' diyor. Uzmanlar, iyi bir sürüş için araç lastikleri ile ilgili uyarılarda da bulunuyor. İyi bir sürüş ve frenleme için lastiklerin dış yüzeyini ve stepne dahil tüm lastiklerin havasını mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, 'Kötü bir lastik her zaman kaza sebebi olabilir. Ayrıca kabak lastikler, özellikle yağışlı havalarda direksiyon hâkimiyetini tamamen sürücünün elinden alabilir. Kabak lastikleri değiştirin. Lastikleri 2 ön veya 2 arka şeklinde değiştirin. Her 2 lastiğin de aynı desende olmasına dikkat edin. Unutmayın ki lastik dış derinliklerinde eşit olmayan aşınma oluşması yani, lastiklerden birisinin ötekisine nazaran daha fazla ve normal olmayan biçimde yıpranması ön düzen sisteminde bir arıza olduğunun habercisidir.' ifadesini kullanıyor. Emniyet kemerlerinin aracın orta direklerinde bulunan ayarlı tutucularından boyuna göre ayarlanması gerektiğini belirten uzmanlar, 'Emniyet kemeri kesinlikle boyun bölgenizin üzerinde olmasın. Bu tip kullanım kaza sırasında boğulmanıza sebep olabilir.'uyarısında bulunuyor.
  12. Kriz döneminde yakıt fiyatını düşürmek için, aracınızda ve sürüş alışkanlıklarınızda bazı değişiklikler yapmak yeterli. Yapılan araştırmalarda, sürücülerin yüzde 60'ının yakıt tasarrufu konusunda hiçbir önlem almadığı ortaya konarken, araç sürüşünde yüzde 10'luk tasarrufun, global olarak yılda 100 milyar litrelik az kullanıma yol açtığı da belirlendi. Taşımacılık dergisinde, krizin etkisiyle birlikte bütçede ciddi yer almaya başlayan yakıt kullanımını en aza indirmek ve tasarruf sağlamak amacıyla bir dizi önerilere yer verildi. Haberde alınacak önlemler şöyle sıralandı: 1- Vites değişimlerini motor devrine göre yapın. Vites değiştirmek için uygun motor devir aralığı benzinli otomobillerde 3000-3500, dizel araçlarda 2000-2500'dür. Daha yüksek devirlerde vites değiştirmek yakıt tüketimini arttırır. 2- Hız düşükken vitesi yükseltmeyin. Vitesi büyüttüğünüzde hızı aynı oranda arttırmak yakıt tüketimini fazlalaştırır. 3- Klimayı sık kullanmayın. Klimayı sürekli açık kapatmak yakıt tüketimini arttırır. 4- Yokuş inerken vitesi boşa almayın. İnanılanın aksine bu, yakıt tüketimini ortadan kaldırmıyor. Vites boşa alındığında, motor rölantide çalışıyor ve ona göre yakıt tüketiyor. 5- Önünüzdeki aracı çok yakından takip etmeyin. Çünkü sürekli fren yapar ya da gaza basarsanız bu durum ilave benzin pompalanmasına neden olur. Ani fren ve ardından gaza basmak, yakıt tüketimini yüzde 5 yükseltir. 6- Şehirler arası yolda 80-90 km hızla gidin. 90 km'nin üstündeki her kilometre, yakıt tüketiminde yüzde 1 artış demektir. 7- Aracın hızı 25 km'den düşük olmamalı. 25 km'nin altı da fazla yakıt tüketilmesine yol açar. 8- Motoru çalıştırdıktan sonra ısınmasını beklemeyin. Motor yolda ısınacaktır. Motor tam ısınmadan gaza yüklenmeyin. Böyle durumlarda aracınız yüzde 25 daha fazla yakıt harcar. 9- Soğuk motorla hareket ettiğinizde hemen ikinci vitese geçin. 10- Aracınız hareket halinde iken camları açmayınız. Pencerelerin açılması rüzgâr direncinin dolayısıyla, yakıt sarfiyatının artmasına neden olur. 11- Motorunuzun ayar ve bakımlarını uzman kişilere yaptırın. 12- Motorunuz hararet yapıyorsa önlemlerinizi alın yoksa yakıt tüketiminiz fazlalaşır. 13- Zamanında yapılmayan bakım onarımlar ve ayarsız buji, yakıt tüketimini yüzde 10 arttırır. 14- Akümülatör ve bağlantı kablolarının kontrol edin. Bozukluk motor verimini düşürür. 15- Rölanti devrinin katalog değerinde olmasına dikkat edin. Yüksek devir yakıt tüketimini yükseltir. 16- Sıkı ve tutukluk yapan gaz pedalını düzelttirin. 17- Fren balatalarının ayarlarını sık sık kontrol ettirin. Ayarsız ve sıkı ise tekerlek dönüşü zorlanır, yakıt tüketimi artar. 18- Debriyajınız kaydırma yapıyorsa, ayarlatın. Kaydırma, yakıt tüketimini arttırır. 19- Ön düzen ayarını her 10 bin kilometrede kontrol ettirin. 20- Lastik havalarını uygun basınçta kullanın. Düşük basınçlı lastik, sürtünmenin fazlalığından dolayı tüketimi yüzde 10 arttırır. 21- Deponuzu pompanın yavaş hızı ile doldurtun. 22- Deponuzu ağzına kadar doldurtmayın. Aksi halde benzin buharı, depo kapağı üzerinde baskı uygulayacaktır. 23- Depoyu daima dolu bulundurun. Çünkü az benzinde buharlaşma daha fazladır. 24- Dizel araçlarda, günlük iş bitiminden sonra depoyu kaliteli motorinle doldurun. 25- Yakıt alırken pompanın para kısmının sıfırlanmasına dikkat edin. 26- Aracınızın motoru hangi benzine göre uyarlanmışsa ona göre benzin kullanın. 27- Aracınız benzin deposu kapağının yakıt sızdırmamsına dikkat edin.
  13. Saatte 50 kilometre hızdaki bir çarpmanın 4. kattan düşmeyle eşdeğer olduğu, emniyet kemeri takmamış yaralıların yüzde 70’inin 50 kilometreden düşük bir hızda yol alırken yaralandığı bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün resmi internet sitesinden alınan bilgiye göre, doğru takılmış bir emniyet kemeri insan bedenini, çarpma etkisiyle vücutta meydana gelen sarsıntının kademe kademe azalmasını sağlayıp, çarpma etkisini vücut yapısındaki en güçlü noktalara yönelterek, koltuktan fırlamayı engelleyerek, hassas ve en önemli organların yer aldığı kafa ve omuriliğin herhangi bir yere çarpmasını önleyerek koruyor. Üç noktalı emniyet kemerleri, otomobilde seyahat edenlerin ağır yaralanma risklerini yüzde 45, kamyonetlerde yüzde 60 oranında azaltıyor. Ölümlü kazalarda emniyet kemeri kullananların yüzde 24.8’i hiç zarar görmeden kazayı atlatırken, emniyet kemeri kullanmayanlarda bu oran yüzde 6.3’te kalıyor. Yapılan araştırmalara göre, emniyet kemeri kullanımı, arka koltukta meydana gelen ölüm ve yaralanmaların üçte ikisini, ön koltuktaki ölümlerin yüzde 6’sını önlüyor. Bütün ağır yaralanmalarda ise arka koltuk emniyet kemerleri yaralanmanın şiddetini yüzde 50 oranında azaltıyor. İngiltere’de yapılan başka bir araştırmaya göre, daha düşük oranda emniyet kemeri kullanan arka koltuk yolcularının yaralanma riski 2 kat, fırlatılma riski 7 kat daha fazla oluyor. Emniyet kemeri takmamış arka koltuk yolcuları, en çok kafa, yüz ve boyun zedelenmelerine maruz kalıyor. KISA YOLCULUKLARDA EMNİYET KEMERİNİN ÖNEMİ Birçok sürücü, kısa yolculuklarda emniyet kemerinin hiçbir işe yaramadığını düşünüyor, ancak emniyet kemeri kullanımını en çok gerektiren aslında kısa mesafeler oluyor. Çünkü ölümlü trafik kazalarının yüzde 80’i sürücülerin evlerine 30-35 kilometre uzakta ve saatte 55-60 kilometre hızın altında gerçekleşiyor. Ayrıca kazalardaki ölümlerin yüzde 35’i şehir içinde ve büyük olasılıkla günlük güzergahlar üzerinde meydana geliyor. Emniyet kemeri kullanılmıyorsa 30 kilometre hızla çarpıldığında bile ağır yaralanma riski çok fazla oluyor. Araştırmalar, emniyet kemeri takmamış yaralıların yüzde 70’inin, 50 kilometreden daha düşük bir hızda yol alırken yaralandığını, 50 kilometre hızdaki bir çarpmanın, 4. kattan düşmeyle eşdeğer olduğunu ortaya koydu. ÇARPMANIN ETKİSİ TONLARLA İFADE EDİLİYOR Bazı sürücüler düşük hızdaki çarpmalarda araç içinde sıkıca tutunup etkiyi düşüreceğine inanıyor. Bunu yapmak için öncelikle saniyenin dilimlerini kullanabilmesi ve çok güçlü kol kaslarına sahip olması gerekiyor. Kol kasları 25 kilogramın üzerindeki bir güce çok fazla dayanıyor. Ancak bir duvara 50 kilometre hızla çarpma esnasında iki tonu geçen bir etki oluşuyor ve buna engel olmak için 75 kilogram güç gerekiyor. Kollar bunu engelleyemiyor, ancak 2,5-3 tonluk bir etkiye direnebilecek şekilde tasarlanan emniyet kemeri, kol ve bacakların parçalanmasını önleyebiliyor. Yapılan araştırmalar, kaza anında en iyi yerin aracın içi olduğunu ortaya koyuyor. Aracın dışına fırlatılma durumunda, ölüm riski 25 kat daha fazla oluyor. Araçtan fırlayan kişi, yumuşak ve yeşil çimlerin üzerine düşmüyor. Fırlama ile kişi aracın ön camına, kaldırıma, başka bir araca çarpabiliyor. Hava yastığı, yalnızca önden şiddetli çarpmalara karşı ek bir koruyucu görevi görüyor. Sürücü için hava yastıkları, kemerlerle sabitlenmiş olan vücudun, baş ile direksiyon arasındaki temasını engelliyor. Hava yastığı, emniyet kemerinin etkinliğini yüzde 40 oranında artırıyor. Hava yastıkları, yandan çarpma ve savrulmayı önlemede hiçbir zaman emniyet kemerinin yerini tutmuyor.
  14. Kontrol altına alınmayan pas, arabanızın görünümünü bozmanın yanında, arabanıza ciddi zarar verir. Peki pas nedir ve arabanızın paslanmasını önlemek için neler yapmalısınız? HowStuffWorks isimli sitede yer alan habere göre, pas, 2 demir atomuyla 3 oksijen atomundan ibaret olan demir oksittir. Korozyon denilen elektrokimyasal sürecin bir ürünüdür. Pas oluşması için üç faktörün bulunması gerekiyor: anod (pozitif elektrot), katot (negatik elektrot) ve elektrolit. Anod, doğru koşullar altında elektron yayan metal parçasıdır. Katot, bu elektronları kabul eden metallerdir. Elektrolit ise elektron hareketini kolaylaştıran sıvıdır. Elektronların elektrolit aracılığıyla anoddan katoda akışı gibi anod metali paslanıyor. Metal paslanırken güçsüzleşiyor. Arabanızda paslanma riski bulunan birkaç nokta var. Örneğin, arabanızın motoru, şasesi, egsoz sistemi, gövdesi ve portbagajında pas oluşabiliyor. Hatta, pas arabanızdaki boyalı yüzeylere saldırabiliyor. Pastan kurtulmak zordur. Ancak, pası önlemek onu yok etmekten daha kolaydır. İşte aracınızın paslanmasına yol açan durumlar: Pasın oluşması için anod, katod ve elektrolit gerekiyor. Arabalar bu nedenle pasa karşı hassas oluyorlar. Arabanızdaki metal anod ve katod gibi hareket ediyor. Su da bir elektrolittir. Eğer hava yeterince nemliyse, arabanız örtünün altında olsa bile paslanabilir. Bazı maddeler arabanızın paslanmanızı kolaylaştırıyor. Bunlardan en yaygın olanı tuzdur. Su elektrolit görevi görürken, elektronları taşımada çok etkili olmuyor. Tuzlu su ise daha etkindir. Normal koşullar altında yavaş yavaş paslanan nesne, tuzlu suyla temas ederse daha hızlı paslanıyor. Deniz kenarında yaşıyorsanız, nemli deniz havasındaki yüksek tuz içeriğine bağlı olarak aracınızın paslanma ihtimali yüksektir. Eğer sudan yüzlerce kilometre uzakta yaşıyorsanız, tuz başınızı derde sokabilir. Örneğin, birçok insan buz ve kardan kurtulmak için tuz kullanıyor. Buz eriyene kadar, arabanızı paslandırabilen elektrolit ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Astar ve boya üreticileri, arabaları pastan korumaya çalışıyorlar. Fakat, ürettikleri kaplama çizilme ya da çökmeler nedeniyle hasar görürse, nem boyanın altındaki çıplak metalle temas ediyor. Kaplama olmayınca, arabanız paslanmaya başlıyor. Demir oksit kolayca şekilleniyor ve araçlar herhangi bir bölgede ya da ortamda paslanabiliyor. Daha sert ortamlarda ya da okyanus kıyısındaki arabalar, kuru ortamlara göre daha kolay paslanıyor. Otomobil pasını önlemek Aracın boyası, nemi aracın parçalarından uzak tutan teminat gibidir. Arabanızın paslanmasını istemiyorsanız, arabanızın boyasını gözden geçirmeli ve boyaya iyi bakmalısınız. Boya arabanızı güzel göstermenin yanında, arabanızın metal parçalarını zayıflatan pası da önlüyor. Arabanızın boyasını korumanın iyi bir yolu arabanızı 2 haftada bir yıkamak ve ayda bir kez cilalamaktır. Arabanızda herhangi bir çizik, kabarma ya da pul pul olma durumu görürseniz, sorununuz var demektir. Kabarcıklar, boyanın altında pas oluşumunun belirtisi olabilir. Çizikler ya da pul pul olma ise nemin oksidasyon sürecini başlattığı anlamına geliyor. Arabanızın boyasının hasarlı bölgesi üzerine uygulamak ve pas oluşumunu önlemek için izolasyon maddesi alabilirsiniz. Bu maddeyi uygulamadan önce arabanızı temizleyin ve kurulayın. Kimyasal madde arabanızın yüzeyine yapışacak. Bu işlemi bitirince, biraz rötuş boyası satın alabyknilirsiniz. Sert iklime sahip bölgelerde yaşayan sürücülerin ayrıca koruyucu yağlama malzemesi ya da anti-pas spreyi alması gerekiyor. Yağlama malzemesi, ek bir koruyucu katman oluşturuyor. Anti-pas spreyi ise arabanızın üstünde teminat sağlıyor ve boya üzerinde ekstra katman gibi duruyor. Herhangi bir koruyucu kaplama uygulamadan önce arabanızın temiz ve kuru olduğundan emin olun. Eğer tuzla kaplı buzlu yolda araba kullanıyorsanız, arabanızı daha sık yıkamalısınız. Arabanızın altını ve tekerleklerin çevresini yıkadığınızdan emin olun. Arabanızın içini unutmayın. Bir şey dökülürse hemen temizleyin. Arabanızın içini yıkarsanız, kurumaya yardımcı olmak için arabanın kapılarını açık bırakın.
  15. Doğru ürünlerle ve doğru bilgilerle, arabanızın yüzeyindeki ince çizikleri kolayca ortadan kaldırabilirsiniz. Ehow com isimli internet sitesinde yer alan haberde, çizikleri giderecek ürünleri ve çizikler için neler yapmanız gerektiğinizi öğrenebilirsiniz. İşte 5 adımda çizikleri yok etmenin yolları: 1. Öncelikle, arabanızın her yerini yıkamalısınız. Arabanızın zaten temiz olduğunu düşünüyorsanız, yıkamanıza gerek yok. Havadaki ve çevredeki zararlı elementler, arabanızın boyasına yapışan kimyasal bağlardır. Arabanızı güzelce yıkamak, toz, polen ve yoldan gelen parçacıkları yok etmeye yardımcı olacaktır. 2. Arabanızı yıkadıktan sonra tümüyle kurutmanız gerekiyor. Arabanız tamamen kuruyana kadar, arabanızdaki çizik yerlerin tamirini yapmaya başlamayın. Yıkamadan kalan herhangi bir sabun, deterjan ya da su damlacığı ürünün etkisini hafifletebilir ya da azaltabilir. 3. Arabanız temizlendikten ve kuruduktan sonra Meguiar's ScratchX™ gibi yüksek kaliteli araç bakım ürünü uygulayabilirsiniz. Diğer üreticilerin ürünleri ise şöyle: Mother's, Eagle One ve Turtle Wax. Bu ürünlerin hepsi olası çizikleri, örümcek ağı efektini, tampondaki girdap görünümünü, oksidasyonu, kimyasal aşınmayı, asit yağmuru beneklerini ve kuş pisliklerinden kaynaklanan aşınmaları kaldırmak amacıyla satılıyor. 4. Bir parça süngerin üzerine çok az miktarda çizik yok edici sürün. Ürünü, çizik bölge kapanana kadar ovalayarak uygulayın. Ürün ince çiziği tümüyle doldurur gibi görünecek, ancak arabanızın boyasının üst katını da kaplayacak. 5. Ürünü arabanızın istenilen yerine uyguladığınızda, temiz ve kuru bir havlu kumaş alın ve iyi bir sprey cila ile bölgeyi cilalayın. İyi kalite sünger ve havlu kullanmak boya yüzeyinde ilave çiziklere yol açmaz. Bu çizik bölgeyi cilalayacak ve boyanıza parlak ve ayna görünümü kazandıracak.
  16. Yaklaşık 2 yıldır kaza tespit tutanaklarını sürücülerin düzenlediği sistemde, sürücülerin tutanakları doldururken yaptığı hatalar nedeniyle binlerce iptal yaşanıyor. Maddi hasarlı kaza tespit tutanağının trafik polislerinin yanı sıra kazaya karışan sürücüler tarafından düzenlenebilmesinin imkanının sunulmasının üzerinden yaklaşık 2 yıl geçti. Sistem temel anlamda otursa da halen pek çok sürücünün raporu düzenleyene kadar araçları kaza mahallinden çekmemesi, yoğun olarak polis çağrılmaya teşebbüs edilmesi ve pek çok sürücünün yanında tutanak bulundurmaması gibi sorunlar devam ediyor. Sorunlardan biri de yaşanan iptaller. Bugüne dek toplam 1.400.000 civarında maddi hasarlı kaza tespit tutanağı düzenlenirken bunlardan 38.367 tanesi çeşitli nedenlerden ötürü iptal edildi. Tutanak düzenlerken kazaya karışan sürücülerin yaptığı düzenleme hataları nedeniyle önemli sayılabilecek kaza tespit tutanağı iptalle sonuçlanıyor. Tutanakta plaka veya sigorta poliçe numarasının yanlış yazılması, hata kutularını arasındaki çelişkiler, çarpışma an ve yerinin çizilmemesi ya da belirsiz çizilmesi gibi konular sürücülerin düzenlemelerde yaptığı iptale neden olan yaygın hatalar olarak öne çıkıyor. İptalde öne çıkan hususlardan biri de yalan, çarpıtma ya da yanıltıcı beyanlar. TRAMER’in elinde bulunan detaylı kayıtlar, servislerle yapılan görüşmeler, kaza yapmayan araçların kaza süsü verilerek sigortadan para alınmasını engellemeye yarasa da halen yalan ya da çarpıtıcı bilgiler içeren bazı tutanaklar gözden kaçıyor. Bazı sigorta şirketleri bunların önüne geçmek için kendi istihbarat birimlerini de kurmuş durumda. Genellikle emekli polislerden oluşan birimler, kazaya karışan sürücülerden şüphe içeren kazalarla ilgili tekrar beyan alarak hataları minimuma indirmeye çalışıyor.
  17. Zamanında İzlanda'da patlayan yanardağ, Avrupa'yı etkisi altına alırken atmosferden yeryüzüne asit yağmuru olarak inen küller neyse ki bu sefer Türkiye'yi teğet geçti. Doğal afetlerin ne zaman olacağı, nasıl etkiler yapacağı bilinmez. Bu afetler arasında bulunan asit yağmurları, kara, hava ve demir yolu taşıtları ile fabrikalardan yayılan kükürt ve azot oksitlerin atmosferde birleşerek sülfürik ve nitrikli asitli yağmur veya karla birlikte yağmasından oluşur. Dünyayı tehdit eden asit yağmurları kendisini sürekli göstermese de aralıklı yağması bile bir tehdit unsurudur ve özellikle rüzgar sayesinde her noktaya kolayca yayılabilir. Otomobil üreticileri, üretim aşamasında çelik sacın veya boyanın korunması için çeşitli önlemler alsalar da doğaya yenilmek bazen kaçınılmaz oluyor. Otomobilin, sülfürik ve nitrik asit karşısında özellikle karoserdeki kaynak noktalarında deformasyon olma ihtimali yüksektir. Eritme özelliğine sahip bu asitler, araçta bulunan cıvata, vida ve perçin gibi bağlama elemanlarını korozyona uğratıp mukavemeti azalabilirken bunlar uzun vadede ortaya çıkan sorunlardır. Bu kimyevi maddeler kısa vadede özellikle metalik olmayan araç boyasının renginin kimyasal yapısını bozarak, parçalı olarak solmasına neden olabilir. Ayrıca otomobilin lastik, cam fi tili gibi kauçuktan üretilen parçalarının esneme özelliklerini yitirebilmesi de görülebilir. Motorun hava girişini kaplayan asit kümeleri, ilk çalıştırma sırasında silindirlerde oluşan vakumun etkisiyle emiş sistemi üzerinde birikerek çeşitli parçaların çalışmasını engeller. Asit yağmuru kadar tehlikeli olan asit karışımlı çamur yağmurları da otomobilin özellikle mekanik parçaları üzerinde olumsuz etkiler bırakır. Özellikle havalandırma kanallarında biriken çamur, motorun çalışmasıyla hava filtresini tıkayarak hava-yakıt karışımının ayarını bozar veya havanın debisini azaltır. Emiş sırasında tıkanan hava filtresi karşısında sürekli emiş yapan motor, filtreden geçireceği tortulu havayı silindirlere göndererek yanma sağlar. Yanma sırasında silindir yüzeylerinde biriken tortular, pistonun hareketiyle çeşitli aşınmalara neden olur ve bu da motorun ömrünü kısaltır. Ne zaman karşılaşacağımız belli olmayan asit veya çamur karışımlı yağmurlar karşısında otomobiller için birkaç tedbir almak gerekir. Özellikle bu tür afetler karşısında otomobil için en ideal ortam kapalı garaj olurken birçoğumuzun böyle bir şansı yoktur. Bu yüzden otomobilimize boya koruma yaptırmalıyız. Boya korumasında kullanılan temizleyici maddeler, aracın boyasının matlaşması ve küçük çiziklerinin kapatılmasının dışında parlaklığını da arttırır. Bunlar, boya koruyucunun görünen özellikleri arasındayken, daha da önemlisi boya yüzeyini kaplayan film tabakası, çamur, tuz ve diğer minerallerle hava kirliliğine karşı aracın boyasını ve karoserini korur. Ayrıca güneşin zararlı ışınlarına keserek boyanın solmasını ve sararmasını önleyen ultraviyole filtreleri içerir. Böylece otomobilin ömrünün kısalması engellenir. Ayrıca otomobilin çeşitli noktalarında bulunan hava girişlerinin tıkanmaması için branda da bir çözüm olabilir. Ancak branda, otomobilin bulunduğu yere göre araç için tehlikeli olabilir. Ayrıca yağmurlu, rüzgarlı veya sisli havaların ardından otomobili fırça yerine sünger ile sıkça yıkamalıyız. Ayrıca toz, toprak veya isli bölgelerde yaşıyorsanız aracın hava filtresini de daha sık kontrol etmelisiniz. Bu tür felaketlere karşı önceden tedbir almak, her zaman daha ekonomik bir çözümdür. Ne zaman karşılaşacağımızın belli olmayacağı asit veya çamur yağmurlarına karşı aracımıza boya koruma sistemlerini uygulatmakta fayda var.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Bu siteyi kullanarak, Kullanım Şartlarını kabul edersiniz.